Danıştay Kararı 7. Daire 2016/10217 E. 2020/5318 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/10217 E.  ,  2020/5318 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/10217
Karar No : 2020/5318

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … (Tasfiyesi Sona Eren … Limited Şirketi Eski Ortağı ve Tasfiye Memuru)

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Tasfiyesi Tamamlanmış … Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi tarafından gümrük işlemleri gerçekleştirilen ve … Boru Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına tescilli beyannameler kapsamında yapılan ithalata ilişkin gelir eksikliğinin tespit edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla şirketin ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Olayda, öncelikle, ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun yapılmamış olması nedeniyle idarenin davanın süresinde açılmadığı yönündeki itirazı yerinde bulunmayarak uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçildiği, davacı tarafından ek tahakkuk işleminin tarafına tebliğ edilmediği iddia edildiğinden, Mahkemelerinin E:… sayılı dava dosyasında mübrez tebliğ alındılarının aslı incelendiğinde tebliğin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi hükümlerine uygun olarak yapıldığının anlaşıldığı, dolayısıyla ek tahakkukun usulüne uygun olarak tebliğinden sonra itiraz edilmediği ve dava açma yoluna da gidilmeyerek itirazsız kesinleştiğinin görüldüğü, bu aşamada davacının itirazlarının da yasada sayma yoluyla belirtilenler arasında olmadığı gibi irdelenebilirliğinin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, öte yandan ek tahakkuklara ait beyannameler ile ilgili olarak açılan ceza davasında davacı hakkında mahkumiyet kararı verilmiş olması nedeniyle davacının zamanaşımı iddiasının da yerinde görülmediği belirtilerek, kesinleşmiş amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ortağı olduğu şirketin tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden kaydının silinmesi nedeniyle tüzel kişiliğinin sona erdiği, dolayısıyla şirket adına ceza kesilmesi mümkün olmadığından kesilen cezaların hukuken hüküm ifade etmemesi sebebiyle kaldırılmasının gerektiği, yine 2004 ve 2005 yıllarına ait beyannamelere ilişkin vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı, mevzuatta asıl sorumluluğun gümrük müşavirinde olduğunun düzenlendiği, kendisinin gümrük müşavir yardımcısı olduğu, ancak şirketin yüzde doksan hissesinin sahibi olması nedeniyle sorumlu tutulduğu, bu durumun hukuka aykırı olduğu, diğer taraftan limited şirket ortağının sermaye oranında sorumlu olduğu hususunun 16.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 9. fıkrasında düzenlendiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Öncelikle, süresinde açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddi gerektiği, tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Mahkemece, davaya konu ödeme emri içeriği amme alacağının ek tahakkuk olarak kabulü suretiyle karar verildiği, ancak, dosya incelendiğinde, ödeme emri içeriğinin muhtelif tarihli beyannamelere ait gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanan para cezası olduğunun görüldüğü, davacı tarafından da vergilerin zamanaşımına uğradığı iddia edildiğinden, ilgili mevzuat uyarınca ek tahakkuk ve para cezalarında uygulanması gereken zamanaşımı süresinin farklı olduğu hususu da dikkate alındığında, Mahkemece, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağı doğru olarak nitelendirildikten sonra iddialar da değerlendirilmek suretiyle yapılacak inceleme üzerine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Tasfiyesi Tamamlanmış … Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi tarafından gümrük işlemleri gerçekleştirilen ve … Boru Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına tescilli beyannameler kapsamında yapılan ithalata ilişkin gelir eksikliğinin tespit edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla şirketin ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181. maddesinin olay tarihinden yürürlükte bulunan şeklinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün, ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle doğacağı; 2. fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün, söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı; 74. maddesinde, Türkiye Gümrük Bölgesine gelen eşyanın serbest dolaşıma girişinin ticaret politikası önlemlerinin uygulanması, eşyanın ithali için öngörülen diğer işlemlerin tamamlanması ve kanunen ödenmesi gereken vergilerin tahsili ile mümkün olduğu belirtilmiş; 197. maddesinin 1. fıkrasında, gümrük vergilerinin, tahakkukundan hemen sonra beyanname veya beyanname yerine geçen belge üzerinde yükümlüye tebliğ edileceği; 2. fıkrasında, yapılan denetlemeler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilemeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı; 4. fıkrasında da, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımı süresinin daha uzun bulunması halinde, bu alacakların, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; aynı Kanun’un 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kıymeti üzerinden gümrük vergisine tabi eşyanın beyan edilen kıymetinin, muayene ve denetleme sonucunda, bu Kanunun 23 ila 31. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymete göre noksan bulunması halinde noksanlığa ait vergiden başka, bu vergi farkının üç katı para cezası alınacağı belirtilmiş; 232. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan halinin 1. fıkrasında, 234. madde hükümlerine göre alınacak para cezalarının, itiraz olmaksızın vergi tahakkukunun kesinleşmesinden veya idari itirazın red kararı ile sonuçlanmasından sonra karara bağlanacağı, idari yargı mercilerine başvurulmasının, gümrük idaresinin ceza uygulamasını engellemeyeceği, bu fıkraya göre karara bağlanacak para cezalarının zamanaşımı süresinin vergi tahakkukunun kesinleştiği tarihi takibeden günden itibaren işlemeye başlayacağı; 3. fıkrasında da, 1. fıkrada belirtilen para cezalarının üç yıl içinde karara bağlanıp, tebliğ edilmediği takdirde zamanaşımına uğrayacağı hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümlere göre; ek tahakkuklar bakımından; tescil tarihinden itibaren üç yıl içinde yükümlüsüne tebliğ edilmeyen gümrük vergisi tahakkukları zamanaşımına uğrayacaktır. Ancak, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak ceza davası açılması ve bu davanın sonucunda mahkumiyet kararı verilmesi halinde, gümrük idaresi, söz konusu eşyanın ithalinden doğan gümrük vergi ve resimlerini, suçun tabi olduğu zamanaşımı süresi içerisinde tebliğ edeceği ek tahakkukla isteyebilecektir.
Para cezaları bakımından ise; 4458 sayılı Gümrük Kanun’un 5911 sayılı Kanunla değişik olup, 07/10/2009 tarihinden önce tescilli beyannamelere isabet eden para cezası kararlarının vergi tahakkuklarının idari bakımdan kesinleşmesinden, diğer bir ifadeyle, vergilere vaki itirazın reddedilmesinden önce karara bağlanması ve vergiler açısından geçerli olan 197. maddenin 4. fıkrasında yer alan hükmün para cezalarında uygulanması olanaklı olmadığı gibi, para cezalarına ilişkin olarak 28/03/2013 tarihinde 6455 sayılı Kanunla, 4458 sayılı Kanun’un 231. maddesi değiştirilerek getirilen hükmün olay tarihinde uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Ancak, davaya konu para cezalarının Kanunun 234. maddesi uyarınca alındığı, dolayısıyla vergiye bağlı ceza niteliğinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, tahakkuk hakkında yapılacak değerlendirme sonucunda ulaşılan sonucun para cezasını da etkileyeceği tabidir.
Olayda, Mahkemece, ödeme emri içeriği amme alacağı ek tahakkuk olarak kabul edilmek suretiyle yapılan inceleme sonucu hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde karar verilmiş ise de; dosya incelendiğinde, uyuşmazlık konusu işlemin muhtelif dönemlere ait beyannameler nedeniyle tahakkuk ettirilen vergiler üzerinden hesaplanan para cezası olduğunun görüldüğü, yine davalı idarenin savunma dilekçesinde de davaya konu işlem para cezası olarak belirtildiği halde Mahkemenin işlemi ek tahakkuk olarak kabulüyle karar verildiği anlaşılmakta olup, bu kapsamda davacı tarafından da para cezasının dayanağı vergilerin zamanaşımına uğradığı iddia edildiğinden, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca ek tahakkuk ve para cezalarında uygulanması gereken zamanaşımının başlangıç sürelerinin farklı olması karşısında öncelikle, Mahkemece ihtilaf konusu işlem doğru bir şekilde nitelendirildikten sonra ileri sürülen iddialar gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerektiğinden, işlemin hatalı nitelendirilmesi sonucu yazılı gerekçeyle verilen davanın reddi yolundaki mahkeme kararında yasal isabet bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.