Danıştay Kararı 7. Daire 2016/11279 E. 2020/4006 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/11279 E.  ,  2020/4006 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/11279
Karar No : 2020/4006

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, tefecilik faaliyetinde bulunduğundan bahisle hakkında düzenlenen inceleme raporuna istinaden 2009 ila 2013 yıllarına ilişkin olarak dönem beyannamelerinin elektronik ortamda verilmediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 355. maddesine göre kesilen özel usulsüzlük cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Olayda, ödeme emri içeriği özel usulsüzlük cezalarının dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dosyalarda dava konusu edilmemesi ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların da ödeme emrine itiraz nedenlerinden hiç birisine girmemesi nedeniyle tahakkuk eden amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Vergi inceleme raporuna istinaden tarh edilen vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin mahkeme kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle bu vergiler için beyanname verilmesinden bahsedilemeyeceğinden ödeme emrinin konusuz kaldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Bakılan davada, Mahkemece ödeme emri içeriği özel usulsüzlük cezalarının dava konusu edilmeyerek kesinleştiğinden bahisle davanın reddi yönünde karar verilmiş ise de; davacı tarafından ileri sürülen iddiaların “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiğinden davacının temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emri içeriği 2009 ila 2013 yıllarına ait özel usulsüzlük cezalarının dilekçe ret kararının yenilenmesi dosyalarında dava konusu edilmemesi üzerine davalı idarece ödeme emri düzenlenmek suretiyle tahakkuk eden amme alacaklarının tahsili yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Mahkemece, amme alacaklarının dava konusu edilmeyerek kesinleştiğinden, davacı iddialarının da ödeme emrine itiraz nedenlerinden hiç birine girmediğinden ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmişse de, işbu davada, davacı tarafından vergi ve cezalara karşı açılan davalarda Mahkemelerce iptal kararı verildiği iddia edildiğinden, ulusal yargı ağı platformu üzerinden yapılan incelemede ise 2009 ila 2011 dönemlerine ait tarh işlemlerine karşı …Vergi Mahkemesinin E: … , …, … esasına kayden açılan davalarda verilen … tarih ve K: …, …, … sayılı iptal kararların … Bölge İdare Mahkemesi v Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …; K: …, E: … ; K: …ve E: …; K: … sayılı kararlarıyla istinaf isteminin reddedilmesi suretiyle kesinleştiği; 2012 dönemine ilişkin olarak açılan davada ise, … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E: …; K: … sayılı iptal kararının Dairemizin 07/10/2020 tarih ve E:2016/592; K:2020/3728 sayılı kararı ile bozulduğu, yine 2013 dönemine karşı açılan davada, … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E: …; K: … sayılı olup, ihbarnamenin usule aykırı olduğu gerekçesiyle işlemin iptaline dair kararın … Bölge İdare Mahkemesi … Kurulunun … tarih ve E: …; K: … sayılı kararıyla bozulduğu, bozmaya uyulmak suretiyle Mahkemesince verilen tarh işleminin iptali yolundaki … tarih ve E: …; K: … sayılı kararın da temyiz edilmeyerek kesinleştiği tespit edilmiş olup; bu kapsamda, söz konusu kararların ihbarnamelerin tebliğine ilişkin şekil hataları dışında, vergi ve cezaları bildiren işlemlerin hukuka uygunluğu yönünden inceleme yapılması suretiyle iptal edilmesi halinde davacının mükellefi olmadığı vergiler nedeniyle elektronik ortamda beyanname vermesi beklenemeyeceğinden ve bu durum ileri sürülen iddiaların “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesini gerektireceğinden, izah edilen biçimde inceleme yapılmayarak istemin özeti bölümünde yazılan gerekçeyle davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Öte yandan, 5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 01/08/2009 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 22. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin 1. fıkrasında yer alan özel usulsüzlük cezası miktarları azaltılmıştır.
Mahkemece yeniden verilecek kararda, belirtilen şekilde yapılacak incelemeden sonra oluşacak hukuki durumun değerlendirilmesinde lehe olan kanun hükümlerinin geçmişe yürüyeceği yolundaki ceza hukukunun genel prensibi ile 2009 yılının bazı dönemleri ve devam eden yıllar için mevzuatla öngörülen ceza tutarlarının üstünde özel usulsüzlük cezası kesilmiş olması halinde anılan hükmün de ayrıca gözönünde bulundurulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.