Danıştay Kararı 7. Daire 2007/1995 E. 2008/2275 K. 16.04.2008 T.

7. Daire         2007/1995 E.  ,  2008/2275 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2007/1995
Karar No : 2008/2275

Temyiz İsteminde Bulunan : … Dış Ticaret Limited Şirketi
Vekili: Av. …
Karşı Taraf: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti: Davacı adına tescilli 12.4.1999 gün ve … sayılı transit beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; transit beyannamesi kapsamı eşyanın miktarının eksik beyan edildiğinin, Suriye Gümrük İdaresinden temin edilen belgelerle tespit edilmesi üzerine tahakkuk ettirilen vergi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; ithale konu eşyada miktar değişikliğinin söz konusu olmadığı, ihracatçı firma kayıtları ile kendileri tarafından beyan edilen miktarların aynı olduğu; El Salame Gümrüğünde 31.12.2000 tarihine kadar elektronik kantar bulunmadığı; bu nedenle, anılan gümrüğün kayıtlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma süresinde verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Olayda, katma değer vergisi tahakkuku, tahakkuka vaki itirazın reddine dair …Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü işleminin tesis edildiği 2.7.2002 tarihinde kesinleşmiş olup; 26.7.2005 tarihli ceza kararının ise, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 232’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında belirtilen üç yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra alındığı anlaşılmıştır. Bu bakımdan; zaman aşımı süresi geçirildikten sonra karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü.
Temyiz başvurusu; davacı adına tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir. 4458 sayılı Gümrük Kanununun 232’nci maddesinin 1’inci fıkrasında; 234’üncü madde hükümlerine göre alınacak para cezalarının, itiraz olmaksızın vergi tahakkukunun kesinleşmesinden veya idari itirazın ret kararı ile sonuçlanmasından sonra karara bağlanacağı; idari yargı mercilerine başvurulmasının, gümrük idaresinin ceza uygulamalarını engellemeyeceği; bu fıkraya göre karara bağlanacak para cezalarının zaman aşımı süresinin, vergi tahakkukunun kesinleştiği tarihi takip eden günden itibaren işlemeye başlayacağı; aynı maddenin 3’üncü fıkrasında da; 1’inci fıkrada belirtilen para cezasının üç yıl içinde karara bağlanıp tebliğ edilmediği takdirde, zaman aşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına tahakkuk ettirilen katma değer vergisine vaki itirazın, …Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünün 2.7.2002 tarih ve 2002/197 sayılı işlemiyle reddedildiği; tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına ilişkin işlemin ise, 26.7.2005 tarihinde alınarak, 9.8.2005 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; olayda, katma değer vergisi tahakkuku, tahakkuka vaki itirazın reddine dair …Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü işleminin tesis edildiği 2.7.2002 tarihinde kesinleşmiş bulunduğundan; 26.7.2005 tarihli ceza kararının üç yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra alındığı açıktır. Bu bakımdan; zaman aşımı süresi dolduktan sonra karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali gerekirken, aksi yolda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine, Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.4.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.