Danıştay Kararı 7. Daire 2016/5967 E. 2020/4139 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/5967 E.  ,  2020/4139 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5967
Karar No : 2020/4139

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … Limited Şirketi adına düzenlenen … tarih ve v sayılı yatırımı teşvik belgesinin iptal edilmesi nedeniyle söz konusu belge kapsamında işlem gören … tarih ve … sayılı ve … tarih ve … sayılı beyannameler muhteviyatı eşyalar için tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri ile hesaplanan gecikme faizlerinin şirket ortağı sıfatıyla tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davalı idarece savunma ve ara karara verilen cevap dilekçesi ekinde asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin sunulmadığı, anılan şirket hakkında malvarlığı araştırmasının ortak ve temsilcilerle birlikte yapıldığı, belediyeler ve asıl borçlu şirketin alacaklı olabileceği üçüncü kişiler nezdinde herhangi bir malvarlığı araştırması yapılmadığından davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirkete ilanen tebligat yapıldığı, davacının ikamet adresinde yeğenine tebliğ edilen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı hususlarının bulunması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, kanuni temsilcilerin sorumluluğunu düzenleyen 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesiyle, ilgililere rücu olanağı tanınarak şirketten tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan borcun tamamı üzerinden müteselsilen sorumlu tutulmuş olmalarına karşın; ortakların sorumluluğunu düzenleyen aynı Kanun’un 35. maddesiyle; limited şirket ortaklarının sermaye payları oranında tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan borçtan sorumluluğu yoluna gidilmiştir. Ortağa bu sorumluluktan doğan borcunu rücu etme imkanının da tanınmaması karşısında, tesis edilecek idari işlemde, ortağın ödemekle sorumlu olduğu borç tutarının net olarak belirtilmesinin gerektiği açıktır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının ortağı olduğu … Limited Şirketinin vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ve şirket borçlarının tamamını içeren ödeme emriyle davacının da aralarında bulunduğu üç ortağın birlikte takip edildiği görülmektedir.
Oysa, ödeme emrinin kamu borçlusu adına hukuki sonuç doğurabilmesi, borçlunun kişisel takibi ve sözü edilen 55. maddede yer alan bilgileri ihtiva etmesiyle mümkündür. Davaya konu edilen ödeme emri ise, borcun tamamının tahsilini ve ortakların tümünün takibini sağlamaya yönelik olarak düzenlenmiştir. Bu haliyle, yok sayılmasını gerektirecek derecede ağır sakatlık taşıdığı sonucuna varılan ödeme emrinin iptali yolundaki vergi mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamıştır.
Belirtilen nedenle, temyiz isteminin reddi gerektiği oyuyla, Daire kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.