Danıştay Kararı 7. Daire 2011/753 E. 2014/2426 K. 06.05.2014 T.

7. Daire         2011/753 E.  ,  2014/2426 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2011/753
Karar No: 2014/2426

Temyiz İsteminde Bulunan : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına …
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti: …Elektronik İnşaat ve Pazarlama Ticaret Limited Şirketi adına tescilli 9.11.2005 gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin olarak, söz konusu şirketten tahsil edilemeyen gümrük ve katma değer vergilerinin, bahsi geçen şirketin ortağı sıfatıyla, davacı adına ek olarak tahakkuk ettirilmesi yolunda tesis edilen işleme vaki itirazın reddine dair işlemi; olayda, davaya konu vergilerin, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık sürenin sonu olan 9.11.2008 tarihine kadar tebliğ edilmesi gerekirken, bu sürenin geçirilmesinden sonra, tebliğ edilmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; ithale konu eşya nedeniyle münfesih ithalatçı şirketten tahsil edilemeyen vergilerin, söz konusu şirketin ortağı sıfatıyla davacıdan istenilmesi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın, 27.4.2007 tarih ve 6796 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin birlikte incelenmesinden; vergileri davaya konu eşyanın ithal edildiği tarihte tasfiye halinde olan … Elektronik İnşaat ve Pazarlama Limited Şirketinin tasfiyesinin 10.4.2007 tarihinde tamamlanarak, yukarıda tarih ve sayısı verilen Sicil Gazetesinde bu hususun yayımlanması suretiyle tüzel kişiliğinin sona erdiği; bu tarihten sonra anılan Şirketçe ithal edilen eşya nedeniyle, adına ek olarak tahakkuk ettirilen vergilere karşı açılan davanın; feshedilmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyetinin sona ermesi nedeniyle, idari ve yargısal organlar nezdinde taraf olamayacağı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddedilmesi üzerine, söz konusu şirketin ortağı sıfatıyla davacı adına yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle işbu davada, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle karar verildiği anlaşılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 4369 sayılı Kanunun 21’inci maddesiyle değişen 35’nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, limited şirket ortaklarının şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri uyarınca takibe tabi tutulacağı; 55’inci maddesinde ise, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtildikten sonra, ikinci fıkrasında; ödeme emrinde borcun aslı ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödenmediği veya mal bildiriminde bulunulmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar hapis ile tazyik olunacağının kayıtlı bulunacağı düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen Kanun maddelerinin değerlendirilmesinden, limited şirket ortağının, Şirketten tahsil imkanı kalmayan ve kesinleşmiş amme alacağından dolayı sorumlu tutulabileceği, bu aşamada, yani Şirket adına kesinleşen vergiler nedeniyle ortağın takibinin ise, 6183 sayılı Kanun uyarınca tesis edilecek işlemlerle mümkün olabileceği, şirket adına tahakkuk ettirilmesi gereken verginin ortak adına tahakkuk ettirilmesine olanak bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda, vergilerin, şirket adına usulüne uygun olarak tahakkuk ettirildikten sonra vadesinde ödenmemesi halinde davacının sorumluluğu işletilebilecek iken, belirtilen yol izlenilmeksizin, davacı adına ek tahakkuk yapılması hukuka uygun bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 6.5.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.