Danıştay Kararı 7. Daire 2016/8232 E. 2020/5168 K. 15.12.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/8232 E.  ,  2020/5168 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8232
Karar No : 2020/5168

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrasına istinaden müteselsil sorumluluğu bulunduğundan bahisle, 2010 yılının Şubat ayının (2.); Mart ilâ Mayıs ve Ağustos aylarının (1.) ve (2.); Haziran ayının (1.) dönemleri için re’sen tarh edilen özel tüketim vergileri ile Şubat ayının (2.); Mart ayının (1.) ve (2.) ile Nisan ayının (1.) dönemleri için bir kat tutarında; diğer dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle bir kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından satın alınan düşük oranlı özel tüketim vergisine tabi müstahzar yağların bir kısmının motorine karıştırılarak yakıt olarak, bir kısmının ise işyerinde bulunan araçların bakımı ve pist alanı için kiralanan greyder motorunun paslanmasının önlenmesi amacıyla kullanıldığı yolunda beyanda bulunulmuş ise de, vergi inceleme elemanınca, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu kuralından hareketle, satın alınan yağların ne kadarının akaryakıt olarak kullanıldığı yönünde hukuken kabul edilebilir nitelikte bir araştırma ve inceleme yapılmadan ispat külfetini doğrudan davacıya yüklenerek, yağların tamamının akaryakıt olarak kullanıldığının kabul edilmesi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta ve ilgili dönemlerde özel tüketim vergisi mükellefiyeti bulunmayan davacı tarafından geçmişe yönelik beyanname vermesinin mümkün olmadığından kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usûl ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu mükelleflerin yaptıkları ticari iş ve işlemler sebebiyle almak ve vermek zorunda oldukları belgeleri tutulması gerekli defter ve belgelere düzenli bir şekilde kaydedilmesi muhteviyatlarının da gerçek olması gerektiğini düzenlemekle, tutulması alınıp verilmesi gerekli belge ve faturaların defterlere kaydı ile etkili bir vergi kontrolü yapılması sağlanmakla birlikte ilgili mükellef için de ispat vasıtasıdır. Vergi mükellefi olanların defter ve belgelerin tutulması zorunlu olup, mükellefe seçimlik bir hak da tanınmamıştır.
Özel tüketim vergisi 4760 sayılı Kanunla getirilen ve kanuna ekli dört ayrı listede yer alan mallar üzerinden bir kereye mahsus olmak üzere beyan üzerine alınan bir vergi türüdür. Vergiyi doğuran olay ise kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi ile doğacağı 13. maddesinin 2. fıkrasında ise, (I) sayılı listedeki malları teslim alanların, bu malları daha yüksek tutarda vergiye tâbi bir mal olarak kullanmak veya üçüncü kişilere satmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet vermeleri halinde, ziyaa uğratılan vergi bunlar adına tarh olunur ve tarhiyata 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344. maddesine göre vergi ziyaı cezası uygulanacağı düzenlemesi getirilmiştir.
Dosyanın içeriği bilgi ve belgelerin ve vergi inceleme raporunun incelenmesinden davacının 2010 yılında 72.476 lt müstahzar yağ aldığı, alışların 25 lt’lik tenekeler halinde olduğunu bu yağların bir kısmının araçların da yakıt olarak kullanıldığını bir kısmını ise araçların ihtiyacı için kullandıklarını beyan etmiş ancak ne kadarını motorin olarak kullandıklarını hatırlamadığını beyan etmiş olup, araçlarda kullanıldığı iddia edilen yağların ne kadar olduğunun ispat yükünün hangi tarafa ait olduğunun belirlenmesi önem arzetmekle, davacı beyanları Vergi Usul Kanunu’nun 3. Maddesinde belirtilen ispat vasıtasından biri olup kesin delil niteliğindedir. İspat vasıtası ve inceleme vasıtası olan tutulması gereken defter belgelerin aynı zamanda içerdiği bilgilerin de doğru olması gerektiği izahdan varestedir. Bu bağlamda davacı tarafından defter ve belgelerinde hangi amaçla kullanıldığına dair bilgilerin yer alması gerekmekte olduğundan ve araçların yağ ihtiyacında kullanıldığı davacı tarafından iddia edilmekle bu iddianın ispat yükü de davacıya ait olmakla birlikte , araçların tamamına yakının otomobil cinsi olduğu ve araçların bakımlarının yılda bir yapıldığı ve yağ ihtiyacının bu şekilde karşılandığı inceleme raporunda iktisadi ve ticari icaplara ve olayın özelliğine 25’lt lik tenekelerle alınan mamülün araçların yağ ihtiyacında kullanılmasının uygun olmadığı raporda karşılanmış olduğu, bu durumun teknik bakımdan hayatın olağan akışına uygun olduğu aksininde davacı tarafından iddia edilip ispat edilmediği yargılama safhasında da aksi bir delil sunulmadığı görülmekle satın alınan yağların 4760 sayılı Kanun’un 13.maddesinin 2. fıkrası açık hükmü karşısında, re’sen tarh edilen özel tüketim vergileri ile vergi ziyaı cezaları hukuka uygun olup, bu bağlamda verilen özel usulsüzlük cezası da hukuka uygundur. Mahkemece tekerrür hükümlerinin incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.