Danıştay Kararı 7. Daire 2010/5965 E. 2014/1617 K. 24.03.2014 T.

7. Daire         2010/5965 E.  ,  2014/1617 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2010/5965
Karar No : 2014/1617

Temyiz İsteminde Bulunan : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına …
Karşı Taraf : …Ticaret Giyim Sanayi Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli 19.1.2004 gün ve … sayılı beyanname ile 6.1.2004 gün ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın, ihraç edilen mamüller bünyesinde kullanılmadığının tespit edildiğinden bahisle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 56’ncı maddesi uyarınca tesis edilen işlemin davaya konu edilen kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile fon payı üzerinden hesaplanan cezai faize ilişkin kısmını; 3.7.2001 tarih ve 24451 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4684 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yayımından sonra, 12.7.2001 tarih ve 24460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3.7.2001 tarih ve 2001/2698 sayılı Kararnamenin eki Kararın yayım tarihleri dikkate alındığında, Bakanlar Kurulunca 2001/2698 sayılı Karar ile, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu 1.1.2002 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırıldığından, bu tarihten itibaren ortada, 4684 sayılı Kanunun geçici 3’üncü maddesinin (a) fıkrasına göre uygulanmasına devam olunabilecek, 4389 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendiyle verilen yetkiye dayalı yasal bir fon müessesesi kalmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:… sayılı kararının; yasal bir düzenleme yapılıncaya kadar söz konusu fonun tahsiline devam olunacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli beyanname ile dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın, taahhüt hesabının kapatılmasından sonra, ihraç edilen mamüller bünyesinde kullanılmadığının tespit edildiğinden bahisle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 56’ncı maddesi uyarınca tesis edilen işlemin davaya konu edilen kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile fon payı üzerinden hesaplanan cezai faize ilişkin kısmını, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 108’inci maddesinde; serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebileceği; eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade olunacağı; eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına, şartlı muafiyet sistemi denildiği; 238’inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de, dahilde işleme rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde, eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin tahsil edileceği belirtilmiştir.
Bu hükümlere göre; serbest dolaşımda olmayan eşyanın, dahilde işleme rejimi çerçevesinde, Türkiye’de işlenerek veya başka eşyanın üretiminde kullanılarak Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmek kaydıyla, geçici olarak ithal edilmesi halinde, ithal edilen eşyaya ait vergilerin, kural olarak, giriş sırasında tahakkuk ettirilmesi; ancak, tahsil edilmeyerek, geçici olarak ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihraç edilmesi halinde iade edilmek üzere, 6183 sayılı Kanunda öngörülen teminat türlerine göre teminata bağlanması icap etmektedir.
Öte yandan; 3.7.2001 tarih ve 24451 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4684 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 16’ncı maddesinin (e) fıkrası ile, 18.6.1999 tarih ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun, Bakanlar Kurulunun; kredilerin kalkınma planlarının amaçlarına uygun olarak yönlendirilmesi için fon kurmaya, kaldırmaya, kaynağını kredilere tahakkuk ettirilen faizlerden veya sair suretlerle sağlamaya yetkili olduğuna ilişkin 20’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi 1.1.2002 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış; aynı Kanunun Geçici 3’üncü maddesinin (a) fıkrasında ise, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintilerinin, bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunacağı ve doğrudan genel bütçeye gelir yazılmak üzere Hazine hesaplarına intikal ettirileceği; kesinti oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya onbeş puana kadar yükseltmeye veya kesintiyi tümüyle kaldırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu; bu kesintilerin tahakkuk ve tahsilinin, Maliye Bakanlığınca, vergi gelirlerine ilişkin yetkiler kapsamında takip edileceği ve kesintilerin tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş; bu düzenlemelere parelel olarak da, 12.7.2001 tarih ve 24460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3.7.2001 tarih ve 2001/2698 sayılı Kararnamenin eki Kararın 4’üncü maddesi ile de, 12.5.1988 tarih ve 88/12944 sayılı Kararnamenin eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Karar ile ek ve değişiklikleri, 1.1.2002 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, yayım tarihi sonraya rastlamakla birlikte; 4684 sayılı Kanunla aynı tarihli 2001/2698 sayılı Kararnamenin eki Kararın 4’üncü maddesi ile, 4684 sayılı Kanunun geçici 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendine parelel olarak, 12.5.1988 tarih ve 88/12944 sayılı Kararnamenin eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Karar ile ek ve değişikliklerinin 1.1.2002 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış olması karşısında, Bakanlar Kurulunun, 1.1.2002 tarihi itibariyle kredilerin kalkınma planlarının amaçlarına uygun olarak yönlendirilmesi için fon kurmaya, kaldırmaya, kaynağını kredilere tahakkuk ettirilen faizlerden veya sair suretlerle sağlama yetkisinin kaldırıldığı, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintilerinin ise bütçeye gelir yazılmak üzere tahsil edilmeye devam olunacağı, Bakanlar Kurulunun yeni bir fon kurma yetkisi olmamakla birlikte Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesinti oranlarını belirleme veya tümden kaldırma yetkisinin devam ettiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bununla birlikte, dava konusu uyuşmazlıkta, dava konusu edilen kaynak kullanımını destekleme fonu payının tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasanın 56’ncı maddesi uyarınca işlem tesisinin yerinde olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Dahilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen eşyaya isabet eden vergiler, başlangıçta tahakkuk ettirilip teminata bağlanmasına karşın, fon payı için aynı durum söz konusu değildir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan ve yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerine göre, kaynak kullanımını destekleme fonu payının, gümrük idaresince, dahilde işleme izin belgesi kapsamında yapılan ithalat sırasında tahakkuk ettirilerek tahsiline olanak bulunmayıp, ancak, rejim koşullarının ihlal edilmesi halinde tahsili yoluna gidilebileceğinden, ithalat esnasında hesaplanmayan fon payının tahakkuk ettirilerek yükümlüsüne bildirilmesi ve yükümlülerin, bu bildirimlere karşı dava açabilmelerine olanak tanınması gerekmektedir.
Diğer yandan, kaynak kullanımını destekleme fonu payı tutarı üzerinden, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Kararın 8’inci maddesi uyarınca müeyyide olarak cezai faiz istenmiş olup, anılan Karara göre cezai faiz hesaplanması, Anayasanın 38’inci maddesinde ifade edilen “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.
Bu itibarla; kaynak kullanımını destekleme fonu payı kesintilerinin, bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunacağı yolundaki 4684 sayılı Kanunun Geçici 3’üncü maddesinin (a) fıkrası uyarınca, davacı tarafından gerçekleştirilen ithalatların ödeme şekli nedeniyle, mal bedeli üzerinden kaynak kullanımını destekleme fonu payı tahsili gerekmekle birlikte; davacı adına tescilli beyanname ile dahilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen eşyaya ilişkin olarak, dava yoluna başvurulabilme imkanı tanıyacak şekilde, kaynak kullanımını destekleme fonu payının tahakkuk ettirilmesi gerekirken, doğrudan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 56’ncı maddesi uyarınca tahsili yolunda işlem tesis edilmesinde isabet bulunmadığından, işlemin davaya konu edilen fon payı ve cezai faize ilişkin kısmını istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle iptal eden mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 24.3.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.