Danıştay Kararı 7. Daire 2008/2252 E. 2009/1803 K. – T.

7. Daire         2008/2252 E.  ,  2009/1803 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/2252
Karar No : 2009/1803

Temyiz İsteminde Bulunan: … Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Halkalı Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli … gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında yapılan ithalatta 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde öngörülen istisnadan yararlanılması suretiyle vergi zıyaına neden olunduğundan bahisle hesaplanan vergi zıyaı cezasının emanet hesabına alınmak üzere ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, idari kararlara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz edileceğinin belirtildiği; olayda, idari karar niteliğindeki dava konusu işleme karşı yapılacak itiraz üzerine gümrük başmüdürlüğünce tesis edilecek olumsuz işlemin iptali istemiyle dava açılması gerekirken, bu yola başvurulmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendi uyarınca, dava dilekçesinin, İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğüne tevdiine dair … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K…. sayılı kararının; idari itiraz yolları tüketildikten sonra dava açıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca hesaplanan vergi zıyaı cezasına ilişkin Gümrük Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece, anılan işlemin idari karar olduğu belirtildikten sonra, merciine tevdi yolunda karar verildiği anlaşılmıştır.
Oysa; idari kararın, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 5’inci bendinde yer verilen tanımı karşısında, gümrük mevzuatı dışında kalan düzenlemelere dayanılarak tesis edilen işlemlerin idari karar olarak nitelendirilmesine olanak yoktur. Bu itibarla, gümrük mevzuatı sayılmayan 213 sayılı Kanun uyarınca kesilen cezaya ilişkin işlemin idari karar olarak kabulü mümkün bulunmadığından, Mahkemece, işlemin unsurları yönünden hukuki denetiminin yapılması suretiyle karar tesis edilmesi gerekirken, açıklanan gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Davacı temyiz dilekçesinde; idari karar niteliğindeki gümrük müdürlüğü işlemine karşı idari başvuru yolları tüketildikten sonra dava açıldığını iddia ettiğinden, sözkonusu iddialar inceleme ve araştırma konusu yapılarak yeniden bir karar verilmesi için idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin gümrük başmüdürlüğüne tevdiine dair mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına tescilli … gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında yapılan ithalatta 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde öngörülen istisnadan yararlanılması suretiyle vergi zıyaına neden olunduğundan bahisle hesaplanan vergi zıyaı cezasının emanet hesabına alınmak üzere ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada; Mahkemece, anılan işlemin idari karar olarak nitelendirilmesi suretiyle dava dilekçesinin merciine tevdine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 5’inci bendinde, idari karar, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak tasarrufları olarak tanımlanmıştır.
Bu tanım karşısında, Gümrük İdarelerince tesis edilen işlemlerin idari karar olarak nitelendirilebilmesi için, işlemlerin konusunun gümrük mevzuatı kapsamında bulunan hususlara ilişkin olması gerekmektedir. Dolayısıyla, gümrük mevzuatı sayılmayan düzenlemelere dayanılarak tesis edilen işlemlerin idari karar olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Olayda, davacı adına tesis edilen işleme konu vergi zıyaı cezasının dayanağının, gümrük mevzuatı kapsamında yer almayan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu olması karşısında, davada iptali istenilen işlemin idari karar olarak nitelendirilmesi, sözü edilen hukuki duruma uygun bulunmadığından, işlemin idari itiraz yoluna tabi tutulması zorunluluğu yoktur. Bu bakımdan; doğrudan dava konusu edilebilecek olan söz konusu işlemin unsurları yönünden hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, merciine tevdi yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine, Mahkemece, yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.4.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.