Danıştay Kararı 7. Daire 2016/4262 E. 2020/3898 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/4262 E.  ,  2020/3898 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4262
Karar No : 2020/3898

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … no’lu TIR karnesiyle Hamzabeyli Gümrük Müdürlüğünden yurda girişi yapılarak Halkalı Gümrük Müdürlüğüne sevk edilen eşyaya ait işlemlerin usulüne uygun bir şekilde sonlandırılmadığından bahisle, karne hamilinden tahsil edilemeyen gümrük vergilerinin 50.000 ABD dolarına tekabül eden Türk Lirası karşılığı tutarın kefil sıfatıyla davacı Kuruluştan istenilmesine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesi’nin 11. maddesi uyarınca, tır işleminin ibra edilmemiş olması halinde, yetkili makamların tır karnesinin kabul edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde, tır işlemini sonlandırma belgesinin usulsüz veya hile yoluyla temin edilmiş olduğu hallerde iki yıl içinde, ilgili kuruluşa ibra edilmeme keyfiyetini bildirmelerinin gerektiği, aksi halde Sözleşme’nin 8. maddesinde belirtilen paraları kefil kuruluştan talep edemeyecekleri düzenlendiği, olayda TIR karnesi kapsamında ithal edilerek yurda 03/11/2006 tarihinde sokulan eşyaya ilişkin işlemlerin usulsüz olduğunun tespit edildiği yolundaki bildirimin davacı birliğe 02/10/2008 tarihli yazıyla yapılmasına karşın karne hamiline ödeme talebinin 27/02/2015 tarihinde gönderildiğinin anlaşıldığı, bu durumda asıl karne hamiline ödeme talebi gönderilmeden birliğe yapılan bildirimin usulsüz olduğu ve TIR karnesinin kabul edildiği tarihten itibaren Sözleşme’de belirtilen süre içinde kefil kuruluş olan davacı birliğe bildirimde bulunulmadığı göz önüne alındığında dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tır Sözleşmesi’nin 11. maddesinin 1. fıkrasında, TIR karnesi muhteviyatı eşyaya ilişkin taşıma işleminin usulüne uygun olarak sonlandırılmamış olması halinde, ithalat vergilerinin kefil kuruluştan talep edilebilmesi için, bu hususun, eşyanın TIR karnesiyle yurda girdiği tarihten itibaren bir yıl, TIR işlemini sonlandırma belgesinin usulsüz veya hile yolu ile temin edilmiş olduğu takdirde iki yıl içinde kefil kuruluşa bildirilmesinin gerektiği, düzenlenmiş olan soruşturma raporunda usulsüzlüklerin tespit edildiği, dolayısıyla iki yıllık süre bitmeden bildirim yapıldığından tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X). KARŞI OY :
Mahkemece kefil kuruluş ile karne hamiline yapılan bildirim ve ödeme taleplerinin tarih olarak öncelik sonralık sırası yapılarak karar verildiği anlaşılmakla, öncelikle TIR Sözleşmesinin getirdiği özel düzenlemeler uyarınca “bildirim” ile “ödeme talebinin” ve “ödeme emrinin” farklı kavramlar olduğu ve buna göre değerlendirme yapılması zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden, TIR Karnesi hamiline idarenin … tarihli … sayılı yazısı ile … nolu TIR Karnesi muhteviyatı eşyaya isabet eden gümürk vergi ve resimlerine ilişkin düzenlenen “tahakkukun” gönderildiği ilgili karne hamilinin … Vergi Mahkemesinde iptal davası açtığı, bu davanın red ile sonuçlanarak dairemizin E:2010/2097, K:2014/5134 sayılı kararı ile onanması ile kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İdarenin karne hamiline tahakkuk tarihi 08/10/2009 olup, Kararda yer alan 27/02/2015 tarihi yukarıda belirtilen … Vergi Mahkemesinin kesinleşen kararı üzerine 6183 sayılı yasanın belirlediği cebri icra takip yolu gereği gönderilen ödeme emrinin tarihidir.
Kefil kuruluş olan davacıya ise 02/01/2008 tarihinde usulsüzlüğün bildirilmesi yapılmış, 06/06/2011 tarihinde ödeme emri gönderilmiş, son olarak 24/04/2015 tarihinde dava konusu olan ödeme talebini içerir yazının gönderildiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda TIR sözleşmesinde belirtilen mümkün olduğunca karne hamiline başvuru şartının, maddenin açıklama notunda tebliğ ile “durumun bildirilmesi ve ödeme talebinin adrese gönderilmesi” ile sınırlı tutulmasına rağmen, idarece tahakkuk yapılması safhası ve ödeme emri ve haciz safhasına kadar takibatın yapıldığı, yurtdışında yerleşik firma olduğu bilinmesine rağmen, Mahkemece ödeme talebi ve ödeme emri ayrımı yapılmaksızın şekli tarih sıralaması yapılmak süretiyle verilen karar TIR Sözleşmesine ve hukuka aykırı olmakla bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.