Danıştay Kararı 7. Daire 2016/4460 E. 2020/3197 K. 10.09.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/4460 E.  ,  2020/3197 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4460
Karar No : 2020/3197

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına … Petrol Tarım İnşaat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen 2009 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer ve özel tüketim vergileri, özel usulsüzlük ve vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizinden oluşan kamu alacaklarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacaklarıyla ilgili olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine karşı … Vergi Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında açılan davada; yürütmenin durdurulmasına karar verilmesinin ardından, davanın yetki yönünden reddedilmesi suretiyle dosyanın Mahkemelerine gönderildiğinin, Mahkemelerinin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiğinin ve yargılamanın devam ettiğinin anlaşılması karşısında; ortada, kesinleşen ve şirket mal varlığından tamamen veya kısmen alınamayan bir kamu alacağı bulunduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirketten tahsil imkanı kalmadığı anlaşılan kamu alacağının tahsili amacıyla davacı adına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na, 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz başvurusu, … Petrol Tarım İnşaat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait 2009 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin katma değer ve özel tüketim vergileri, özel usulsüzlük ve vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizinden oluşan kamu alacaklarının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığından bahisle, şirket ortağı sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Kanundaki terimler” başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinin 5766 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle değişik şeklinde ise, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri uyarınca takibe tabi tutulacağı; 55. maddesinde ise, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükmüne yer verilmiştir
Buna göre, asıl borçlu şirket adına ödeme emri düzenlendikten sonra malvarlığı araştırması yapılarak amme alacağının tahsil edilemediği veya edilemeyeceğinin ortaya konulması halinde şirket ortağı adına ödeme emri düzenlenebileceği, (şirket hakkında, malvarlığı araştırmasının yapılarak tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı) bu şekilde ortak adına ödeme emri düzenlendikten sonra şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılması ve bu davada ödeme emirlerinin yetki sebebiyle iptal edilmesi durumunun şirket ortağı adına düzenlenen ödeme emirlerini doğrudan hukuka aykırı hale getirmeyeceğinden mahkemece şirket ortağı adına düzenlenen ödeme emirlerinin düzenlendiği tarihteki hukuka uygunluğunun incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.