Danıştay Kararı 7. Daire 2016/104 E. 2020/5306 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/104 E.  ,  2020/5306 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/104
Karar No : 2020/5306

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mobilya Sanayi Ticaret Limited Şirketi
adına Kanuni Temsilci …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
(… Başkanlığı) …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 6. fıkrası hükmü uyarınca Tetkik Hâkimi …’nun açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun; 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, ehliyet hususu, ilk inceleme konuları arasında sayılmış; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmış olup; bu hükümlere göre, idari davalarda davayı açan ve davanın yöneltildiği kişilerde dava ehliyetinin varlığı, açılan davaların incelenebilmesi için zorunlu bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; 04/04/2014 tarihinde münfesih olan ve ticaret sicilindeki kaydı 12/08/2014 tarihinde silinen davacı şirket adına tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen mahkeme kararının bozulması istemiyle temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmeleriyle sona erer. Olayda, adına işlem tesis edilen şirketin tüzel kişiliği de, ticaret sicilinden silindiği tarihte sona ermiş bulunmaktadır. Bu tarihten sonra, sözü edilen şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsili hukuken mümkün değildir. Bunun sonucu olarak, tüzel kişiliğin sona ermesinden önce tesis edilen işlemlerin de, herhangi bir hukuki sonuç doğurması; hukuki sonuç doğurmayan işlemlerin ise, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesi söz konusu olamaz. Ancak, mevzuatta sorumluluklarını düzenleyen hükümler uyarınca, münfesih şirketin ortakları veya kanuni temsilcileri ya da tasfiye memurları adına bu sıfatları nedeniyle tesis edilen veya edilecek işlemlerin bunların menfaatini etkileyeceği tartışmasızdır.
Bu hukuki durum karşısında; münfesih şirket adına tesis edilen işlemin ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen mahkeme kararının herhangi bir hukuki sonuç doğurması söz konusu olmadığı gibi münfesih şirketin davada taraf olma ya da temyiz etme ehliyeti de bulunmadığından, münfesih şirkete ait temyiz başvurusunun esasının incelenmesi olanaklı değildir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.