Danıştay Kararı 7. Daire 2016/3371 E. 2020/4657 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/3371 E.  ,  2020/4657 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3371
Karar No : 2020/4657

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …Vergi Dairesi Müdürlüğü
KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin tasfiyesi sona erdikten sonra, 2008 yılı hesaplarının madeni yağ kullanımı yönünden incelenme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesi 9. fıkrası uyarınca 2008 yılının Ocak ila Mart aylarının 1 ve 2. dönemleri için tarh edilen özel tüketim vergileri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun tebliğe ilişkin hükümleri dikkate alındığında, davacı adına 2008 yılı tarhiyatına ilişkin ihbarnamelerin, usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi sebebiyle iadesinden sonra, yeniden tebliğe çıkarıldığı; ancak bu tebliğin, 213 sayılı Kanun’un 113 ve 114. maddeleri uyarınca 31/12/2013 tarihine kadar yapılması gerekirken, bu tarihten sonra 07/02/2014 tarihinde gerçekleştirildiğinden, vergi borcunun tarh zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin kanuni temsilcisi olduğu, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesi 9. fıkrası uyarınca tarhiyatın şirketin kanuni temsilcisi adına yapıldığı, davacı şirketin takdire sevk edilmesi sebebiyle zamanaşımı süresinin durduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca yapılan tebligat usule uygun olduğundan ihbarnamelerin 24/12/2013 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulünün gerektiği, inceleme raporu uyarınca tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : 5904 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 9. fıkranın, 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, söz konusu hükmün geçmişe dönük olarak uyuşmazlık konusu 2008 yılına ilişkin yapılan vergilendirmelerde uygulanma imkanı bulunmadığından, davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediğinden verilen iptal kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacının bir dönem kanuni temsilcisi olduğu Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin 2008 yılı hesaplarının madeni yağ kullanımı yönünden incelenme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesi 9. fıkrası uyarınca 2008 yılının Ocak ila Mart aylarının 1 ve 2. dönemleri için tarh edilen özel tüketim vergileri ile kesilen vergi ziya cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Tasfiyesi tamamlanan şirketlerin tasfiyeden önceki dönemlere ait ancak sonradan ortaya çıkarılan vergisel ödevlerinden kimin ne şekilde sorumlu kılınacağına ilişkin hukuki boşluk, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 9. fıkra ile giderilmiş ve tasfiye edilerek tüzel kişilik kaydı ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden herhangi biri adına yapılmasını öngören düzenleme getirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Vergilendirmede hukuki güvenliğin sağlanması için gerçekleşmesi gerekli koşullardan biri vergi normlarının geriye yürümemesidir ve vergi hukukunda geriye yürümezlik ilkesi, verginin yasallığı ilkesinin bir sonucudur. Bu sebeple yukarıda yer verilen 5520 sayılı Kanun’un 17. maddesine eklenen 9. bendin 03/07/2009 gününde yürürlüğe girmiş olması, ancak bu tarihten sonraki dönemlere ilişkin olarak uygulanmasını gerektirecektir. Vergiyi doğuran olayın 03/07/2009 tarihinden önce gerçekleşmiş olması durumunda ise anılan fıkranın uygulanamaması hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkesi ile bu ilkelerin vergi hukuku bakımından hayata geçirilmesinde önemli rol oynayan vergi kanunlarının geriye yürümemesi ilkesinin zorunlu bir sonucudur.
Dosyanın ve yukarıda yer alan yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacının bir dönem kanuni temsilcisi olduğu Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin 06/08/2008 tarihinde tasfiye sürecine girdiği ve 15/10/2009 tarihi itibarıyla tasfiyesi tamamlanarak tasfiye edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; anılan düzenlemenin 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle, 2008 yılı Ocak ila Mart aylarının 1 ve 2. dönemlerine ilişkin olarak gerçekleştirilen işlemlere uygulanma olanağı bulunmadığından, istemin özeti bölümünde yer verilen gerekçeyle işlemin iptali yolundaki kararda sonucu itibariyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.