Danıştay Kararı 7. Daire 2012/4212 E. 2014/3961 K. 16.09.2014 T.

7. Daire         2012/4212 E.  ,  2014/3961 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/4212
Karar No : 2014/3961

Temyiz İsteminde Bulunan : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına …
Karşı Taraf : … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av.
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli 21.4.2005 gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya isabet eden gelir eksikliğine bağlı olarak 4458 sayılı Gümrük Kanununun 207’nci maddesi uyarınca gecikme zammı oranında gecikme faizinin yedi (7) gün içerisinde ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işleme vaki itirazın zımnen reddine dair işlemi; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 56’ncı maddesine göre, amme alacağının vadesinde ödenmemesi durumunda teminat mektubunun nakde çevrilmesi yolunda işlem tesis edileceği, anılan hüküm uyarınca amme alacağının takip edilebilmesi için, alacağın vadesinin belli olması ve vadesinde ödenmemiş olması gerektiği, olayda ise, eşyanın girişi esnasında geçici önlem olarak teminata bağlanan gelir eksiğinin vadesi belli olmadığından ve buna bağlı olarak Gümrük Kanununun 207’nci maddesi uyarınca hesaplanan gecikme faizi davacıya ilk defa duyurulan bir işlem niteliğinde olduğundan, öncelikle, 6183 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca işlem tesisi suretiyle alacağın vadesinin belirlenmesi zorunlu olup doğrudan 56’ncı madde uyarınca işlem tesis edilmesinde ve söz konusu işleme vaki itirazın zımnen reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi: Davalı gümrük idaresince, davacının geçici koruma önlemleri uygulamaları çerçevesinde yaptığı ithalatı, şartlı muafiyet uygulamalarıyla bir tutarak, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 207’nci maddesi uyarınca belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizinin yedi (7) gün içerisinde ödenmesi yolunda tesis ettiği işlemde ve buna vaki itirazın zımnen reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından sonucu itibarıyla yerinde olan mahkeme kararına yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşyanın fiziki muayenesi ve belge kontrolü sonucunda, eşyanın Çin Halk Cumhuriyeti menşeli ve 4011.10 gümrük tarife ve istatistik pozisyonunda yer alan eşyalardan olduğu ve söz konusu eşyalar için 2005/6 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin 23’üncü maddesi uyarınca geçici koruma önlemi olarak belirlenen gelir eksiği için teminat mektubu alındığı ve beyanname muhteviyatı eşyaların serbest dolaşıma girdiği, daha sonra dampinge karşı soruşturmanın sonuçlanması üzerine 20.8.2005 tarih ve 25912 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2005/18 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile, 2005/6 sayılı Tebliğ hükümlerine dayanılarak alınan teminat şeklindeki geçici önlemin kesin önleme dönüştürüldüğü, davacının talebi üzerine de teminat mektubu tutarının 21.1.2008 tarihinde nakit olarak tahsil edildiği, yapılan tahsilat sonrasında 4458 sayılı Gümrük Kanununun 207’nci maddesi uyarınca belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizinin yedi (7) gün içerisinde ödenmesi gerektiğine ilişkin yazının davacıya tebliği üzerine söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararı ile dosyanın merciine tevdi edildiği, Başmüdürlükçe itirazın zımnen reddi üzerine de işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 207’nci maddesinin 1’inci fıkrasının olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde, nakdî teminat dışında, bu Kanuna göre, (a) tahakkuk ettirilip tahsili gereken gümrük vergileri için verilen teminatın kabulü, (b) bir şartlı muafiyet düzenlemesine ve ekonomik etkili gümrük rejimine tabi tutulan eşyanın ilgili rejimin öngördüğü hükümlere uyulmaması nedeniyle bir gümrük yükümlülüğü doğması halinde, buna ilişkin teminatın kabulü tarihinden başlamak üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında faiz tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51’inci maddesinde, amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 4 oranında gecikme zammı tatbik olunacağı ve ay kesirlerine isabet eden gecikme zammının günlük olarak hesap edileceği kuralı yer almıştır.
Olayda, davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşya için 2005/6 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin 23’üncü maddesi uyarınca geçici koruma önlemi olarak teminat mektubu alındığı ve beyanname muhteviyatı eşyaların serbest dolaşıma girdiği, dampinge karşı soruşturmanın sonuçlanması üzerine 20.8.2005 tarih ve 25912 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2005/18 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile, 2005/6 sayılı Tebliğ hükümlerine dayanılarak alınan teminat şeklindeki geçici önlemin kesin önleme dönüştürüldüğü, davacının talebi üzerine teminat mektubu tutarının 21.1.2008 tarihinde nakit olarak tahsil edildiği, dolayısıyla, ortada usulüne uygun bir şekilde kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen herhangi bir kamu alacağı bulunmadığından, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsili gereken gecikme zammı da bulunmamaktadır.
Zira geçici koruma önlemleri ile 4458 sayılı Gümrük Kanununun 79’uncu maddesinden itibaren düzenlenen şartlı muafiyet uygulamaları, hukuki nitelik ve yasal dayanakları açısından birbirinden farklı uygulamalar olup aralarındaki tek ortak nokta, ithalatla ilgili vergi ve mali yükümlülükler için teminat alınmasıdır. 4458 sayılı Kanunda düzenlenen şartlı muafiyet uygulamasında, beyannamenin tescil tarihinde oranı veya tutarı belli olan gümrük vergileri tahakkuk ettirilmekte, şarta bağlı olarak o anda tahsil edilmeyip teminata bağlanmakta, yükümlülerin belirlenen şartları ihlal etmesi durumunda da tahsili yoluna gidilmektedir.
Geçici koruma önlemleri çerçevesinde yapılan ithalatlarda ise, korunma uygulamasına tabi eşyanın ithalatında ek mali yükümlülüğe ilişkin bir tahakkukun doğup doğmayacağı ve tutarın ne olacağı belli olmadığı gibi, bu husus ithalatçılara da bağlı değildir. Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen süre içerisinde yapılan soruşturma sonucunda ithal edilen eşyanın iç piyasaya ve yerli üreticiye olumsuz etkisinin tespit edilmesi durumunda ek mali yükümlülüğün alınması kararlaştırılmaktadır. Ek mali yükümlülüğün alınması karşılaştırıldığında da yükümlülerin verdiği teminatın hazineye irat kaydedilmesi gerektiğinden ve teminatın verildiği anda herhangi bir tahakkuk yapılmamış olduğundan, bu uygulamada, tahakkuk eden bir amme alacağının geç tahsil edilmesi söz konusu olmamaktadır.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda davalı gümrük idaresince, davacının geçici koruma önlemleri uygulamaları çerçevesinde yaptığı ithalatı, şartlı muafiyet uygulamalarıyla bir tutarak, geçici önlemin kesin önleme dönüştürülmesi üzerine ödenen tutara bağlı olarak 4458 sayılı Gümrük Kanununun 207’nci maddesi uyarınca belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizinin yedi (7) gün içerisinde ödenmesi yolunda tesis edilen işlemde ve buna vaki itirazın zımnen reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından temyize konu mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 16.9.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.