Danıştay Kararı 7. Daire 2006/347 E. 2007/4246 K. 22.10.2007 T.

7. Daire         2006/347 E.  ,  2007/4246 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/347
Karar No : 2007/4246

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına İzmir Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Dış Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli muhtelif gün ve sayılı çıkış beyannameleri muhteviyatı eşyanın, dahilde işleme izin belgesinin kapatılmasında kullanılmaması nedeniyle davacı Şirkete iade edilen telafi edici verginin, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 217’nci maddesi uyarınca on gün içerisinde yatırılması, aksi halde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı yolunda tesis edilen işlemlerin iptali istemiyle açılan davada; olayda, 4458 sayılı Kanunun 217’nci maddesi uyarınca tesis edilen işlemlerin idari karar olduğu; her ne kadar, yedi günlük itiraz süresi içerisinde ilgili başmüdürlüğe başvurulmaksızın dava açılmış ise de; yapılan tebligatlarda itiraz yolu ve yöntemi gösterilmediği gibi, işlemlerin idari karar niteliğinde olduğu da Mahkemelerince tespit edildiğinden, itiraz süresinin geçirilmiş olduğunun kabul edilemeyeceği; bu bakımdan; gümrük başmüdürlüğüne itiraz edilmeden dava açılmış olması karşısında, dava dilekçesinin merciine tevdiine dair … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; 4458 sayılı Kanunun 217’nci maddesi uyarınca tesis edilen işlemlerin idari karar değil, tebligattan ibaret olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz başvurusu; davacı şirket adına tescilli gümrük çıkış beyannameleri kapsamı eşyalara ilişkin olarak yatırılan ve idarece iade edilen telafi edici vergilerin, 4458 sayılı Kanunun 217’nci maddesi uyarınca 10 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı yolunda tesis edilen işlemlere vaki itirazın reddi yolundaki işlemlerin iptali istemiyle açılan davada, dilekçenin ilgili merciye gönderilmesi yolundaki mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 217’nci maddesinde; gümrük vergilerinin hatalı olarak kaldırılması, veya geri verilmesi halinde başlangıçta tahakkuk eden vergiler ile 216’ncı madde uyarınca ödenmiş faizlerin yeniden tahsil edileceği, tahsil edilmeyen miktarların tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde ödeneceği, bu süre içinde ödenmeyenler için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete iade edilen telafi edici vergilerin, 4458 sayılı Kanunun 217’nci maddesi uyarınca 10 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Kanuna göre işlem yapılacağına dair tesis edilen işlemlerin 24.6.2006 tarihinde tebliği üzerine 4.7.2005 tarihinde kayda geçen dilekçeyle yapılan itiraz üzerine, başmüdürlükçe konunun 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinin 1’inci fıkrası kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, anılan Kanunun 217’nci maddesine dayanılarak 10 gün içinde yeniden tahsili gereken ancak süresinde ödenmeyen vergilerin tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanuna göre ödeme emri gönderildiğinin bildirilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, yukarıda sözü edilen madde hükmü uyarınca tahsilata yönelik olarak tesis edilen işlemlerin mahkemece idari itiraz prosedürüne tabi olduğu kabul edilmek suretiyle, dilekçenin ilgili merciye tevdi kararı verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına tescilli muhtelif gün ve sayılı çıkış beyannameleri muhteviyatı eşyanın, dahilde işleme izin belgesinin kapatılmasında kullanılmaması nedeniyle davacı Şirkete iade edilen telafi edici verginin, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 217’nci maddesi uyarınca on gün içerisinde yatırılması, aksi halde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı yolunda tesis edilen işlemlerin 24.6.2005 tarihinde tebliği üzerine 4.7.2005 tarihinde gümrük müdürlüğüne yapılan başvuruya verilen cevaptan sonra sözü edilen işlemlerin iptali istemiyle mahkeme kayıtlarına 25.7.2005 tarihinde intikal ettirilen dilekçe ile açılan davada, Mahkemece, dava dilekçesinin merciine tevdiine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 217’nci maddesinde, gümrük vergilerinin hatalı olarak kaldırılması veya geri verilmesi halinde, başlangıçta tahakkuk eden vergiler ile 216’ncı madde uyarınca ödenmiş faizlerin yeniden tahsil edileceği, tahsil edilmeyen miktarların tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde ödeneceği, bu süre içinde ödenmeyenler için, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hükmü yer almıştır.
Sözü edilen hükme göre tesis edilen işlemler, Mahkemece de kabul edildiği üzere gümrük idarelerinin yükümlülerin hukukunu etkileyen tasarrufu olduğundan, 4458 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin 5’inci fıkrasında yer alan, karar deyiminin, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak idari tasarrufu olduğu yolundaki hüküm uyarınca, gümrük idareleri tarafından alınabileceği öngörülen idari nitelikteki kararlardır.
Anılan Kanunun 242’nci maddesi hükmüne göre; ancak vergi tahakkukları için düzeltme başvurusunda bulunulması; bunların dışında kalan düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı ise, bu işlemleri tesis etmiş olan gümrük müdürlüğünün bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğüne, tebliğlerinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilmesi gerekmektedir.
Yine sözü edilen hükme göre, idari davaya konu olabilecek işlem, idari kararlar değil; söz konusu kararlara karşı, yukarıda açıklanan usule göre yapılacak itiraz üzerine, aynı maddede yazılı merci tarafından tesis edilecek olumsuz işlem olduğundan, itiraz başvurusu, yargı yerlerine başvurulmadan önce ilgililerce tüketilmesi gereken zorunlu nitelikteki başvuru yoludur. Bu yol tüketilmeden dava açılması halinde, bu durumun idari yargı yerlerince kendiliklerinden nazara alınması, dava dilekçesi ve eklerinin, 2577 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendi hükmü uyarınca merciine tevdi edilmesi İdari Yargılama Hukukunun gereklerindendir. Ancak, merciine tevdi kararı verilebilmesi için, davanın yedi günlük itiraz süresi içinde açılması zorunludur.
Olayda; 24.6.2005 tarihinde tebliğ edilen idari kararlara karşı, ilgili gümrük başmüdürlüğüne itiraz yoluna gidilmeksizin, 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinin yukarıda anılan 3’üncü fıkrasında öngörülen yedi günlük itiraz süresinin geçirilmesinden sonra dava açıldığı açık olduğuna göre, merciine tevdi kararı verilmesinin davacıya hukuki bir yarar sağlaması olanaksız bulunduğundan, dava konusu kararların iptali istemiyle açılan ve açıklanan nedenle reddi gereken davada, anılan Kanunda gösterilen itiraz yoluna ilişkin usulün ayrıca idari kararlarda gösterilmediği gerekçesiyle dilekçenin merciine tevdii yönünde verilen temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Öte yandan; dava dosyasına, davacı Şirket vekilinin imzası ile dilekçeyi havale eden mahkeme başkanının imzasını taşıyan dava dilekçesinin fotokopisinin sunulduğunun anlaşılması karşısında, dava dilekçesinin aslı getirtilmeden karar verilmiş olması da, diğer bir hukuka aykırılıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine, Mahkemece, yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 22.10.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X-AZLIK OYU
Dosyanın incelenmesinden; dava dosyasına, davacı Şirket vekilinin imzası ile dilekçeyi havale eden mahkeme başkanının imzasını taşıyan dava dilekçesinin fotokopisinin sunulduğunun anlaşılması karşısında, bu eksikliğin giderilmesi amacıyla dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın yalnızca bu nedenle bozulması gerektiği oyu ile kararda yer alan diğer hususlara katılmıyorum.