Danıştay Kararı 7. Daire 2016/12375 E. 2020/4032 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/12375 E.  ,  2020/4032 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/12375
Karar No : 2020/4032

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…. Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. … – Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yapı Tekstil Telekominikasyon San. Tic. Ltd. Şti.

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Cep telefonu, aksesuar ve kontör ticaretinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettiren davacının gerçekte pos cihazıyla faiz karşılığı borç para verme faaliyetinde bulunduğundan bahisle takdir komisyonu kararına istinaden 2009 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re’sen salınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlgili dönem matrahının takdiri amacıyla takdir komisyonuna sevk işleminden sonra düzenlenen vergi tekniği raporu done alınmak suretiyle matrah takdir edilmesi nedeniyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresi durmayacağından, zamanaşımı süresi 31/12/2014 tarihinde dolduktan sonra yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 2009 yılına ilişkin matrah takdiri için zamanaşımı süresi dolmadan yapılan takdir komisyonuna sevk işlemi ile tarh zamanaşımı süresinin durduğu, kalan süre içerisinde ihbarnameler düzenlenerek tebliğ edildiğinden yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden, 2009 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin olarak ikrazatçılık faaliyeti bakımından yapılan incelemede, davacının 05/12/2014 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonu kararında ise … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu esas alınarak 14/04/2015 tarihli takdir komisyonu kararı ile matrah takdir edildiği, takdir edilen matrah üzerinden de uyuşmazlığa konu cezalı tarhiyat yapılarak 26/05/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin 1. fıkrasında, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının re’sen takdir olunmuş sayılacağı belirtilmiş; 31. maddesinin 1. fıkrasında, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı; 75. Maddesinin 1. fıkrasında, takdir komisyonunun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu belirtilmiş; 74.maddesinde, takdir komisyonlarının görevleri sayılmış; aynı Kanun’un 134. maddesinin 1. fıkrasında da, vergi incelemesinden amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olduğu açıklanmıştır.
213 sayılı Kanun’un “Zamanaşımının Mahiyeti” başlıklı 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış ve zamanaşımının, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği belirtilmiş; anılan Kanun’un “Zamanaşımı Süreleri” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasında ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılının başından başlayarak 5 yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.
Yine Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.” hükmü, Anayasa Mahkemesinin, 08/01/2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan, 15/10/2009 tarih ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararıyla, zamanaşımının durma süresinin belirsizliği, makul ve adil bir sürenin bulunmaması, vergi dairesince matrah takdiri için başvurunun sırf zamanaşımını durdurmak için keyfi olarak kullanılmasında güvence sağlamayacağı gibi yükümlüye vergi tahsilâtının geciktiği süre kadar gecikme zammı ve faizi uygulanacak olması da yükümlünün vergi yükünü artırarak haksız sonuçlar doğmasına neden olabileceği; zamanaşımı hükümlerindeki açıklığın, sadece zamanaşımı süresinin, başlangıç ve bitişinin yasada gösterilmesiyle kendisini göstermeyeceği; vergilemede hukuksal kararlılığın sağlanması amacıyla getirilen zamanaşımını durduran nedenlerle, durma süresinin ve duran zamanaşımının işlemeye başlama tarihinin de açık, belirgin, somut ve öngörülebilir olması, keyfiliğe izin vermemesi “yasallık” ve “hukuk devleti” ilkesinin gereği ve Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Anılan karar dikkate alınarak yeniden düzenlenen 114. maddenin 2. fıkrasında, matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri karşısında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği, takdir komisyonlarının, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak tespit etme yetkisine sahip olduğu, zamanaşımı süresi içinde takdire sevk edilmekle işlemekte olan zamanaşımının duracağı ve bu halde işlemeyen zamanaşımı süresinin bir yıldan fazla olamayacağı hususları tartışmasızdır.
Uygulamada yargı yerlerince salt takdir komisyonu kararları esas alınarak yapılan tarhiyatların dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle çoğunlukla kaldırıldığı gerçeği göz önüne alındığında, Kanun’da zamanaşımının işlemeyeceğinin belirtildiği bir yıllık süre içerisinde idare tarafından, vergilendirmede gerçek durumun ortaya konabilmesi ve maddi gerçeğin tereddüte yer bırakmayacak şekilde gün yüzüne çıkartılarak açıklığa kavuşturulması amacıyla konunun ayrıca bir inceleme elemanı marifetiyle incelenmesi noktasında yasal bir engel bulunmamakta olup, idarenin izleyeceği bu yol, bir yandan, tesis edilen işlemlerde yargı kararlarının dikkate alındığını göstermekte, diğer yandan takdire sevk ile zamanaşımının duracağına ilişkin yasal düzenlemenin amacına da uygun düşmektedir. Çünkü, matrah takdiri amacıyla takdir komisyonuna sevk ile işleyen zamanaşımı süresi yasal düzenleme uyarınca durduktan sonra idare tarafından, yine anılan düzenlemeyle belirlenen bir yıllık süre içerisinde, vergilendirmede gerçek durumun esas olduğu ilkesinden hareketle konunun ayrıca inceleme elemanı vasıtasıyla incelenerek gerçek durumun ortaya çıkarılmasının amaçlandığında kuşku bulunmamaktadır.
Olayda ise, Mahkemenin takdire sevk işleminin zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla yapıldığı yönündeki değerlendirmesinde isabet bulunmamakla birlikte; 2009 yılına ilişkin olup, 26/05/2015 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamelerle duyurulan tarh ve ceza kesme işleminde zamanaşımı bulunup bulunmadığının tespiti için, 14/04/2015 tarihli takdir komisyonu kararlarının davalı Vergi Dairesi Müdürlüğüne tevdi tarihinin belirlenmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan; Mahkemece uyuşmazlığa konu tarh ve ceza kesme işlemlerine ilişkin tebligatın, takdire sevk ile duran ve takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdiini müteakip kalan 26 günlük süre içerisinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, zamanaşımı bulunmaması halinde uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, aksi yolda verilen temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyoruz.