Danıştay Kararı 7. Daire 2016/102 E. 2020/3795 K. 08.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/102 E.  ,  2020/3795 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/102
Karar No : 2020/3795

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı dondurulmuş kalamar cinsi eşyanın kıymetinin, 2011/1 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğde öngörülen 3.500 USD/Ton gözetim kıymetine yükseltilmesi suretiyle beyan edilerek ödenmesi nedeniyle eşyanın gerçek kıymetinden fazla ödendiği ileri sürülen gümrük ve katma değer vergisi ile toplu konut fonu payının 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi isteminin reddine dair karara vaki itirazın reddi yolundaki işlemin iptaliyle fazladan ödenen tutarın yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, dava konusu eşyanın birim kıymetinin ihracatçıya ödenen gerçek kıymet olmadığı yönünde yapılmış bir saptama bulunmadığı, ihtilafın, gözetime tabi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayan eşyanın, salt bu nedenle yüksek beyan edilen birim kıymete göre hesaplanan fazla verginin yasaya uyarlık arzedip etmediği noktasına ilişkin olduğu, beyan edilen eşya için Tebliğ’de belirtilen kıymetler, eşyanın, Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığı gibi, Tebliğ’de de, böyle bir durumda, belirtilen kıymetin esas alınması suretiyle ek tahakkuk yapılmasını öngören herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, dolayısıyla ortada kanunen ödenmesi gereken her hangi bir vergi bulunmadığından gözetim önlemlerinin yanlış algılanması suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde isabet görülmediği; ödenen tutarın yasal faiziyle iadesinin icap ettiği gerekçesiyle, davaya konu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının kendi beyanı doğrultusunda tahakkuk eden ve ödenen verginin söz konusu olduğu, idarenin yanıltılması suretiyle gözetim belgesi alınmadan ithalatın gerçekleştirildiği, yerli üreticilerin korunmasına yönelik düzenlemelerin bertaraf edilmeye çalışıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re’sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Bu noktada idarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorlama gibi bir yetkisi bulunmayıp gözetim belgesinin olup olmadığını aramak, bulunmaması halinde ithaline izin vermemekle yetinmesi zorunludur.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır. Buna ilaveten, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmış olacaktır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile getirilen gözetim uygulaması fiilen askıya alınmış olmaktadır.
Bu durumda belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenmesi halinde gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacılarca başvuruda bulunulup bulunulmadığının, şayet başvuruda bulunulmuş ise sonucunun incelenmesi ve buna ilişkin anılan idarece tesis edilen işlemin hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinden, temyiz isteminin kabul edilerek kararın bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.