Danıştay Kararı 7. Daire 2016/219 E. 2020/5126 K. 15.12.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/219 E.  ,  2020/5126 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/219
Karar No : 2020/5126

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı hakkında vergi tekniği raporuna istinaden düzenlenen vergi inceleme raporu ile, POS cihazlarını kullanmak suretiyle ikrazatçılık yaptığından bahisle, 2010 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için yapılan üç kat vergi ziyaı cezalı banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatlarının iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlere göre faaliyet konusunun değerli metallerden takı ve mücevherlerin imalatı olmasına karşın 2010 ve 2011 yıllarında düzenlediği faturaların tamamının has altın satışına ilişkin olması, başka bir emtia satış (bilezik, kolye, küpe vb.) faturasının bulunmaması, tüm altın alışlarını adlarına gider pusulası düzenlediği şahıslardan yapması, bu şahısların aynı zamanda altın satış faturası düzenlediği kişiler olması, herhangi bir külçe altın alım faturası bulunmamasına rağmen 2010 yılında 5.369.533,00 TL, 2011 yılında 2.782-539,00 TL tutarında külçe altın satışı yapması, düzenlenen bir kısım fatura ve gider pusulalarının, müşterilerin aynı gün ya da birkaç gün içerisinde, zarar edecek bir biçimde davacıdan altın alıp, sattıkları, bu durumun devamlı bir şekilde tekrar etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, mükellefin aynı ay içerisinde düzenlediği fatura ve gider pusulalarının birbirine karşılık gelecek şekilde aynı kişiler adına düzenlenmesi ve miktar olarak yakın olması, 2010 ve 2011 yıllarında yapmış olduğu külçe altın satışlarının tamamının POS cihazlarından kredi kartı ile yapılan satışlar olması, davacının vergi inceleme tutanağındaki ekonomik gerçeklere uygun olmayan cevapları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu altın satışlarının ticari ve teknik icaplara uygun düşmediği, davacının gerçek faaliyetinin “Pos Tefecilik” faaliyeti olduğu, bu suretle POS cihazlarını kullanım amaçları ve sözleşme koşulları dışında kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullandığı ve bunun karşılığında faiz geliri elde ettiği sonucuna varılmış olup, yapılan inceleme ve araştırma sonucunda tespit edilen POS tefecilik faaliyetine ilişkin brüt (%5) ve net (%3) elde edilen faiz geliri oranının Mahkemelerince de yerinde bulunduğu, bu kapsamda, davacı adına tefecilik faaliyeti sonucu elde ettiği faiz geliri üzerinden banka muameleleri vergisi tarhiyatı yapılmasında yasal isabetsizlik görülmemekle birlikte, davacı hakkında tespit edilen giderlerin düşülmesi sonucunda ortaya çıkan net faiz geliri üzerinden banka muameleleri vergisi tarhiyatı yapılması gerekirken, toplam brüt komisyon geliri üzerinden banka muameleleri vergisi hesaplandığı görüldüğünden, tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı banka muameleleri vergisinin, vergi tekniği raporunda belirtilen banka komisyon gideri ve diğer giderler düşüldükten sonra kalan net gelir üzerinden hesaplanacak tutara isabet eden kısmında hukuka aykırılık, bu tutarı aşan vergi ve cezalarda ise hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, kısmen işlemin iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. ve 31. maddeleri uyarınca bankerlerin yapmış olduğu banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldığı paraların banka muameleleri vergisine tabi olduğu, gelir vergisi tarhiyatının net faiz geliri üzerinden yapılmasına karşın BSMV tarhiyatının brüt faiz geliri üzerinden yapılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.