Danıştay Kararı 7. Daire 2016/660 E. 2020/3340 K. 17.09.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/660 E.  ,  2020/3340 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/660
Karar No : 2020/3340

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… (…) Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli 03/09/2008 tarih ve 187566, 05/11/2008 tarih ve 231774, 27/03/2009 tarih ve 48350-48353, 09/04/2009 tarih ve 56268 sayılı gümrük giriş beyannameleri ile 30/07/2008 tarih ve 2008/D1-03294 sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın bir kısmının yurt dışı edilmediğinden bahisle muafiyet kapsamından çıkartılan eşyaya isabet eden gümrük ve katma değer vergileri ile dampinge karşı vergi ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı üzerinden hesaplanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin, para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Vergi Mahkemesince derdestlik iddiasının yerinde olmadığının kabulüyle, olayda; muhtelif firmalar adına kayıtlı dahilde işleme izin belgesi kapsamında gümrük vergilerinden muaf olarak ithal edilip dahilde işleme faaliyetine tabi tutulduktan sonra ihraç edilmesi gereken tekstil eşyasının çok az bir kısmının … Gümrüğünden araçlara yüklenip çıkış yapmak üzere … Gümrük Müdürlüğüne sevk edildiği, buna karşın söz konusu eşyanın tamamı ihraç edilmiş gibi taahhüt hesabının kapatıldığı, davacı şirket adına dahilde işleme izin belgesi kapsamında onaylı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatındaki eşyadan bir kısmının yurt dışı edilmediği hususunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince yapılan soruşturma sonucunda hazırlanan inceleme raporunda somut olarak ortaya konulduğu, yapılan tespitlere göre dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edildiğinin açık olduğu, bu nedenle itirazın reddine dair işlemin para cezasına ilişkin kısmına yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdarece kayıt ve beyanların incelenmediği, ithal edilen eşyanın fabrikada işlenip işlenmediğine ilişkin bir tespitin bulunmadığı, raporun tebliğ edilmediği ve savunma hakkının ihlal edildiği, bu nedenle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ :Gümrük giriş beyannamelerinin tescil tarihlerindeki mer’i mevzuat uyarınca işlem tesis edilmesi gerekirken, İdare tarafından 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca gümrüklenmiş değerinin iki katı üzerinden para cezası kararı verilmesinde hukuka uyarlık, davayı reddeden mahkeme kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli 03/09/2008 tarih ve 187566, 05/11/2008 tarih ve 231774, 27/03/2009 tarih ve 48350-48353, 09/04/2009 tarih ve 56268 sayılı gümrük giriş beyannameleri ile 30/07/2008 tarih ve 2008/D1-03294 sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın bir kısmının yurt dışı edilmediğinden bahisle muafiyet kapsamından çıkartılan eşyaya isabet eden gümrük ve katma değer vergileri ile dampinge karşı vergi ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı üzerinden hesaplanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin, para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesinin 5911 sayılı Kanunla değişik şeklinde, 241. maddenin 3. fıkrasının (h), (l) ve (m) bentleri, 4. fıkrasının (g) ve (h) bentleri ile 5. fıkrasının (b) bendinde belirtilen durumlar hariç, dâhilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyanın gümrük vergilerinin iki katı tutarında para cezası öngörülmüş; yine maddenin bu değişiklikten önceki ve olay tarihinde yürürlükte bulunan halinde de gümrük vergilerinin iki katı tutarında para cezasına ilişkin hükmün bulunduğu, aynı maddenin 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle değişik 11/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren şeklinde ise; gümrüklenmiş değerin iki katı para cezası verileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddesinin 1. fıkrasında, kimsenin işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmasının olanaklı olmadığı, kimseye suçun işlendiği zamanın kanununda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği öngörülmüş; aynı maddenin 3. fıkrasında da cezanın yasayla konulacağı belirtilmiştir.
Anayasanın sözü edilen maddesinde öngörülen ilkeye göre; suçun, işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna tabi olması esastır. Bu yüzden; maddi ve manevi unsurları itibarıyla gerçekleştiği tarihte suç sayılmayan bir eylemin, daha sonra yürürlüğe giren ve bu eylemi suç sayan kanunla cezalandırılması olanaklı bulunmadığı gibi; bir suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükmü ile belirlenen cezasını ağırlaştıran sonraki yasa hükmünün de o suça uygulanması ve failinin daha ağır ceza ile cezalandırılması uygun değildir.
Uyuşmazlıkta, davacı adına 2008 ve 2009 yıllarında tescilli beyannamelerle dahilde işleme rejimi kapsamında geçici ithali gerçekleştirilen eşya ilgili olarak, dahilde işleme izin belgesinin müeyyideli kapatıldığından bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesinin 6455 sayılı Kanunla değişik hali uyarınca gümrüklenmiş değerin iki katı tutarında hesaplanarak para cezası kararı alınmış ise de; bahsi geçen hükmün değişik halinin 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlayarak yürürlüğe girmesi, cezalandırmaya konu fiile ilişkin beyannamelerin tescil tarihlerine göre öngörülen cezanın ise, gümrük vergilerinin iki katı tutarında olduğunun görülmesi, belirtilen hükmün daha ağır ceza öngören şeklinin uygulanmasının Anayasanın yukarıda yer verilen 38. maddesinde ifade edilen, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği yönündeki ilkeye aykırılık oluşturması karşısında, aksi yoldaki temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.