Danıştay Kararı 7. Daire 2016/8867 E. 2020/4276 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/8867 E.  ,  2020/4276 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8867
Karar No : 2020/4276

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına 2015 ve 2016 yıllarında tescilli 8 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin, idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Beyanın serbest irade ürünü olmadığını gösteren ihtirazi kaydın idarece kabul edilmesi halinde ihtirazi kayda konu vergilerin tahakkuk ettirilmeyeceği, kabul edilmemesi halinde ise tahakkuk ettirilen vergilerin tebliğ edileceği, olayda, yapılan idari itirazın tahakkuk ettirilip tebliğ edilen herhangi bir vergi olmaksızın yapıldığı, davacıya herhangi bir tahakkuk tebliğ edilmeden yapılan başvuru üzerine alınan ret kararının itiraz hakkı vermeyeceği, dolayısıyla yapılacak itiraz üzerine oluşacak ret işleminin de dava açma hakkı tanıması mümkün olmadığından, davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Mahkemece maddi ve hukuki durumun yanlış nitelendirildiği, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkuklara karşı süresinde itiraz ettikleri, bu şekilde verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere karşı idari itiraz ve dava yoluna gidilebileceğinin Danıştay içtihatlarıyla sabit olduğu, mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ :İhtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine yapılan itiraz başvurusuna davalı idarece verilen, “başvurunun Gümrük Kanunu 211. maddesine göre geri verme ve başvuru formu kullanılarak yapılması gerektiği” şeklindeki kesin olmayan cevabi yazısının, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi çerçevesinde istemin reddi kabul edilerek davanın açıldığı açık olduğundan, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2015 ve 2016 yıllarında tescilli 8 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin, idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyan edilmesi üzerine tahakkuk ettirilen vergilerin ihtirazi kayda konu kısmının tahakkukuna yönelik olarak, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesi çerçevesinde yapılan itiraz başvurusunun “Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verme ve kaldırma başvuru formu kullanılarak başvuru yapılması gerektiği”nden bahisle reddi üzerine anılan işlemin iptali ve ödenen vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle işbu dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 5911 sayılı Kanun’la değişik şekliyle 242. maddesinde, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri; idareye intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu”nun “İdari makamların sükutu” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri; 2. fıkrasında da, altmış gün içinde bir cevap verilmezse, isteğin reddedilmiş sayılacağı; ilgililerin, altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri; altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilisinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği; bu takdirde, dava açma süresinin işlemeyeceği; ancak, bekleme süresinin, başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği; dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren idari dava açma süresi içinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yükümlülerce kendilerine tebliğ edilmek suretiyle ödenen vergilere ilişkin itiraz yoluna başvurulabilmesi için, idarece yapılmış bir ek tahakkuk işleminin veya ihtirazi kayıtla verilen beyannameye dayalı tahakkukun bulunması gerekmektedir. İhtirazi kayıt, uygulamada, beyanın bağlayıcılığını etkisiz kılmak ve hak arama yollarına başvuru hakkını saklı tutmak amacıyla beyannameye konulan ve beyanın serbest irade ürünü olmadığını gösteren açıklama olarak nitelendirilmektedir.
Ayrıca, Gümrük Kanunu’nda öngörülen idari itiraz prosedürü tamamlanmadan idari yargı yoluna başvurulamayacağı gibi, yükümlülerin itirazlarının da otuz gün içinde karara bağlanarak sonucunun ilgilisine tebliği yasal bir zorunluluk olduğundan; bu sürenin kesin cevap verilmeden geçirilmesi halinde, idari başvurunun zımnen reddedildiğinin kabulü gerekir. Aksi halde, idari başvuruların, kesin cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Gümrük Kanunu uyarınca işlem tesis edilmesi istemiyle veya idarece re’sen veyahut ilgililerin isteği üzerine tesis edilen işlemlere karşı idareye yapılacak başvuru yollarının yöntem ve süreleri ile kendisine başvuruda bulunulan idarenin cevap verme süreleri, anılan Kanunda, genel hükümlerden (2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesindeki esaslardan) ayrı olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle, Gümrük Kanunu’na göre yapılan tahakkuklar ile ilgili olarak idari davaya konu olabilecek işlemlerin oluşumunun, yukarıda açıklanan başvuru usulleri ve süreleri konusunda özel Kanun niteliği taşıyan, anılan Kanun hükümlerine göre, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde ise, genel Kanun niteliğindeki 2577 sayılı Kanun’un 10. ve 11. maddeleri hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir.
Olayda, mahkemece kabul edilenin aksine, davacı tarafından ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine vergilerin tahakkuk ettirildiğinde kuşku bulunmamaktadır. Nitekim yapılan başvuru üzerine idarece tesis edilen işlemde de bu durumun kabul edildiği açıktır. Bu bakımdan, davada, tahakkuk eden vergilere yönelik olarak yapılan itiraz üzerine Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünce, başvurunun Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi çerçevesinde yapılması gerektiği şeklinde yönlendirilmesi suretiyle tesis edilen ve istemin kesin olarak reddi niteliği taşımayan işlemin tebliğ edilmesinden sonra izlenecek usulün ne olması gerektiğinin tespiti önemlidir. Belirtilen hususta 4458 sayılı Kanun’da herhangi bir düzenleme bulunmadığından, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, idareye yapılan başvuru üzerine verilen cevabın kesin olmaması halinde, ilgilisinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği yolundaki hükmün uygulanması gerekir.
Bu nedenle, davanın, itiraz başvurusuna verilen kesin olmayan cevabın istemin reddi sayılarak açıldığının kabulü ile davacıya dava açma hakkı tanıyan işlemin diğer yönlerden incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, yukarıda değinilen gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.