Danıştay Kararı 7. Daire 2016/4736 E. 2020/4141 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/4736 E.  ,  2020/4141 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4736
Karar No : 2020/4141

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: … Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli 26/07/1996 tarihli 365 sayılı ve 13/08/1996 tarihli 397 sayılı beyannameler muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri ile bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının şirket ortağı sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Olayda, … Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına usulüne uygun olarak tebliğ edilen ve dava açılması üzerine Mahkemelerinin kararlarıyla kesinleşen dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların asıl borçlu şirket tarafından vadesinde ödenmemesi sebebiyle yapılan cebri takip işlemlerinden bir netice alınamaması üzerine şirketten tahsil imkanı kalmadığının anlaşılması karşısında, amme alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına hissesi nispetinde düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinin 29/07/1998 tarihinde yürürlüğe giren halinde limited şirketi ortaklarının şirkete ait amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağının düzenlendiği, oysa dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların 1996 yılına ait olduğu, bu dönemde yürürlükte bulunan düzenlemeye göre sorumlulukları sadece şirkete konulan sermaye miktarıyla sınırlı olduğundan tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu ödeme emrine konu kamu alacağı 1996 yılına ait beyannamelerden kaynaklı olup, 6183 sayılı Kanun’un olay tarihinde yürürlükte bulunan 35. maddesine göre, limited şirket ortağı olan davacı, ödenmeyen vergi borcundan dolayı ancak, vazettiği veya vaz’ını taahhüt eylediği sermaye miktarı tutarında sorumlu tutulabileceğinden, kamu alacağının doğduğu tarihten sonra yürürlüğe girmiş bulunan kanun hükmüne dayanılarak verilen mahkeme kararında isabet görülmediğinden, temyiz isteminin kabulü ile hukuka aykırı olan mahkeme kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı, ortakların vazettikleri veya vaz’ını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükmü mevcut iken, 29/07/1998 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 4369 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle yapılan değişiklikle limited şirket ortaklarının şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları hükmü getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda, ödeme emrine konu kamu alacağı 1996 yılına ait olup, 6183 sayılı Kanun’un olay tarihinde yürürlükte bulunan 35. maddesine göre, limited şirket ortağı olan davacı, ödenmeyen vergi borcundan dolayı ancak, vazettiği veya vaz’ını taahhüt eylediği sermaye miktarı tutarında sorumlu tutulabileceğinden, kamu alacağının doğduğu tarihten sonra yürürlüğe girmiş bulunan kanun hükmüne dayanılarak davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emrinde ve anılan ödeme emrine karşı açılan davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.