Danıştay Kararı 7. Daire 2016/3629 E. 2020/3479 K. 01.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/3629 E.  ,  2020/3479 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3629
Karar No : 2020/3479

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Kimyasal Ürünler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacının 01/01/2012–31/07/2012 döneminde 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 8.maddesinin 1.fıkrası ile 2002/4930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli Kararın 4. maddesi kapsamında yapmış olduğu üretimlerinde kullandığı hammaddelere ilişkin ibraz edilen YMM üretim tasdik raporuna istinaden ilgili dönem beyannamelerinde tahakkuku yapılarak tecil edilen özel tüketim vergilerinin terkini ile teminatlarının iadesi yolundaki şikayet başvurusunun reddine dair işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Dosyanın incelenmesinden; davaya konu edilen dönemlere ilişkin olarak düzenlenen ve Mahkemenin … Esas sayılı dosyasında mevcut vergi inceleme raporunda, davacının almış olduğu kimyasalların bir kısmının anılan maddenin öngördüğü emtiaların imalinde kullanılmadığı, bu sebeple tecil-terkin şartlarının ihlal edildiği, bu dönemlerde kullanılan bir kısım white spirit sebebiyle daha önce tecil edilen özel tüketim vergilerinin terkin işlemlerinin yapılmaması ve 4760 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince dönemler itibariyle davacıdan gecikme zammıyla birlikte tahsil edilmesi gerektiğine dair tespitlere yer verilmesi nedeniyle anılan dönemler açısından tecil edilen özel tüketim vergilerinin tahsili için düzenlenen ödeme emrinin anılan dosya kapsamında yapılan yargılama neticesinde iptaline karar verildiği, dolayısıyla davacı mükellefiyetini mevzuat hükümlerine uygun olarak yerine getirdiğinden tecil edilen özel tüketim vergilerinin terkin edilerek teminatın iade edilmesine ilişkin talebin reddedilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının üretimleri ile ilgili olarak Vergi Dairesi Müdürlüğünce görüş istenmesi üzerine, vergi incelemesi yapılması gerektiğine ilişkin görüşlerinin dava konusu edilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddinin gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin davacının hukuki durumunu etkileyebilecek, idari davaya konu edilebilecek nitelikte kesin yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı düşünüldüğünden temyiz isteminin kabul edilerek kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının 01/01/2012–31/07/2012 döneminde 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 8.maddesinin 1.fıkrası ile 2002/4930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli Kararın 4. maddesi kapsamında yapmış olduğu üretimlerinde kullandığı hammaddelere ilişkin ilgili dönem beyannamelerinde tahakkuku yapılarak tecil edilen özel tüketim vergilerinin ibraz edilen YMM üretim tasdik raporuna istinaden terkini ile teminatlarının iadesi yolundaki talebinin ilgili Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğünce değerlendirildiği, rapor içeriğinde tereddüte düşüren bazı hususlarla ilgili YMM’den bilgi istenildiği, verilen cevabın ve raporun yeniden değerlendirilmesi sonucu hala tereddüt edilen hususlarla ilgili olarak Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğünce İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğünden görüş istendiği, Grup Müdürlüğünce de konunun Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına iletilmesi üzerine, Gelir İdaresi Başkanlığının cevabi yazısıyla davacı şirketin 01-07/2012 dönemlerinde 4760 sayılı Kanunu’nun 8/1. ve 2002/4930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 4. maddesi kapsamında üretimde kullanmak üzere ithal ettiği özel tüketim vergisine tabi malların ithali sırasında gümrük idaresine vermiş olduğu teminatın çözümü işlemlerinin söz konusu dönemle sınırlı olarak yapılacak vergi incelemesi sonucuna göre yerine getirilmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacının hem İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına hem de Gelir İdaresi Başkanlığına yapmış olduğu başvurularına sadece Gelir İdaresi Başkanlığınca cevap verildiği, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğüne gönderilen cevabi yazıdan bahsedilmek suretiyle görüşlerine ilave edilecek bir husus bulunmadığının bildirildiği, bu yazının iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
İdari Yargı, Hukuk Devletinde, hukuka bağlılığı esas olan kamu idaresinin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun, bağımsız yargı yerlerince, yargılama yöntemleri kullanılarak denetlenmesinin sağlanması için var olan yargı düzenidir. Bu yüzden;idari yargı denetiminin işleyebilmesi,idarenin kamu hukuku alanında faaliyette bulunmasına;idari eylem veya işlem yapmasına bağlıdır. Böyle bir faaliyet olmadan sözkonusu denetimin işletilmesine olanak yoktur. Bu bağlamda kişilerin hukuk aleminde herhangi bir etki doğurmayan belirli bir hukuki durumu ya da olguyu belirtmekle yetinen “icrailik” niteliğinden yoksun işlemlerin idari bir davaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; iptal davası, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar şeklinde tanımlanmıştır. Anılan kanun hükmünde, iptal davalarına konu olabilecek işlemlerin nitelikleri belirtilmemiş ise de, idari yargıda, idarenin kamu gücüne dayanarak yaptığı, tek taraflı, kişilerin hukukunu etkileyen, kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin idari davaya konu olabileceği kabul edilmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda izah edilen hususların ve yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, hukuki ihtilafın çözümünün, davaya konu edilen Gelir İdaresi Başkanlığı cevabının davacının hukuki durumunu etkileyen, icrailik niteliği taşıyan bir işlem olup olmadığının tespitine bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu edilen işlemin, konuyla ilgili İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğünce başvurulması ve Müdürlük tarafından da davalı İdareden görüş istenilmesi üzerine, davalı İdarece, anılan Müdürlüğe gönderilen cevabın bildirilmesi niteliğinde olduğu, vergisel anlamda davacının hukuki durumunu etkileyen bir işlem olmadığı, davacının hukuki durumunu etkileyebilecek işlemin ancak vergi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre ortaya çıkacağı anlaşılmaktadır. Söz konusu işlemin bu haliyle idari davaya konu edilecek nitelikte kesin yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı sonucuna varıldığından davanın incelenmeksizin reddi gerekirken özetlenen gerekçeyle iptal eden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.