Danıştay Kararı 7. Daire 2016/160 E. 2020/3365 K. 22.09.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/160 E.  ,  2020/3365 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/160
Karar No : 2020/3365

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Hayvancılık Yün Deri Gıda Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli 2010 ilâ 2013 yıllarına ait 357 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaların transfer bedellerine ilişkin bildirim formlarının sahte olarak düzenlendiğinin tespit edildiği ve bu nedenle eşya bedellerine ilişkin ödeme şeklinin peşin olmadığından bahisle tahakkuk ettirilen kaynak kullanımını destekleme fonu payları ve bu fon paylarının matraha ilave edilmesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergileri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına vaki itirazların reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olay … Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve … Değişik iş konulu kararına istinaden yapılan arama sonucunda ele geçirilen bilgisayar kayıtlarının … İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce incelenmesi sonucunda düzenlenen raporda, davacı adına tescilli beyannameler ekinde sunulan transfer bildirim formlarının sahte olduğunun bildirildiği, davacı şirket tarafından ise bu durumun aksine yönelik herhangi bir iddia ileri sürülmemesi nedeniyle bahse konu beyannameler ekindeki transfer bildirim formlarının gerçeği yansıtmadığı ve ödemenin peşin yapılmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, davacı şirket adına tescilli beyannameler muhteviyatı eşyalar için yapılan ödemelerin peşin yapılmadığının anlaşılması nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İthalatlara ilişkin ödemelerin peşin olarak yapıldığı, kamu alacaklarının beyannamelerin tescil tarihinden itibaren üç yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra davacıdan aranılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Olayda, ithal edilen eşyaların kıymetinde herhangi bir aykırılık tespit edilmediğinden, diğer bir ifadeyle, 4458 sayılı Kanun’un 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi hükmüne göre para cezası hesaplanarak karara bağlanmasını gerektirecek herhangi bir sebep bulunmadığından, davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun olay tarihinde yürürlükte olan şekliyle 234. maddesinin 1. fıkrasının para cezasına dayanak alınan (b) bendinde, serbest dolaşım giriş rejimine veya kısmi muafiyet suretiyle geçici ithalat rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda; kıymeti üzerinden ithalat vergilerine tabi eşyanın beyan edilen kıymetinin, muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda, bu Kanun’un 23 ilâ 31. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymete göre noksan bulunduğu takdirde, bu noksanlığa ait ithalat vergilerinden başka vergi farkının üç katı para cezası alınacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda, antrepodan yapılan ithalatlar için düzenlenen beyannameler muhteviyatı eşya bedellerinin peşin olarak ödenmediğinden bahisle kaynak kullanımı destekleme fonu payları tahakkuk ettirilip, bu fon paylarının matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergileri üzerinden para cezaları hesaplanmıştır. Olayda davalı idarece, ithal edilen eşyaların kıymetinde herhangi bir aykırılık tespit edilmediğinden, diğer bir ifadeyle, Gümrük Kanunu’nun yukarıda sözü geçen hükmüne göre para cezası hesaplanarak karara bağlanmasını gerektirecek herhangi bir sebep bulunmadığından, aksi yolda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi

X-KARŞI OY
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun, Gümrük İdarelerince Alınacak Katma Değer Vergisine İlişkin Hükümler bölümünün, Matrah Farklarına Uygulanacak Hükümler başlıklı 51’inci maddesinde, mükelleflerin ithalde beyan ettikleri matrahlar, tahakkuk veya inceleme yapanların veyahut teftişe yetkili kılınanların buldukları matrahlar üzerinden hesaplanan vergi farkları hakkında, Gümrük Kanunu uyarınca gümrük vergisindeki esaslar dairesinde ceza uygulanacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanunun İthalatta Matrah başlıklı 21’inci maddesinde ise, ithalat sırasında ödenen her türlü verginin katma değer vergisi matrahına dahil olduğu belirlenmiştir. Bu iki maddenin birlikte değerlendirilmesinin sonucuna göre, katma değer vergisi matrahının noksan beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, ek olarak tahakkuk ettirilecek katma değer vergisi üzerinden, gümrük kanunundaki esaslara göre ceza uygulanması gerekmektedir.
Diğer taraftan; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1’inci fıkrası hükmü incelendiğinde, serbest dolaşıma giriş rejimine veya kısmı muafiyet suretiyle geçici ithalat rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda; 15’inci maddede belirtilen Gümrük Tarifesini oluşturan unsurlarda veya vergilendirmeye esas olan sayı, baş, ağırlık gibi ölçülerinde aykırılık görüldüğü hususlarının (a) fıkrasında, (b) fıkrasında ise; kıymeti üzerinden gümrük vergisine tabi eşyanın beyan edilen kıymeti, Kanunun 23 ila 31’inci maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymete göre noksan bulunduğu takdirde ceza uygulanması gerektiğine ilişkin esasların belirlendiği görülmektedir. Açıklanan her iki durumda da, gümrük vergisinin yanısıra katma değer vergisi ya da yalnızca katma değer vergisi ek tahakkukları yapılabilecek ve bu tutarlar esas alınarak ceza uygulanması gerekecektir.
Yukarıda açıklanan her iki Kanunda düzenlenen hususlar birlikte dikkate alındığında, ithalde alınan katma değer vergisinde ceza uygulamasına, gümrük vergisinin matrahını oluşturan kıymet unsurları, gümrük vergisi oranını belirleyen gümrük tarife istatistik pozisyonları yanısıra, bir sonraki aşama olan katma değer vergisi matrahının beyanına ilişkin noksan vergi ödenmesine yol açan fiillerden kaynaklanabileceği, anılan düzenlemeler gereğidir. Katma Değer Vergisi Kanununun 51’inci maddesinde yer alan “…. gümrük vergisindeki esaslar dairesinde ceza uygulanacağı…” şeklindeki atfın, hem açıklanan hususlar, cezanın miktarı ve hem de tahakkuk aşamasından itibaren uygulanma esasları gümrük kanununda düzenlenen idari usullere ilişkin olduğu da açıktır.
Dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden, ithal konusu eşya ile ilgili olarak, katma değer vergisi matrahının bir unsuru olan kaynak kullanımını destekleme fonu payı nedeniyle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının Dairemizin 22/09/2020 tarih ve E:2016/155; K:2020/3364 sayılı kararıyla onandığı anlaşılmıştır. Bu durum ve yukarıdaki açıklamalar karşısında, ithalde alınan katma değer vergisi matrahının unsurlarından biri olan kaynak kullanımını destekleme fonu payının beyan edilmemesi nedeniyle fon payının matrahı ilavesi suretiyle tahakkuk eden vergiye ceza uygulanabileceğinde kuşku bulunmamaktadır.
Bu bakımdan, mahkeme kararının, katma değer vergileri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına ilişkin kısmına yönelik davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının onanması gerektiği görüşü ile Dairemiz kararının bu kısmına katılmıyorum.