Danıştay Kararı 7. Daire 2016/143 E. 2020/5320 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/143 E.  ,  2020/5320 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/143
Karar No : 2020/5320

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve …, … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı “ham susam” ticari isimli eşya için ibraz zorunluluğu bulunduğu halde gözetim belgesi ibraz edilmediğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca alınan para cezası kararına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda davacı adına ithalat sırasında gözetim belgesi ibraz edilmediğinden bahisle para cezası kararı alınmış ise de; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 6455 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle değişik 235. maddesinin 1. bendinin (c) fıkrasındaki, gümrüklenmiş değerin iki katı para cezası uygulanacağı yolundaki kuralın 11/04/2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, uyuşmazlık konusu fiile ilişkin olarak gümrük yükümlülüğünün başladığı beyannamelerin tescil tarihi itibarıyla 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca ceza öngörülmesine karşın Gümrük Kanunu’nda bir ceza öngörülmediği, olay tarihinden sonra yürürlüğe giren hükme dayanılarak gümrüklenmiş değerin iki katı tutarında para cezası kararı alınmasının suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İthale konu eşyaya ilişkin gözetim belgesi sunmayan, tescil edilen beyannamelerde de gözetime tabi değilmiş gibi beyan edilen eşya nedeniyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 4. maddesi: “gümrük idareleri ile muhatap olan kişiler bu kanun ve kanuna dayanılarak çıkarılan tüzük. Kararneme ve yönetmk ve kararnemelerde yazılı hükümlere göre yapacağı gözetim ve kantrollere tabi olmak ………kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerine uymak gümrük idarelerinin gerek bu kanunda gerek diğer kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerinin zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmekle sorumludurlar.” 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi: “İthali lisansa, şarta, izne, kısıntıya ve belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katı para cezası verilir” düzenlemelerini haizdir.
Gözetim ve koruma önlemlerinin mevzuattaki yeri mahkeme kararında belirtilmiştir. Tekrarla 03/02/1995 tarih 1995-6525 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden “Korunma Tedbirleri Anlaşması” ile mevzuatımızda yerini almış uygulanması uluslarası sözleşmeye dayalı tedbir mahiyetinde işlemlerdir. Normlar hiyararşisi bağlamında çıkarılan ithalatta gözetim uygulanması yönetmeliğinde gözetim uygulama karar alma süreci amacı başvuru şekli vs. yer almakta olup, başvuru usul ve esasları ile başvuru sahiplerinden alıncak taahhütler tebliği ile belirlenir hükmüne istinaden, olay tarihinde yetkili idare tarafından düzenlenerek resmi gazetede yayınlanan teblig ile, tebliğde belirtilen malların belirlenen birim kıymetin altında olması halinde ithalatın “gözetim belgesine” tabi olduğu, bu düzenleme ile belirtilen malların ancak bu belge ile ithal edileceği genel düzenleyici işlem ile tebliğ edilmiştir.
Dava konusu ithal edilen mallar bu tebliğ kapsamında olup, yükümlü “serbest dolaşıma giriş beyannamesi” ne eklenmesi gereken işbu belgeyi almak yerine, 4458 sayılı Kanun’un 61-3 maddesi düzenlemesi gereği kendi iradi beyanı ile hata ve yanılma olmaksızın verginin matrahını yurtdışı gider olarak göstermek suretiyle, tebliğde belirtilen miktara ulaştırarak, “gözetim belgesi” almaksızın mallarını serbest dolaşıma soktuğu anlaşılmaktadır. Gözetim uygulamasının yerli üreticileri korumak amacıyla, idarece belirlenen eşyanın belirlenen meblağın altında ithal edilmesi durumunda, yerli üreticileri ve dolayısıyla ülke ekonomisinin izlenmesi amaçlanmakta, tebliğ ile belirlenen belli malların belli fiyatların altında ithali halinde, ilerde alınacak tedbirlerin tespiti “gözetim” ile sağlanacağından, ilgili ithalatçının bu malları belirlenen meblağın altında ithal etmek istemesi halinde aranmakta, buna mukabil kendi beyanı ile bu meblağ üzerinde ithal etmesi halinde düşük fiyatla ithal sorunu ve dolayısıyla gözetim sorunu da olmayacağı tabidir. Ancak ithalatçının hem gözetim kıymetinin altında ithalat yapmak istemesi hem de gözetim belgesi almaması halinde gözetim ile amaçlanan durumun gerçekleşmeyeceği de izahtan varestedir.
Dosya muhteviyatının incelenmesinden, davacının, ithalatını gözetim kıymet değerinin üzerinde beyan ederek, belge alma zorunluluğundan kaçındığı bilahare, iptal davası açarak fark vergileri geri aldığı buna karşılık alması gereken, ithalat için zorunlu olan gözetim belgesini almadığı yasanın amacının etkisiz kılındığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 4. maddesi kapsamında sorumluluğu bulunan davacının yasanın 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen: “İthali lisansa, şarta, izne, kısıntıya ve belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katı para cezası verilir” hükmünün gözetim belgesine tabi değilmiş gibi matrahı arttırarak kendi beyanı ile ithal edildiği görülmekle, kararın bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum.