Danıştay Kararı 7. Daire 2016/3453 E. 2020/4711 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/3453 E.  ,  2020/4711 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3453
Karar No : 2020/4711

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Malmüdürlüğü

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, kullandığı araçta kaçak akaryakıt bulundurduğunun tespit edildiğinden bahisle 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 4. fıkrası uyarınca takdir komisyonu kararına dayanılarak 2013 yılının Aralık dönemi için re’sen tarh edilen özel tüketim vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Olayda, davacının kullandığı aracın dorsesinde kaçak akaryakıt ele geçirildiği, ancak söz konusu akaryakıtın şoföre ait olduğuna ilişkin somut bir tespitte bulunulmadığı, ayrıca davacının söz konusu aracın sahibi olmadığı ve sigortalı olarak işveren yanında çalıştığı anlaşıldığından, mükellef, sorumlu, emtiayı teslim alan veya aracında bulunduran niteliğine haiz olmayan davacı adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kullandığı araçta ele geçirilen kaçak akaryakıttan bilgisinin olduğu, olayla ilgili yapılan yargılamada … Asliye Ceza Mahkemesince davacının mahkumiyetine karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ :Olayda, kaçak akaryakıtın davacının bilgisi dahilinde sürücüsü olduğu araca yüklendiği hususunda ihtilaf olmadığından Kanun’un aradığı bulundurma fiilinin davacının şahsında gerçekleştiği açıktır. Bu itibarla, davacının, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine göre bulunduran sıfatına haiz olacağından re’sen tarh edilen özel tüketim vergisini ve kesilen vergi ziyaı cezasını iptal eden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının sevk ve idaresindeki aracın emniyet güçleri tarafından durdurularak aranması neticesinde, aracın dorsesinde kaçak akaryakıt olduğunun tespit edilmesi üzerine 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 4. fıkrası uyarınca takdir komisyonu kararına dayanılarak 2013 yılının Aralık dönemi için re’sen tarh edilen özel tüketim vergisinin ve kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun “Müteselsil sorumluluk ve ceza uygulaması” başlıklı 13. maddesinin 4. fıkrasında, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 18. maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu getirilen ulusal markeri bulunmayan ya da standartlara uygun olmayan özel tüketim vergisine tabi malları bulundurduğu tespit edilenler adına, malların tespit tarihindeki miktarı üzerinden 11. maddedeki esaslara göre özel tüketim vergisinin re’sen tarh edileceği, tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 4. fıkrasında; ulusal marker bulundurma zorunluluğu getirilen mallar bakımından, Kanun’un genel hükümleriyle düzenlenen vergiyi doğuran olay ve vergi mükellefinden farklı olarak ve “müteselsil sorumluluk ve ceza uygulaması” başlığıyla “bulundurma” fiili vergiyi doğuran olay, “bulunduranlar” da vergi mükellefi olarak kabul edilerek, bulunduranlar adına vergi tahakkuk ettirileceği ve vergi ziyaı cezası kesileceği kuralı öngörülmüştür.
Anılan fıkrada, özel tüketim vergisi tahakkuku için “bulundurma” fiili ile birlikte bulundurulan ürünlerin de, kullanılma zorunluluğu getirilen ulusal markerinin olmaması gerekmektedir. Belirtilen bu iki koşulun birlikte gerçekleştiğinin tespit edilmesi durumunda vergi dairesi müdürlüğü tarafından re’sen vergi tarhı ile vergi ziyaı cezası uygulanabilecektir. Re’sen tarh edilen özel tüketim vergisinin muhatabı ise, yasal düzenlemenin doğal bir sonucu olarak bu malları bulunduranlardır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının sürücüsü olduğu araçta emniyet ekiplerince yapılan kontrolde aracın dorsesinde menşei belli olmayan akaryakıt ele geçirilmiş, ulusal marker seyyar kontrol cihazıyla yapılan incelemede akaryakıtın kaçak olduğu tespit edilmiş; diğer yandan, … Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada davacı tarafından, taşıdığı kaçak akaryakıtın bilgisi dahilinde araca yüklenildiği beyan edilmiştir. Bu itibarla, söz konusu akaryakıtın aracın dorsesinde davacının bilgisi dahilinde bulundurulduğu konusunda ihtilaf olmadığından, Kanun’un aradığı bulundurma fiilinin davacının şahsında gerçekleştiği açıktır.
Bu nedenle, 4760 sayılı Kanun’un 13. maddesinin 4. fıkrası uyarınca bulunduran sıfatıyla davacı adına tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle verilen dava konusu işlemin iptali yolundaki kararda yasal isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.