Danıştay Kararı 7. Daire 2016/3761 E. 2020/4658 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/3761 E.  ,  2020/4658 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3761
Karar No : 2020/4658

TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Mal Müdürlüğü)
2- (DAVACI) … Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının hesap ve işlemlerinin özel tüketim vergisi yönünden incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 2013 yılının Ocak ila Eylül aylarının 1 ve 2. dönemleri için vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen özel tüketim vergilerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, dava konusu özel tüketim vergisi tarhiyatlarına dayanak teşkil eden … isimli mükelleften alındığı belirtilen madeni yağlar ile ilgili olarak; davacı hakkında düzenlenen katma değer vergisi inceleme raporuna istinaden; yukarıda anılan mükelleflerden alınan sahte faturalardaki katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatlarına karşı Mahkemelerinin E: … sayılı dosyasında açılan davada; davacı tarafından alınarak kayıtlarına intikal ettirilen …’a ait faturaların gerçeği yansıtmadığı ve ardında gerçek bir mal ve hizmet hareketi bulunmadığı gerekçesiyle davanın katma değer vergisi tarhiyatına ilişkin kısmının reddedildiğinin anlaşıldığı, davacının fatura aldığı ve yasal defterlerine kaydettiği yukarıda ismi verilen mükellefin gerçek bir faaliyetinin olmadığının Mahkemelerince de kabul edildiği; ancak, anılan mükellefçe düzenlenen faturalarda belirtilen emtianın gerçekte alınıp alınmadığı konusunda raporda başkaca bir tespitin bulunmadığı, dolayısıyla gerçekten alınmayan madeni yağın şirkete ait araçlarda yakıt olarak kullanılması mümkün olmadığından, sahte faturalarla belgelendirilen madeni yağ alışlarına ilişkin olarak 4760 sayılı Kanunun 13. maddesi 2. fıkrası uyarınca yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk görülmediği; davacı tarafından ilgili dönemde yukarı da ismi verilen mükellef dışında alımı yapılan madeni yağlarla ilgili olarak; düzenlenen vergi inceleme raporu ile davacı şirket yetkilisi nezdinde düzenlenen inceleme tutanağında, 2013 yılında alımı yapılan madeni yağların %3’lük oranına isabet eden kısmının yukarıda ismi verilen ve sahteciliğine hükmedilen mükelleften olduğu, geri kalanların ise gerçekten alımı yapılan madeni yağları kapsadığı ayrıca, davacı şirket yetkilisinin, “madeni yağ ve türevleri olan ürünlerin %70-80 civarında olanını motorin olarak kullandık” şeklinde beyanda bulunduğu, dolayısıyla davacının ifadeleri doğrultusunda alınan madeni yağların %70-80 oranındaki kısmının motorin olarak kullanıldığı sabit olduğundan, işlemin buna ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu tarh ve ceza kesme işleminin … isimli mükelleften yapılan alışlara ilişkin kısmının iptaline; kalan kısmı yönünden ise, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idarece, düzenlenen vergi inceleme raporuyla; davacının hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan mükelleften satın aldığı daha düşük tutarda özel tüketim vergisine tabi bir kısım madeni yağları daha yüksek tutarda özel tüketim vergisine tabi motorine ikame edilmek üzere yakıt olarak kullanarak özel tüketim vergisi yönünden vergi ziyaına sebebiyet verdiğinin tespiti üzerine, 4760 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca yapılan cezalı tarhiyatların hukuka uygun olduğu, davacı tarafından; 2013 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda hakkında düzenlenen inceleme raporunda, satın alınan madeni yağların akaryakıt amaçlı kullanıldığı iddia edilmiş ise de, bu belirlemenin somut tespitlere dayanmadığı, madeni yağlar ve motorinin teknik özelliklerinin karşılaştırılmadığı, tarhiyatın verginin kanuniliği ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.