Danıştay Kararı 7. Daire 2006/660 E. 2008/801 K. 11.02.2008 T.

7. Daire         2006/660 E.  ,  2008/801 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/660
Karar No : 2008/801

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : … Müşavirlik İnşaat Turizm Nakliyat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Davacı tarafından işletilen A tipi genel antrepoya özet beyan kapsamında alınan eşyanın bir rejim beyanında bulunulmadan ve eşya antrepoda iken değiştirildiğinden bahisle, söz konusu eşyaya ait gümrük ve katma değer vergileri tutarında tazminat istenilmesine ilişkin işleme vaki itirazın süreden reddine dair işlemi iptal eden …Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:… sayılı kararını bozan Danıştay Yedinci Dairesinin 24.10.2005 gün ve E:2005/58; K:2005/2461 sayılı kararının; gümrük işlemlerinin vekil ile takip edildiği; bu nedenle, tebligat tarihi olarak vekile tebliğ yapılan tarihin esas alınması gerektiği ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Davacı Şirket adına tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergisine vaki itirazın süre aşımı yönünden reddi yolundaki başmüdürlük işlemini iptal eden Mahkeme kararını bozan Danıştay Yedinci Dairesinin 24.10.2005 gün ve E:2005/8, K:2005/2461 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 11’inci maddesinde; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, düzeltme dilekçesi avukatla birlikte şirket yetkilisi tarafından imzalanmış ise de; istemin vekile ait İz Hukuk Bürosu antetli, bürodaki avukatların isimleri ile adresi içeren kağıda yazılması ve dilekçe ekinde vekaletname suretinin eklenmiş olması karşısında; dilekçenin, vekil tarafından verildiği sonucuna varıldığından, tebligatın asile yapılmasında anılan yasa hükmüne uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, öğrenildiği tarih esas alındığında yapılan itiraz süresinde olduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüyle, işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede ileri sürülen sebepler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi uyarınca, Dairemizin 24.10.2005 gün ve E:2005/58; K:2005/2461 sayılı kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte görüldüğünden, istem kabul edilerek, anılan kararın ortadan kaldırılmasından sonra dosya yeniden incelendi:
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından işletilen A tipi genel antrepoya özet beyan kapsamında alınan eşyanın bir rejim beyanında bulunulmadan ve eşya antrepoda iken değiştirildiğinden bahisle, söz konusu eşyaya ait gümrük ve katma değer vergileri tutarında tazminat istenilmesine ilişkin işlemin 6.1.2004 tarihinde tebliği üzerine, 9.1.2004 tarihinde, davacı Şirketin yetkilisi … ile vekili sıfatıyla Av….tarafından imzalı dilekçe ile düzeltme talebinde bulunulduğu; düzeltme isteminin reddine ilişkin gümrük müdürlüğü kararının, 20.1.2004 tarihinde Şirketin işyeri adresinde daimi işçisi …’e tebliğ edildiği; anılan karara karşı, Av….tarafından imzalanan ve Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü kayıtlarına 29.1.2004 tarihinde geçen dilekçe ile yapılan itirazın, adı geçen Başmüdürlükçe, yasal yedi günlük süresinde olmadığından bahisle reddine dair işlemin de, Mahkemece; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması icap ettiğinden, düzeltme talebinin reddine dair işlemin avukat tarafından öğrenildiği 26.1.2004 tarihi itibarıyla, itirazın süresinde olduğu gerekçesiyle, diğer bir ifadeyle, uyuşmazlığın, davacı adına yapılan gümrük ve katma değer vergileri tahakkukundan kaynaklandığının kabulü suretiyle, iptal edildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 93’üncü maddesinde, antreponun, gümrüğün gözetimi altında bulunan eşyanın konulması amacıyla kurulan ve kuruluşunda aranılacak koşulları ve nitelikleri yönetmelikle belirlenen yer olduğu; antrepo rejiminin, ithalat vergilerine tabi tutulmamış ve serbest dolaşıma girmemiş eşyanın bir gümrük antreposuna konulmasına ilişkin hükümleri belirlediği; 96’ncı maddesinde, antrepo işleticisinin, gümrük antreposunda bulunduğu süre içerisinde eşyanın gümrüğün gözetimi altında bulunmasını sağlamaktan sorumlu olacağı; 98’inci maddesinde, teminat alınmış olsa bile gümrük işlemlerine başlanmadan ve bu işlemler bitirilip, gümrük idaresinin izni alınmadan, antrepolardan kısmen veya tamamen eşya çıkartılamayacağı; 105’inci maddesinde, genel ve özel antrepo işleticilerinin yıl sonunda antrepo mevcutlarına ilişkin bir listeyi gümrük idaresine verecekleri, antrepolardaki eşyaların, gümrük idaresince, antrepo işleticilerinin verdikleri listeler göz önünde bulundurularak her yıl sayılacağı, yapılan sayım sonucunda noksan çıkan eşyanın gümrük vergilerinin duruma göre, işletici veya kullanıcıdan tahsil edileceği; 106’ncı maddesinde, antrepo işleticileri ile kullanıcılarının, antrepolara konulan eşyanın gümrük idaresince miktarı belirlenmiş ise bu miktardan, belirlenmemiş ise belgelerinde yazılı miktarlar üzerinden, gümrük idaresine karşı sorumlu oldukları, maddede belirtilen haller dışındaki sebeplerle eksik çıkan eşyalara ait vergi ve cezaların toplamından oluşan tutarın, işletici veya kullanıcıya tazmin ettirileceği öngörülmüştür. Her ne kadar, anılan 105’inci maddede, genel ve özel antrepolarda yapılan sayım sonucunda işleticilerin verdikleri liste göz önünde bulundurulmak suretiyle “gümrük vergilerinin” tahsil edileceği ibaresi yer almış ise de; Kanunun ilgili hükümlerindeki yükümlü tanımına girmeyen antrepo kullanıcısı ve işleticilerinden tahsili öngörülen vergi ve ceza miktarının, bunlar yönünden tazminat niteliği taşıdığı açıktır. Yukarıda açıklanan 106’ncı maddede, vergi ve cezalardan oluşan tutarın, bunlara tazmin ettirileceği yolunda yer alan hüküm de, bunu doğrulamaktadır.
Öte yandan, Kanunun 242’nci maddesinin 1’inci fıkrasında ; yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 3’üncü fıkrasında; kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde, kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz edebilecekleri; 7’nci fıkrasında da, gümrük başmüdürlükleri kararlarına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hükümlere göre; ancak vergi tahakkukları için düzeltme başvurusunda bulunulması; bunların dışında kalan idari karar ve para cezalarına karşı ise, bu işlemleri tesis etmiş olan gümrük müdürlüğünün bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğüne, tebliğlerinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilmesi gerekmektedir.
4458 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin 5’inci fıkrasında yer alan, karar deyiminin, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak idari tasarrufu olduğu yolundaki hüküm karşısında, antrepo işletici ve kullanıcılarından tazminat istenilmesine ilişkin işlemin, anılan maddede tanımlanan karar olduğu açıktır. Bu itibarla, söz konusu karara karşı, Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin yukarıda açıklanan 1’nci fıkrasında, vergi tahakkukları için öngörülen düzeltme yoluna değil, tebliğinden itibaren 7 gün içinde, işlemi tesis etmiş olan gümrük müdürlüğünün bağlı bulunduğu başmüdürlüğe itiraz yoluna gidilmesi, itirazın reddi üzerine de idari yargı yerinde dava açılması gerekmekte olup, gümrük müdürlüğüne yapılan başvurunun reddine dair yazı ve bu yazının tebliği üzerine, idari itiraz süresi geçirildikten sonra gümrük başmüdürlüğüne yapılan itiraza verilen yanıt, ilgiliye dava açma hakkı vermeyeceğinden; Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek, işlemin iptali yolunda verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 11.2.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) AYRIŞIK OY
Dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarının düzeltme yoluyla yeniden incelenebilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinde yazılı nedenlerden birinin bulunması ile mümkün olup, dilekçe sahibinin ileri sürdüğü nedenlerin ise bunlardan hiçbirine uymaması karşısında, yerinde olmayan isteğin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.