Danıştay Kararı 7. Daire 2016/11707 E. 2020/3481 K. 01.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/11707 E.  ,  2020/3481 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/11707
Karar No : 2020/3481

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF : … Kimyasal Ürünler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 2012/Ekim ve Kasım dönemlerine ilişkin 25 seri nolu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği kapsamındaki mahsup-iade taleplerinin geç yerine getirildiğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. ve 5. fıkraları kapsamında ödeme tarihine kadar işleyecek gecikmeden kaynaklı tecil faizi talebi ile mahsup işleminin davacıdan kaynaklanmayan sebeple gecikmesine rağmen mahsup işlemi yapılırken tahsil edilen gecikme zamlarının iadesine dair düzeltme talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dosyanın incelenmesinden, davacının talep ettiği ve hak kazanıldığı vergi inceleme rapor uyarınca da tespit edilen iade alacağı için taraflar arasında bir uyuşmazlığın olmadığı, ihtilafın iade alacağının hangi zaman diliminde yatırılacağı ve dolayısıyla tecil faizine hak kazanılıp kazanılmayacağına ilişkin olduğu tespiti yapılarak; … Vergi Mahkemesinin E:… esas numaralı dosyasına atıfla tecil faizinin doğması için anılan Mahkeme kararının tebliği gerektiğinin davalı idarece ileri sürüldüğü, oysa ki iadeye hak kazanılmasının gerekli belgelerin teslimi ile oluşacağı, davalı idare tarafından bu hususta aksi bir iddiada bulunulmadığı, sebep gösterilen Mahkeme kararında uyuşmazlık konusunun 2012/Temmuz dönemine ilişkin ödeme emri olduğu, iadesi talep edilen alacağın ise 2012/Ekim ve Kasım dönemlerine ilişkin olduğu anlaşıldığından, İdarece, herhangi bir ihtilaf olmayan iade alacağını sürüncemede bırakabilecek tarzda bekletme yapılamayacağı, tahsil edilmiş tutarların ilgililere iadesi sırasında, tahsil tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre için tasarruftan yoksun bırakmaktan dolayı hangi oranda faiz uygulanacağı konusunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da bir düzenleme bulunmadığı, ancak 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 5. fıkrasında vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte mükellefe iade edileceği hükmünün mevcut olduğu, dolayısıyla tecil faizi oranında hesaplama yapılarak faiz ödenmesi gerektiğinden, davacının hak kazanılan alacağın iadesi istemli başvuru tarihi olan 2012/Ekim dönemi için 10/02/2013, 2012/Kasım dönemi için 08/03/2013 tarihi itibariyle iadenin gerçekleştirildiği 21/05/2015 tarihi arasında geçen süre için tecil faizi ödenmesinin icap ettiği gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline hesaplanan tecil faiziyle, davacıdan haksız tahsil edilen gecikme zammının iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesine göre mahkeme kararının tebliği üzerine iade alacağı davacının hesaplarına aktarıldığından tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.