Danıştay Kararı 7. Daire 2008/3894 E. 2011/7990 K. 24.11.2011 T.

7. Daire         2008/3894 E.  ,  2011/7990 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/3894
Karar No : 2011/7990

Temyiz İsteminde Bulunan : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına …
Karşı Taraf : … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli 21.10.1997 gün ve … sayılı sınır ticareti tahakkuk kağıdı muhteviyatı eşya nedeniyle yapılan gümrük, katma değer ve akaryakıt tüketim vergileri ile akaryakıt fiyat istikrar fonu tahakkukuna vaki itirazın reddine dair işlemi; olayda, her ne kadar şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ise de …Cumhuriyet Başsavcılığının …gün ve Hz. No:…; K:… sayılı kararı ile takipsizlik kararı verildiği; bu kararın kaldırılması istemiyle yapılan itirazın … Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiği, dolayısıyla, daha uzun ceza zaman aşımı süresinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, 21.10.1997 tarihinde fiili ithali gerçekleştirilen eşya nedeniyle tahakkuk ettirilerek, üç yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra, 2.8.2004 tarihinde tebliğ edilen vergilerin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; eşyanın gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın Türkiye Gümrük Bölgesine getirildiğinin saptanması üzerine tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi :Temyiz başvurusu, davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi kapsamı eşya nedeniyle yapılan gümrük vergisi, katma değer vergisi, akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payı ek tahakkukuna vaki itirazın reddine dair işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemiyle yapılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrar.” hükmü yer almıştır. 3074 sayılı Yasanın 7’nci maddesinde, bu Kanuna göre alınacak akaryakıt tüketim vergisi hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiş olup; dava konusunu teşkil eden fon payının dayanağını oluşturan kanunlarda ise, tahakkuk zaman aşımı konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Gümrük Kanunu kapsamında vergi ve resim niteliğinde olmayıp, ek bir mali yükümlülük olan fon payı hakkında Gümrük Kanununda düzenlenen zaman aşımı hükmünün uygulanması mümkün değil ise de; 3571 sayılı Yasanın değişik 5’inci maddesine dayanılarak çıkarılan “Ham Petrol ve Petrol Ürünlerinin Alım, Satım ve Fiyatlandırma Esasları ile Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonunun İşleyişi Hakkında” 89/14264 sayılı Kararın 6’ncı maddesi hükmü uyarınca tahsil edilen akaryakıt fiyat istikrar fonuna ilişkin olarak, Vergi Usul Kanununun 114’üncü maddesinde öngörülen beş yıllık zaman aşımı süresinin uygulanacağında kuşku yoktur.
Bu duruma göre; ödeme yükümlülüğünün doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh edilerek ilgisine tebliğ edilmeyen fon ve vergiler zaman aşımına uğrayacağından, 13.11.1997 tarihinde motorin yerine kerosen ithal edildiğinin tespiti üzerine; vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılının son günü 31.12.1997 olduğundan, izleyen yıl olan 1998 takvim yılı başından başlamak üzere, en son 2002 takvim yılı sonuna kadar tarh ve tebliği gereken akaryakıt tüketim vergisi ve fon payına ilişkin işlemin, 2.8.2004 tarihinde davacı Şirkete tebliğ edilmiş olması sebebiyle, vergi ve fon payı tahakkuk zaman aşımına uğramış bulunmaktadır. Öte yandan; davalı İdare tarafından verilen temyiz dilekçesinde mahkeme kararının, gümrük ve katma değer vergilerine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik olarak ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymamaktadır. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanununa 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek Madde 1 uyarınca birlikte yapılan toplantıda işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı şirket adına tescilli sınır ticareti tahakkuk kağıdı kapsamı eşyanın bir kısmının gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın Türkiye Gümrük Bölgesine getirildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük, katma değer ve akaryakıt tüketim vergileri ile akaryakıt fiyat istikrar fonuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Mahkeme kararının, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan, gümrük ve katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar, buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte değildir.
Mahkeme kararının akaryakıt tüketim vergisi ile akaryakıt fiyat istikrar fonu payına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince:
4458 sayılı Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 1’inci fıkrasında; yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 3’üncü fıkrasında; kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde, kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz edebilecekleri; 7’nci fıkrasında da, gümrük başmüdürlükleri kararlarına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Yukarıda anılan hükümler uyarınca; gümrük vergileri için öngörülen idari itiraz prosedürünün gümrük vergileri kapsamına girmeyen akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payı hakkında uygulanması mümkün değildir. Ancak, ilgililere tebliğ edilen işlemlerde, akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payına da Gümrük Kanununda öngörülen idari itiraz prosedürünün tamamlanarak dava açılacağının belirtilmesi, başka bir ifadeyle, ilgililere yanlış bilgi verilerek onların yönlendirilmesi halinde belirtilen idari usul izlenerek dava açılması mümkündür.
Olayda, davacı adına tesis edilen işlemde, tahakkukun tebliği üzerine, diğer vergiler yanında, akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payı için de Gümrük İdaresine itiraz edileceği belirtilerek ilgilinin yanıltıldığı anlaşıldığından, anılan idari başvuru usulü tüketilerek açılan davada Yargılama Hukuku kurallarına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2’nci maddesinde, gümrük ve tekel idareleri tarafından alınan vergi ve resimlerin bu kanuna tabi olmadığı belirtilmiş olup, olay tarihinde yürürlükte bulunan 3074 sayılı Akaryakıt Tüketim Vergisi Kanununun Usul hükümleri başlıklı 7’nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak akaryakıt tüketim vergisi hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Mülga 3074 sayılı Akaryakıt Tüketim Vergisi Kanununun olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 5’inci maddesinde; rafineri şirketleri ve ithalatı gerçekleştiren kuruluşların bir aylık dönemde yaptıkları satışlarını, takip eden ayın 20’nci günü akşamına kadar, merkezlerinin bağlı olduğu vergi dairesine, şekli ve muhtevası Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek bir beyanname ile bildirmeye ve vergiyi aynı süre içinde ödemeye mecbur oldukları öngörülmüştür.
Ham Petrol ve Petrol Ürünlerinin Alım Satım Fiyatlandırma ve Esasları ile Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonunun İşleyişi Hakkında Kararın olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 6’ncı maddesinde; petrol ürünlerinin tüketiciye intikalinde fiyat istikrarını temin etmek amacıyla akaryakıt fiyat istikrar fonu payı alınacağı kurala bağlanmıştır.
3074 sayılı Kanun kapsamında yer alan ve dahili bir vergi olan akaryakıt tüketim vergisinin, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin vergi dairelerince gerçekleştirilmesi gerektiğinden anılan verginin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin Gümrük İdaresince yürütülmesi olanaklı değildir. Öte yandan; petrol ürünlerinin tüketiciye intikalinde, yani; bu ürünlerin yurt içinde satışında doğan akaryakıt fiyat istikrar fonu payının da Gümrük İdaresince tarh ve tahsil edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu itibarla, akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payının tarh, tahakkuk ve tahsilinde gümrük idaresinin yetkisinin bulunmadığı hususu değerlendirilmeksizin verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamakla birlikte temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sonucu itibarıyla yerinde olan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının, gümrük ve katma değer vergilerine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddi ile kararın bu hüküm fıkrasının onanmasına, oybirliği; akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin ise reddine oyçokluğuyla, 24.11.2011 gününde karar verildi.

X- KARŞI OY
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına tescilli sınır ticareti tahakkuk kağıdı muhteviyatı eşya nedeniyle tahakkuk ettirilip 2.8.2004 tarihinde tebliğ edilen gümrük, katma değer ve akaryakıt tüketim vergileri ile akaryakıt fiyat istikrar fonu payına karşı düzeltme ve itiraz prosedürü izlenerek 3.11.2004 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 1’inci fıkrasında; yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 3’üncü fıkrasında; kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde, kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz edebilecekleri; 7’nci fıkrasında da, gümrük başmüdürlükleri kararlarına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Anılan düzenlemelerde öngörülen düzeltme ve itiraz başvuruları, gümrük vergilerinin iptali istemiyle idari yargı yerlerine başvurulmadan önce ilgililerce tüketilmesi gereken zorunlu idari başvuru yollarıdır. Bu bakımdan; 4458 sayılı Kanunda açıkça gümrük vergileri için uygulanacağı belirtilen bu başvuru yolunun, gümrük vergileri kapsamında yer almayan vergiler hakkında uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, ilgili yasada açıkça gümrük vergileri için kullanılacağı öngörülen bu yolun diğer vergiler hakkında da kullanılabileceği hususunda idarece ilgililere yanlış bilgi verilmiş olmasının veya ilgili hakkında tesis edilen işlemde; idari itiraz prosedürü izlenerek dava açılması gereken vergiler ile, anılan usul izlenmeksizin dava açılması gereken vergilerin bulunmasının bu yolun kullanılmasına ilişkin koşulları değiştirebileceği düşünülemeyeceğinden; hizmet kusuru nedeniyle tam yargı davasına yol açabilecek nitelikteki böyle bir durum nedeniyle, yasada öngörülmeyen idari başvuru yolunun kullanılması olanaklı değildir.
Bu itibarla, 2.8.2004 tarihinde tebliğ edilen edilen akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payı hakkında, işlemin tebliğ tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde dava açılması gerekirken bu süre geçirilerek 3.11.2004 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu hususu değerlendirilmeksizin işin esasının incelenmesi suretiyle verilen mahkeme kararının akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payına ilişkin hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, mahkeme kararının, işlemin akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar fonu payına ilişkin kısmını iptal eden hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla, kararın anılan hüküm fıkrasına katılmıyorum.