Danıştay Kararı 7. Daire 2016/6755 E. 2020/3739 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/6755 E.  ,  2020/3739 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/6755
Karar No : 2020/3739

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Kağıtçılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. … – Aynı adreste

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih … sayılı beyannamesi muhteviyatı eşya için ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi istemiyle yapılan geri verme başvurusunun zımnen reddi üzerine vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ve fazla ödenen gümrük vergilerinin faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Olayda, davacı tarafından yapılan geri verme başvurusu hakkında davalı idarenin karar alması gereken 30 günlük süre içerisinde 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında, söz konusu maddede belirtilen gerekçeli olma, ihtiyaç duyulan süreyi belirtme ve karar alma süresi içinde ilgiliye duyurulma şartlarını taşıyan bir işlem tesis edilerek davacıya bildirildiği, davacı tarafından henüz zımni ret işlemi oluşmadan ve açık ret işlemi de tebliğ edilmeden itiraz yoluna gidildiği, dolayısıyla idari karar oluşmadan yapılan itiraz başvurusunun herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı, ortada idari davaya konu olabilecek bir işlemin varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyalar nedeniyle 30/06/2015 tarihinde geri verme talebinde bulunulduğu, davalı idarece, karar alma süresinin 31/08/2015 tarihine kadar uzatıldığına dair yazının 22/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, yapılan başvuruya 30 gün içinde kesin bir cevap verilmeyerek istemin zımnen reddedildiğinden, 10/08/2015 tarihinde itiraz yoluna gidildiği, itiraz başvurusunun da zımnen reddedildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Makamların Sükutu” başlıklı10. maddesi kapsamında dava açabileceğinden, uyuşmazlığın esasının incelenmesinin gerektiği, ithalat esnasında cezai işleme veya yüklü teminatlara maruz kalmamak amacıyla, gümrük kıymetinin alış bedeli üzerinden değil, gümrük idaresinin belirlediği bedel üzerinden beyan edildiği, fazladan ödenen kısmının iadesinin gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: 4458 sayılı Gümrük Kanununun idari itiraz usullerini düzenleyen olay tarihindeki hükümlerinde, idari makamların başvurulara kaç gün içerisinde cevap vermesi gerektiği belirtilmiş ise de; başvurular üzerine verilen cevabın kesin olmaması durumunda ne olacağı hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak, ilgililerin, 2577 sayılı Kanunun, idari davaya konu edilebilecek nitelikte işlem tesisi için idareye başvuru haklarını ve idarenin davranış biçimine göre doğabilecek hukuki durumlarla bu hukuki durumlar dolayısıyla idari dava açma hakkının kullanılma süresinin hesaplanmasında uygulanacak yöntemi düzenleyen 10. maddesi, aynı amaca hizmet eden ve gümrük vergileriyle ilgili özel bir uygulama olan düzeltme ve itiraz başvurularında da uygulanabilecek niteliktedir. Aksi halde, düzeltme ve itiraz başvurularının, cevap verilmemesi suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Olayda, yapılan itiraz başvurusuna, 4458 sayılı Kanunun 242. maddesinde öngörülen otuz günlük süre içinde cevap verilmeyerek oluşan zımni ret işleminin süresi içinde dava konusu yapıldığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen kararda isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından adına tescilli gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle ödenen vergilerin iadesi istemiyle 30/06/2015 tarihinde geri verme başvurusunda bulunulduğu, söz konusu başvuruya 30 gün içinde cevap verilmeyerek istemin zımnen reddedildiğinden bahisle 10/08/2015 tarihinde itiraz yoluna gidildiği, itiraz başvurusunun da zımnen reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinin 1. fıkrasında, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri; 2. fıkrasında, idareye intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; 3. fıkrasında, itiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itirazın süresinde yapılmış sayılacağı ve idarece yetkili makama ulaştırılacağı; 4. fıkrasında da, itirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği hükme bağlanmıştır.

Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari makamların sükutu” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri; 2’nci fıkrasında da, altmış gün içinde bir cevap verilmezse, isteğin reddedilmiş sayılacağı; ilgililerin, altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri; altmış günlük süre içinde İdarece verilen cevap kesin değilse ilgilisinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği; bu takdirde, dava açma süresinin işlemeyeceği; ancak, bekleme süresinin, başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği; dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren idari dava açma süresi içinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümlere göre; Gümrük Kanununda öngörülen idari itiraz prosedürü tamamlanmadan idari yargı yoluna başvurulamayacağı gibi, yükümlülerin itiraz başvurularının bir üst makamca otuz gün içinde karara bağlanarak sonucunun ilgilisine tebliği yasal bir zorunluluk olduğundan; bu sürenin cevapsız geçirilmesi halinde, idari başvuruların zımnen reddedildiğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, idari başvuruların, cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Gümrük Kanunu uyarınca işlem tesis edilmesi istemiyle veya idarece re’sen veyahut ilgililerin isteği üzerine tesis edilen işlemlere karşı idareye yapılacak başvuru yollarının yöntem ve süreleri ile kendisine başvuruda bulunulan idarenin cevap verme süreleri, anılan Kanunda, genel hükümlerden (İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesindeki esaslardan) ayrı olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle, Gümrük Kanununa göre yapılan vergi tahakkukları ile ilgili olarak idari davaya konu olabilecek işlemlerin oluşumunun, yukarıda açıklanan başvuru usulleri ve süreleri konusunda özel Kanun niteliği taşıyan, anılan Kanun hükümlerine göre, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde ise, genel Kanun niteliğindeki 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. ve 11. maddeleri hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacının davalı idareye başvurusu üzerine, idarece tesis edilen ve istemin kesin olarak reddi niteliği taşımayan işlemin tebliğ edilmesinden sonra izlenecek usulün ne olması gerektiğine dair, 4458 sayılı Kanun’da herhangi bir düzenleme bulunmadığından, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, idareye yapılan başvuru üzerine verilen cevabın kesin olmaması halinde, ilgilisinin bu cevabı, istemin reddi sayılabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceğine dair kuralın uygulanması gerekir.
Bu bakımdan; davalı idareye yapılan başvuru üzerine, idarece karar alma süresinin uzatıldığını bildiren yazının, 22/07/2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından, cevap verme süresinin sonuna kadar beklenilebileceği gibi, istemin reddi koşulları oluştuğunun kabulü ile itiraz başvurusunda bulunabileceği de yukarıda yer verilen kuralın sonucudur.
Olayda, davacı tarafından 30/06/2015 tarihinde yapılan geri verme başvurusuna cevap verme süresinin beklenildiği, istemin zımnen reddine dair işlemin oluşmasından sonra 10/08/2015 tarihinde itiraz başvurusunda bulunulduğu, 4458 sayılı Kanun’un 242. maddesinde öngörülen otuz günlük süre içinde cevap verilmeyerek oluşan zımni ret işlemine karşı da süresi içinde dava açıldığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.