Danıştay Kararı 7. Daire 2008/2762 E. 2010/4983 K. 26.10.2010 T.

7. Daire         2008/2762 E.  ,  2010/4983 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/2762
Karar No : 2010/4983

Temyiz İsteminde Bulunan : Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf : Sağlık Bakanlığı
Müdahil : …
Vekili : Av.
İstemin Özeti : …Devlet Hastanesi inşaatı işini üstlenen … ile davacı Sağlık Bakanlığı arasında ortaya çıkan, yüklenicinin hak talepleriyle ilgili uyuşmazlığın, 4353 sayılı Kanunun “Davaya ve İcraya İntikal Etmemiş Olan İhtilafların Sulh Yoluyla Halli” başlıklı 31’inci maddesi kapsamında, adı geçen Şahıs ve müzakerelere katılan Bakanlık personelinin bir kısmı tarafından 5.3.2004 tarihinde üç nüsha olarak imzalanan, “İhtilafın Sulh Yoluyla Halline İlişkin Müzakere ve Ön Anlaşma Tutanağı” nın vergiye tabi olduğundan bahisle, Maliye Bakanlığı Sağlık Kurumları Merkez Döner Sermaye Saymanlık Müdürlüğünün, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 26’ncı maddesine göre yaptığı bildirim üzerine, aynı Kanunun 24’üncü maddesi uyarınca, sorumlu sıfatıyla davacı Bakanlık adına damga vergisi salınmasına ve vergi zıyaı cezası kesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; olayda, İhtilafın Sulh Yoluyla Halline İlişkin Müzakere ve Ön Anlaşma Tutanağının sonuç kısmında, sulhen çözüme yönelik görüşmelerden vazgeçilmesi durumunda, müzakere sırasında yapılan beyanların daha sonrası için tarafları bağlayıcı olmayacağının kabul edildiği; müzakerede görüşülen hususların geçerliğinin, sulhnamenin hukuki prosedürü tamamlanıp imzalanması şartına bağlandığı; müzakerede görüşülen hususların Bakanlık Makamının tensiplerine arz edilmesi ve tensip kılınması halinde, bu müzakere tutanağı çerçevesinde sulhname hazırlanmasına yönelik şartlara yer verildiği; bu haliyle, damga vergisine tabi tutulan kâğıdın, taraflar arasında müzakere edilen hususların tutanağa bağlanması amacıyla düzenlendiği; tutanakta yer alan hususların geçerlik kazanmasının, Bakanlık Makamının iznine ve bu izin sonucu düzenlenecek sulhnameye bağlı olduğu; dolayısıyla, tutanağın yetkili kişilerce imzalanmaması nedeniyle bağlayıcılığının bulunmadığı; herhangi bir hususu ispat veya belli belli etmek için ibraz edilebilecek nitelikte bir belge olmadığından, bir sözleşme veya sulhname niteliği taşımayan söz konusu belgenin damga vergisine tabi tutulmasında hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan, davalı İdarenin savunma dilekçesi ve eklerinden, vergi zıyaı cezasının vergi aslının bir katı esas alınarak kesilen kısmından fazlaya isabet eden, gecikme faizi hesaplanmasıyla ilgili kısmı düzeltme fişiyle terkin edildiğinden, vergi zıyaı cezasının vergi aslının bir katını aşan kısmı yönünden davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işlemin vergi aslı ve vergi aslının bir katına isabet eden vergi zıyaı cezasına ilişkin kısmının iptaline; vergi zıyaı cezasının vergi aslının bir katını aşan kısmı yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; anlaşmaya ilişkin kâğıdın imzalanmasıyla vergiyi doğuran olayın meydana geldiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti: Davacı Kurumca istemin reddi gerektiği savunulmuş; müdahil tarafından savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 26.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.