Danıştay Kararı 7. Daire 2016/8561 E. 2020/4272 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/8561 E.  ,  2020/4272 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8561
Karar No : 2020/4272

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Teknoloji ve Satış Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı adına
…Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına 2015 yılında tescilli 6 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin, idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İthal edilen eşyaların beyan edilen kıymeti üzerinden tahakkuk ettirilen vergilerin ödenmesi gerektiği, beyanın gerçek durumu yansıtmadığı hususunda tereddüte düşülmesi halinde gerekli araştırma yapılarak eşyanın gerçek gümrük kıymetinin tespitinin idarenin görevinde bulunduğu, davacı şirketin aynı ürünü, aynı satıcıdan yakın veya aynı tarihli beyannamelerle ithal etmesine rağmen, eşyaların bir kısmının kıymetini diğerlerine göre düşük beyan ettiği, bu itibarla söz konusu eşyaların gümrük kıymetinin beyan edilen satış bedelinden farklı olduğunun açıkça anlaşılması karşında, aynı eşyanın satış bedeli yöntemine göre belirlenen kıymet üzerinden yapılan tahakkukta ve vaki itiraz üzerine tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarenin satış bedeli yöntemini terk etmesinin hatalı olduğu, eşyanın aynı eşya olmadığı, mahkeme kararında dava aşamasında ileri sürdükleri iddiaların karşılanmadığı ve kararda dava nedenleriyle örtüşmeyen açıklamalar yapıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Davacının beyannamenin tescil edildiği tarihte ihtirazi kayıt koymak suretiyle tahakkuk ettirilecek vergileri kabul etmediğinden idarece yapılan tahakkukun davacının serbest iradesine dayandığından bahsedilemeyeceği, bu itibarla ortada 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesi hükmüne göre idari prosedüre tabi bir tahakkukun bulunduğu, nitekim, davacının itirazının bu madde hükmüne göre yapıldığı, tahakkukun esası yönünden itirazın sonuçlandırılması gerekirken henüz tahakkuk süreci kesinleşmemiş bir aşamadayken anılan Kanun’un 211. maddesi çerçevesinde başvuru yapılması yolunda bir yönlendirme yapılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan, ihtirazi kayıtla tahakkuk eden ve fazladan ödenen vergilere vaki itirazın esası hakkında idarece karar verilmemiş olduğu dikkate alındığında, bu aşamada tahsil edilen vergilerin iadesi yönündeki talebin incelenmesi mümkün bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2015 yılında tescilli 6 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin, idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın başvurunun geri verme kaldırma kapsamında ilgili gümrük idaresine yapılması gerektiğinden bahisle reddine dair işlemin iptali ve fazladan ödenen vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 61. maddesinin 1. fıkrasında, 60. maddede belirtilen şartlara uygun beyannamelerin ait oldukları eşyanın gümrüğe sunulmuş olması halinde tescil edileceği, tescil işleminin, beyana ilişkin bilgilerin yerel alan ağı ve geniş alan üzerinden gümrük bilgileri sistemine girilerek sistem tarafından tescil tarihi ve sayısı verilmemesi ya da beyanname ve beyanname hükmündeki belgenin üzerine mühür vurularak, sıra numarası ile tarih konulmasını ve bu beyannameye ait bilgilerin tescil defterine yazılmasını ifade edeceği, 2. fıkrasında, aksine hüküm bulunmadıkça, eşyanın beyan edildiği gümrük rejimine, ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarihin, beyannamenin tescil edildiği tarih olduğu, 3. fıkrada da tescil edilmiş beyannamenin, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlayacağı ve gümrük vergileri tahakkukuna esas tutulacağı düzenlenmiş; 242. maddesinin 1. fıkrasında, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri, 2. fıkrasında, idareye intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği, 3. fıkrasında, itiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılacağı ve idarece yetkili makama ulaştırılacağı, 4. fıkrasında da, itirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği hükmüne yer verilmiş; 211. maddesinde, kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergilerinin geri verileceği, kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergilerinin kaldırılacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda değinilen kanuni düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, tescil edilmiş beyannamenin taahhüt niteliğinde olup beyan sahibini bağlayacağı ancak ihtirazi kayıt konulmak suretiyle beyannamenin içerdiği bilgilerin beyan sahibinin serbest iradesini yansıtmadığının ortaya konulabileceği, bu durumda gümrük idaresince ihtirazi kaydın değerlendirilerek gümrük vergilerinin tahakkuk ettirileceği, bu şekilde tahakkuk ettirilerek tebliğ edilen vergilere karşı 4458 sayılı Kanun’un 242. madde hükmüne göre idari itiraz yoluna gidilebileceği, anılan Kanun’un 211. maddesi uyarınca yapılan geri verme ve kaldırma başvurularının bahsi geçen idari itiraz prosedürü tüketildikten ya da itiraz süreleri geçirildikten sonra başvurulabilecek bir yol olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket adına 2015 yılında tescilli 6 adet gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen bedelinin düşük olduğundan bahisle belirlenen birim fiyatının ihtirazı kayıtla beyan edildiği, anılan beyana istinaden tahakkuk ettirilen vergilere karşı Bölge Müdürlüğüne yapılan itiraza, başvurunun geri verme kaldırma kapsamında ilgili gümrük idaresine yapılması gerektiği şeklinde cevap verilmesi üzerine söz konusu işlemin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının itirazı üzerine Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi ve Gümrük Yönetmeliği’nin 499 ilâ 511. maddeleri çerçevesinde Yönetmeliğin 78 no’lu ekinde yer alan “geri verme ve kaldırma başvuru formu” kullanılarak itirazın ilgili gümrük idaresine yapılması gerektiği yolunda işlem tesis edilmiş ise de; yukarıda değinilen kanuni düzenlemeler dikkate alındığında, davacı tarafından beyannameye ihtirazi kayıt konulmak suretiyle tahakkuk ettirilecek vergiler kabul edilmediğinden, tahakkukların davacının serbest iradesine dayandığından bahsedilemeyeceği; bu itibarla, dava konusu tahakkukların Gümrük Kanunu’nun 242. maddesinde düzenlenen idari prosedüre tabi olduğu, nitekim, davacının itirazının da bu madde hükmüne göre yapıldığı ortada olup, tahakkukun esası yönünden itirazın sonuçlandırılması gerekirken anılan Kanun’un 211. maddesi çerçevesinde başvuru yapılması yolunda bir yönlendirme yapılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan, ihtirazi kayıtla tahakkuk eden ve fazladan ödenen vergilere vaki itirazın esası hakkında davalı idarece henüz bir karar verilmemiş olduğu dikkate alındığında, davacının tahsil edilen vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesi yönündeki talebinin bu aşamada değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin de mahkemece ayrıca gözetilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.