Danıştay Kararı 7. Daire 2016/3805 E. 2020/4464 K. 06.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/3805 E.  ,  2020/4464 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3805
Karar No : 2020/4464

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü…

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İzosyonat ve Kimyasal Maddeler İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden, tiner üretimi taahhüdüyle aldığı white spirit ve solventi herhangi bir imalat sürecine dahil etmeksizin aynen sattığından bahisle 2010 yılının Şubat ilâ Haziran, Ağustos ilâ Kasım aylarının muhtelif dönemleri için re’sen tarh edilen özel tüketim vergileri, tekerrür hükümlerinin uygulanması suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezaları ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının iptali istemiyle dava açılmıştır .
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Uyuşmazlığın çözümünün davacının taahhütleri kapsamında üretimde bulunup bulunmadığının tespitine bağlı olduğu; 08/12/2013 tarih ve 2013-A1982/15 sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden, davacının vergisi ihtilaflı dönemde satın aldığı emtiaları herhangi bir üretimde kullanmadan doğrudan sattığı, dolayısıyla üretim faaliyetinin olmadığı ve taahhüt ettiği emtiaları üretmediği sonucuna varıldığından üç kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergilerinde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, 25/04/2013 tarihinde tebliğ edilerek kesinleşen vergi ziyaı cezasının 2009 yılına ilişkin olarak kesilen dava konusu vergi ziyaı cezaları bakımından tekerrüre esas alınamayacağı; ayrıca, faturanın verilmediği, alınmadığı ya da faturada gerçek meblağdan farklı meblağa yer verildiği yolunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun aradığı anlamda yapılmış somut bir tespitin bulunmadığı göz önüne alındığında kesilen özel usulsüzlük cezasında da hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle; üç kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergileri yönünden davanın reddine, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı ile özel usulsüzlük cezasının ise iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı ile özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesi vergi kanunlarının uygulanması ve ispat başlıklı olup, temel ilkeleri belirlemiştir. Buna göre,
A)2-; vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.
Vergi yükümlüsü veya sorumlusunun Vergi Usul Kanunu’nun belirlemiş olduğu kural ve esaslar çerçevesinde belge düzenlemeleri veya belge almaları zorunludur. Belge düzenine uymanın en önemli sonucu yapılan işlemlerin ispatlanması ve denetlenebilmesidir.
Vergi hukukunun belge (yazılılık) esasına dayanmasından dolayı gerçek ve tüzel kişilerin vergilendirme ile ilgili yapmış oldukları işlemlerle alakalı olarak belge düzenlemeleri ve belge alma zorunluluğu getirilmiştir. Hazırlanacak olan belge hem maddi içerik açısından hem de şekil açısından kanun hükümlerine uygun olmalıdır. Bu bağlamda belge düzenine şekil ve içerek açısından uyulmaması idari para cezası ile cezalandırılarak kanun hükümlerinin uygulanmaması yaptırıma bağlanmış usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları düzenlenmiştir.
Özel usulsüzlük cezasının düzenlendiği VUK 353. maddesi:
…verilmesi ve alınması icab eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi… hallerinde özel usulsuzlük cezası verileceğini düzenlemiştir. Madde metni açık ve yalın olup yoruma mahal bırakmayacak niteliktedir.
Dava konusu özel usulsüzlük cezasına ilişkin mahkeme kararında yer verilen gerekçeye kanunun düzenlemesinde yer verilmemiş olup, maddede belirtilen şartların varlığı yeterli olup, objektif sorumluluk gereği belge verilmediği alınmadığı veya farklı meblağa yer verilmesinin tespiti ile cezayı gerektiren fiilin varlığı için yeterli görülmüştür.
Dava dosyasında bulunan vergi inceleme raporunda; davacı tarafından alınan solventin amacına uygun kullanılmadığı tespit edilmiş, üretimde kullanılmayan solventin nereye, kime, ne amaçla satıldığı bilinmemekle birlikte davacının elden çıkardığı solvent için fatura düzenlemesi gerekirken fatura düzenlemediği somut olarak tespit edilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendinde sayılan fiiller arasında olan “ fatura düzenlemesi gerekirken fatura düzenlemediğinin” tespiti somut olarak gerçekleşmiş olup, ayrıca idari para cezaları ile suç teşkil eden eylemlerin yargılama usul ve esasları yargı mercileri tamamen farklı olup ceza kanunun yargılama sisteminin idari para cezaları ile bağdaştırılması hukuken mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla idarenin temyiz talebinin özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının kabulu gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.