Danıştay Kararı 7. Daire 2006/2880 E. 2008/2487 K. 30.04.2008 T.

7. Daire         2006/2880 E.  ,  2008/2487 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/2880
Karar No : 2008/2487

Temyiz İsteminde Bulunan : … Telekomünikasyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Ankara TIR Gümrük Müdürlüğünce tescilli 27.7.2003 gün ve … sayılı A.T.A. (…) karnesi muhteviyatı eşyanın süresi içerisinde Yurt dışı edilmediğinden bahisle, eşyaya isabet eden gümrük vergi ve resimleri ile bu vergi ve resimler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezası ve faizin tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinin gümrük vergi ve resimlerine dair kısmını iptal eden, ceza ve faize ilişkin kısmı yönünden ise davayı reddeden …Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının redde dair hüküm fıkrasına konu para cezası ile faizin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28’inci maddesinin 1’inci fıkrası ile 52’nci maddesinin 1’inci fıkrasından, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112’nci maddesinin 3’üncü fıkrasından söz edildikten sonra, …Vergi Mahkemesinin yukarıda anılan kararı üzerine düzenlendiği anlaşılan ödeme emrine karşı dava açılmasının, 213 sayılı Kanunun 378’inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen, mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açabilmeleri için verginin tarh edilmiş, cezanın kesilmiş olması gerektiği yolundaki hükme uygun bulunmadığı; bu bakımdan; …Vergi Mahkemesinin söz konusu kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istemiyle temyiz başvurusunda bulunulması gerekirken, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın incelenemeyeceği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; daha önce düzenlenmiş olan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava hakkında verilen mahkeme kararı üzerine düzenlenen ödeme emrinin yeni bir işlem olduğu, eşyanın çıkış hükmünde genel antrepoya konulduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; SI/024839 sayılı ve 22.6.2004 tarihine kadar geçerli A.T.A. karnesi muhteviyatı eşyaya isabet eden gümrük vergi ve resimleri ile bu vergi ve resimler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezası ve faizin tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrini kısmen iptal eden, kısmen de davayı reddeden …Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının davanın kısmen reddine dair hüküm fıkrasına konu para cezası ile faizin tahsili amacıyla düzenlendiği anlaşılan ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığından, açılan davayı istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle incelenmeksizin reddeden mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; … sayılı A.T.A. karnesi muhteviyatı eşyanın süresi içerisinde Yurt dışı edilmediğinden bahisle, eşyaya isabet eden gümrük vergi ve resimleri ile bu vergi ve resimler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezası ve faizin tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinin gümrük vergi ve resimlerine dair kısmını iptal eden, ceza ve faize ilişkin kısmı yönünden ise davayı reddeden …Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının redde dair hüküm fıkrasına konu para cezası ile faizin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle incelenmeksizin reddedildiği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28’inci maddesinin 1’inci fıkrası, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hükmünü; aynı maddenin 5’inci fıkrası ise, vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarının ilgili idarece mükellefe bildirileceği düzenlemesini içermektedir.
Her iki fıkra hükmüne göre; vergi idaresinin yeni bir işlem tesis etmek, vergiyi yeniden hesaplamak durumunda olması, dava konusu edilen tarh ve ceza kesme işlemlerinin kısmen iptal edilmiş bulunması sebebiyle, davanın reddedilen kısmına ilişkin vergi ve cezanın miktarının belirlenebilmesi için yeni bir hesaplama işlemine gerek duyulmasına bağlıdır.
Oysa; olayda, davacı hakkında tesis edilen işlem tarh ve ceza kesme işlemleri olmayıp, ödeme emridir. Ödeme emrine konu alacak ise kesin olduğundan, davanın reddedilen kısmına ilişkin olarak yeni bir hesaplama yapılmasına gerek yoktur. İdari Yargılama Usulünde, davanın reddi, yargı yerince, davaya konu edilen idari işlemin hukuka uygun görüldüğü anlamına geldiğinden; bu konuda verilecek kararın, söz konusu idari işlemin hukukiliğinde ve Hukuk Düzeninde değişiklik oluşturması söz konusu değildir. Davanın reddi halinde, İdarece yapılması gereken, bu kararla hukuka uygun görülen idari işlemin (olayda, ödeme emrinin para cezası ile faize ilişkin kısmının) icrasıdır. Başka anlatımla, idari yargı yerlerince davanın reddi yolunda verilen kararların uygulanması diye bir hukuk sorunu yoktur; bu durumda uygulanan, yargı kararı değil, davaya konu idari işlemin kendisidir.
Bu bakımdan; davacının ödeme emrine karşı açmış olduğu davada, ödeme emrinin kısmen iptali, kısmen de davanın reddi yolunda verilen karar üzerine, davalı İdarece yapılması gereken, ödeme emrinin, mahkeme kararının davanın kısmen reddi yolundaki hüküm fıkrasına konu para cezası ile faize ilişkin kısmını uygulamaya koymak ve alacağın cebren tahsili için, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu hükümlerine göre bir sonraki aşama olan haciz işlemlerine başlamaktan ibarettir. Anılan İdarece, bu yolda işlem tesisi yerine yeniden ödeme emri tebliği, bu hukuki durumda değişiklik oluşturabilecek nitelikte değildir. Dolayısıyla, söz konusu ödeme emrinin idari davaya konu edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyize konu mahkeme kararının gerekçesine katılma olanağı mevcut değilse de; temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sonucu itibarıyla yerinde görülen kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddine, … Yeni Türk lirası maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30.4.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.