Danıştay Kararı 7. Daire 2016/5740 E. 2020/5145 K. 15.12.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/5740 E.  ,  2020/5145 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5740
Karar No : 2020/5145

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 02/06/2012 tarihinde vefat eden muristen intikal eden hisse senetlerinin değerinden düşük beyan edildiğinden bahisle, takdir komisyonu kararına istinaden yapılan tarhiyat sonrası uzlaşılan veraset ve intikal vergisine normal vade tarihinden uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme faizi tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde, veraset ve intikal vergisinin matrahının, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu’na göre bulunan değerleri olduğu; mükelleflerin ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere verginin mevzuuna giren malları bu maddede belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak, belirtilmeyenler bakımından ise Vergi Usul Kanunu’nun servetleri değerleme ile ilgili 3. bölümündeki esaslara göre değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları; idarenin söz konusu esaslara göre beyan edilen bu değerler üzerinden vergiyi beyannamenin verildiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde tarh edeceği, tarh edilen vergilerin intikal eden malların Vergi Usul Kanunu’na göre bulunacak değerlerine göre ikmal edileceği; ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından bu maddedeki esaslara göre beyan edilen miktar ile idarece aynı değerleme ölçülerine göre bulunan miktar arasındaki farka ait verginin (gayrimenkuller hariç), vergi ziyaı cezasının yarısı ile birlikte alınacağı; ancak, menkul mallar ile gemilere ilişkin değerlemelerde % 50’ye kadar bulunacak fark için ceza uygulanmayacağı hükmüne yer verildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde ise, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanun’a göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağının hükme bağlandığı; buna göre, bir tarhiyata faiz işletilebilmesi için bunun re’sen, ikmalen ya da idarece tarh şekillerinden birine dahil olması gerektiği; veraset ve intikal vergisi bakımından yapılan ikinci tarhiyatın ikmalen tarhiyat değil, olması gereken matrahın mükelleflerce hesaplanmasının güçlüğü göz önüne alınarak matrahın doğru olarak belirlenmesini teminen idareye yüklenen eksiği giderme yükümlülüğü olduğu, nitekim olayda da, fer’i bir alacak olan gecikme faizinin bağlı bulunduğu tarhiyatın 213 sayılı Kanunun 112. maddesinde sözü edilen tarhiyattan farklı olduğu, re’sen ya da idarece yapılan tarhiyat şekillerine girmediği; bu durumda, veraset ve intikal vergisine özgü olan bu tarhiyat davacının vergilendirme ile ilgili ödevlerini yerine getirmemesinden veya eksik yerine getirmesinden değil, idarenin davacıya murisinin terekesinden intikal eden hisse senetlerini farklı ölçüyü esas alarak değerlemesinden kaynaklanmakta olup, davacının vergi ziyaına yol açacak nitelikte bir kusuru ve 213 sayılı Kanun’da düzenlenen biçimde gecikme faizi hesaplanmasını gerektirecek bir tarhiyat olmadığından davacı adına tahakkuk ettirilen gecikme faizinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.