Danıştay Kararı 7. Daire 2016/2307 E. 2020/4344 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/2307 E.  ,  2020/4344 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/2307
Karar No : 2020/4344

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLLERİ: Av. …
Av. …
Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı tarafından, 2009 yılının Ocak ila Aralık ayları 1 ve 2. dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisi beyannamelerinin elektronik ortamda yasal süresinde verilmediğinden bahisle, adına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesi, mükerrer 355. maddesi ve bu maddeye 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile eklenen ve 01/08/2009 tarihinde yürürlüğe giren ek cümle hükümleri açıklanmak suretiyle, 01/08/2009 tarihinden önce verilmesi gereken beyanname ve bildirimlerin süresinde verilmemesi halinde ceza kesilebilmesi için mükellefe, ilgili beyanname veya bildirimi vermesi için belirli bir sürenin verilmesi, bu sürede verilmemesi, yanıltıcı veya eksik verilmesi durumunda hakkında kanunun ceza hükümlerinin uygulanacağı hususlarını içeren yazılı bildirimin yapılması gerektiği, bu tarihten sonra verilmesi gereken beyanname ve bildirimlerin süresinde verilmemesi halinde ise, ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı’nca yapılan düzenleyici idari işlemle duyurulması durumunda yazılı bildirim yapılmasının gerekmediği, buna göre Ocak ila Haziran dönemlerine ilişkin herhangi bir yazılı bildirim yapılmadığından ceza kesme işleminin bu kısmında hukuka uyarlık; Temmuz ila Aralık dönemi için ise, ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların 381 sıra nolu Tebliğ ile duyurulduğu, yazılı bildirim yapılmasının gerekmediği, elektronik ortamda beyanname verilmediğinin de ihtilafsız olduğu, bu dönemlere ilişkin kesilen cezalarda ise hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, Ocak ila Haziran dönemleri için kesilen cezaların iptaline, Temmuz ila Aralık dönemine ilişkin işlemler yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Mahkeme kararının temyize konu redde ilişkin hüküm fıkrasının, … tarihinde yayımlanan … sıra nolu Tebliğ ile mahkeme kararında belirtilen Tebliğin mülga edildiği, mülga edilen Tebliğ uyarınca karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Mükellefiyete bağlı sorumlulukların ancak ileriye dönük yerine getirilmesi mümkün olduğundan, geçmişe yönelik olarak tesis edilen mükellefiyet kaydına istinaden kesilen cezalarda hukuka uyarlık bulunmadığından, temyize konu mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
2009 yılının Ocak ila Aralık aylarının 1 ve 2. dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisi beyannamelerinin elektronik ortamda yasal süresinde verilmediğinden bahisle, davacı adına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Yetki” başlıklı mükerrer 257. maddesinin 4. fıkrasında, bu Kanunun 149. maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun mükerrer 355. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara Kanunda belirtilen tutarlarda özel usulsüzlük cezası kesileceği ifade edilmiş; ikinci fıkrasında da, bu hükmün uygulanabilmesi için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanunun mükerrer 355. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen düzenlemeler ile mükellef veya vergi sorumluları tarafından vergilendirme dönemindeki işlemleri sonrası elde ettikleri kazançlarının, vergi borcunun hesaplanabilmesi için, belirli dönemlerde vergi dairelerine beyan edilmesinin sağlanması amaçlanmış olup, beyanname vermeme eyleminden söz edilebilmesi için öncelikle eylemi gerçekleştirdiği ileri sürülen kişinin mükellefiyet kaydının olması gerekmektedir. Bu şart bulunmadıkça özel usulsüzlük eyleminin işlenip tamamlandığından söz edilemez.
Olayda, elektrik motoru, jeneratör ve transformatörlerin imalatı faaliyetinde bulunan davacı hakkında beyanname verilmediğinden bahisle dava konusu cezaların kesildiği anlaşılmakta olup, Danıştay Üçüncü Dairesi tarafından verilen 23/11/2015 tarihli ara kararına cevaben beyannamelere konu vergi mükellefiyetinin 16/12/2014 tarihinde 1/2009 dönemi itibarıyla açıldığının bildirildiği, dolayısıyla dava konusu cezaların kesildiği 2009 yılında davacının özel tüketim vergisi yönünden mükellefiyeti bulunmamaktadır.
Mükellefiyete bağlı sorumlulukların ancak ileriye dönük yerine getirilmesi beklenebileceğinden, mükellefiyetin bulunmadığı geçmiş dönem beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka uygunluk bulunmadığından mahkeme kararının, 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezaları yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyize konu redde ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)KARŞI OY :
Mahkeme kararının temyize konu redde ilişkin hüküm fıkrasına yönelik ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden, kararın bu kısmına yönelik temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyorum.