Danıştay Kararı 7. Daire 2016/3987 E. 2020/4756 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/3987 E.  ,  2020/4756 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3987
Karar No : 2020/4756

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Daire Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Motorlu Araçlar İnşaat Turizm Nakliyat Petrol İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2007, 2008, 2010 ve 2011 yıllarının muhtelif dönemlerine ait ödenmemiş özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harçlarından kaynaklanan amme alacağının, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığından bahisle davacı adına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Yasanın 10. ve 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesini açıklamak suretiyle; olayda, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete tebliği sonrasında vadesinde ödenmediği ve şirketten tahsil olanağı bulunmadığı anlaşıldığından bahisle davacı adına ödeme emri düzenlenmişse de; dosya kapsamında yer alan ve şirket tüzel kişiliği hakkında aynı borçların tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri ile asıl borçludan amme alacağının tahsili cihetine gidildiği ve asıl borçlu nezdindeki takibin henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, kanuni temsilciden takip ve tahsil safhasına gelen bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirket hakkında gerekli malvarlığı araşıtırması yapılması sonucunda borcun tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY : Temyiz başvurusu; … Motorlu Araçlar İnşaat Turizm Nakliyat Petrol İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2007, 2008, 2010 ve2011 yıllarının muhtelif dönemlerine ait ödenmemiş özel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizin ve yargı harçlarından kaynaklanan amme alacağının, borçlu şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığından bahisle davacı adına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
213 sayılı Yasa ile 6183 sayılı Yasa’da parelel düzenlemeler ile kanuni temsilcilerin ödev ve sorumluluğu düzenlenmiştir.
213 sayılı Yasanın 10. maddesinde;
Kanuni temsilcilerin ödevi:
Madde 10 – Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel
kişiliği olmıyan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmalarıhalinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir. (Değişik: 3/12/1988-3505/2 md.) Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.
6183 Yasanın ilgili maddesinde de;
Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu
Mükerrer Madde 35 – (Ek: 25/5/1995 – 4108/11 md.) Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler, hükümleri mevcuttur.
Bu hükümlerin dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmesinden; vergi mükellefi şirketiözel tüketim vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizin ve yargı harçlarından kaynaklanan amme borçlarının şirket tarafından ödenmediği, yapılan mal varlığı araştırmasında ise şirketin borcu karşılayacak mal varlığının olmadığı, var olan araçlarda ise kamu hacizlerinin bulunduğu görülmekle tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağının tahsiline yönelik kanuni temsilcinin takibi usul ve hukuka uygun olmakla temyiz talebinin kabulu ile kararın bozulması gerektiği düşüncesi ile karara katılmıyorum.