Danıştay Kararı 7. Daire 2009/7121 E. 2011/221 K. 25.01.2011 T.

7. Daire         2009/7121 E.  ,  2011/221 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2009/7121
Karar No : 2011/221

Temyiz İsteminde Bulunan: … ve Dış Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av.
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli 7.2.2007 gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamı eşya için yapılan laboratuvar tahliline ilişkin 12.2.2007 gün ve 19 sıra no’lu raporun iptali istemiyle açılan davayı; 21.2.2007 gününde tebliğ edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülen otuz günlük dava açma süresi geçirilerek 3.4.2007 gününde açıldığı gerekçesiyle, süre aşımı nedeniyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin Gümrük İdaresince tesis edilen genel nitelikte bir idari işlem olduğu ve dava açma süresinin altmış gün olarak uygulanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hâkimi …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdari Yargı, Hukuk Devletinde, hukuka bağlılığı esas olan kamu idaresinin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun, bağımsız yargı yerlerince, yargılama yöntemleri kullanılarak denetlenmesinin sağlanması için var olan yargı düzenidir. Bu yüzden; idari yargı denetiminin işleyebilmesi, idarenin Kamu Hukuku alanında faaliyette bulunmasına; idari nitelikte eylem veya işlem yapmasına bağlıdır. Böyle bir faaliyet olmadan, söz konusu denetimin işletilmesine olanak yoktur. Bu bağlamda, kişilerin hukuk aleminde herhangi bir etki doğurmayan, belirli bir hukuki durumu ya da olguyu belirtmekle yetinen “icrailik” niteliğinden yoksun işlemlerin, idari bir davaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının “d” bendinde yer alan, dava dilekçelerinin, ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli işlemin olup olmadığı yönünden inceleneceğine; aynı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının “b” bendinde de, böyle bir işlemin bulunmaması halinde, davanın sonraki yargılama işlemlerine girişilmeksizin reddedileceğine ilişkin kurallar bu ilkeye dayalıdır.
Olayda; davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamı eşyanın kozmetik ürün olduğu yolunda düzenlenen kimyagerlik tahlil raporu, tek başına idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte bir işlem olmaması sebebiyle, idari davaya konu edilemeyeceğinden, davayı süre aşımı nedeniyle reddeden mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 25.1.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.