Danıştay Kararı 7. Daire 2016/6209 E. 2020/3948 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/6209 E.  ,  2020/3948 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/6209
Karar No : 2020/3948

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Nakliyat İnşaat Gıda Üretim ve Pazarlama Limited Şirketi

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Karayolu ile şehirlerarası yük taşımacılığı faaliyetinde bulunan davacının, 2011 takvim yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda … Petrol Ürünleri Madeni Yağ İnşaat Dayanıklı Tüketim Malları Emlak Turizm Seyahat Matbaa Tekstil Gıda Oto Elektrik Elektronik Malzemeleri Limited Şirketi ve … Petrol Ürünleri Nakliye İnşaat Taahhüt Tekstil İmalat Ticaret Dağıtım Limited Şirketinden aldığı madeni yağları işletme faaliyetinde yakıt olarak kullanarak vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden bahisle 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. bendi uyarınca müteselsil sorumlu sıfatıyla adına 2011 yılının Ocak dönemi için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Petrol Ürünleri Madeni Yağ İnşaat Dayanıklı Tüketim Malları Emlak Turizm Seyahat Matbaa Tekstil Gıda Oto Elektrik Elektronik Malzemeleri Limited Şirketi ve … Petrol Ürünleri Nakliye İnşaat Taahhüt Tekstil İmalat Ticaret Dağıtım Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarında; özel tüketim vergisine tabi olmayan mal ya da kullanılan baz yağlardan daha düşük tutarda özel tüketim vergisine tabi mal üretiminde kullanılma taahhüdü ile vergisel avantajlar sağlayan uygulamalardan faydalanmak suretiyle alınan baz yağların taahhütlere uygun üretimlerde kullanılmamasına rağmen, yasal defterlerine taahhütlerine uygun üretimler yapılmış gibi muhasebe kayıtlarının yapıldığı, üretim sonucunda elde edilen ürünlerin gerçekte verilen taahhütlere uygun ürünler olmamasına rağmen, satış faturalarında malın gerçek ismine ve pozisyonuna yer verilmeyerek taahhütlerine uygun üretim yapılmış görüntüsü verecek ürün isimlerinin ve pozisyon numaralarının yazıldığı, vergisel ödevlerin de bu hususlar üzerinden yerine getirilmiş olması dolayısıyla vergi ziyaına sebebiyet verildiği yönünde tespitlere yer verildiği, davacı şirketin adı geçen şirketlerden olan madeni yağ alışlarının tamamının yakıt olarak kullanmasının ticari ve teknik icaplara daha uygun olduğu ve mükellef kurum yetkilisi, araçların bakımlarını kendilerinin yaptıklarını, alınan madeni yağların ise bir kısmını araçların performansını artırmaları için kullandıklarını beyan etmiş ise de, mükellef kurumun ibraz ettiği yasal belgelerinde araçlar hakkında periyodik bakımlara ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, zira alınan madeni yağ miktarları ile araçların motor yağı kapasitesi karşılaştırılarak araç sayısı da birlikte değerlendirildiğinde, tutarsızlık ortaya çıktığı, bu açıklamalar doğrultusunda, adı geçen şirketlerden yapılan madeni yağ alımlarının tamamının yakıt olarak kullanıldığı sonucuna varıldığı, mükellef kurumun madeni yağ olarak aldığı belirtilen faturalar üzerinden, madeni yağ ile yakıt arasındaki özel tüketim vergisi farkı bulunarak, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. bendi uyarınca sorumlu olmasının gerektiği, 2011 yılında adı geçen şirketlerden satın alınan madeni yağların “10 numara yağ” olarak motorine ikame edilmek suretiyle kullanılması sonucu kamunun bu satışların birim litresine isabet eden maktu özel tüketim vergisi kadar zarara uğradığı, davacının kaçak akaryakıt kullandığından bahisle yapılan vergilendirme işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tarhiyatın varsayıma ve eksik incelemeye dayalı olarak yapıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.