7. Daire 2006/230 E. , 2009/937 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/230
Karar No : 2009/937
Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili: Av…. – Av. …
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli … gün ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin ve bu vergiler için, itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile 31.12.2004 tarihine kadar olan süre için hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin, dava konusu edilen gecikme faizine ilişkin kısmını; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 193’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasını açıklayarak; olayda, ek tahakkuka vaki itirazın reddi üzerine açılan davanın reddi yolunda Mahkemelerince verilen kararın Danıştay Yedinci Dairesince onandığının, karar düzeltme isteminin de 22.9.2004 gün ve E:2004/311; K:2004/2295 sayılı karar ile reddedildiğinin; bu kararın davalı İdareye tebliğ edildiği 21.10.2004 tarihi itibarıyla amme alacağının kesinleştiğinin anlaşıldığı; bu bakımdan, İdarece, yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca, vergiler için itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile amme alacağının kesinleştiği tarih arasındaki süre için gecikme faizi hesaplanması gerekirken, bu süre aşılarak, 31.12.2004 tarihine kadar, gecikme faizi hesaplanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile amme alacağının kesinleştiği tarih arasında geçen süre dikkate alınarak hesaplanan gecikme faizinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri için, itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile 31.12.2004 tarihine kadar olan süre için hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini istemin özeti bölümünde yazılı gerekçe ile iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 193’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün doğmasından sonra, yükümlü tarafından, gümrük vergileri için ihtilaf yaratılarak idari yargı mercilerine başvurulması ve yargı kararlarının kısmen veya tamamen idare lehine kesinleşmesi durumunda, itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile amme alacağının kesinleştiği tarih arasındaki süre için kesinleşen kısma, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı hüküm altına alınmış; 6183 sayılı Kanunun 55’inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri tebliği ile bildirileceği; 58’inci maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddialarıyla, tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.
Gümrük Kanununda, Kanunun yukarıda yer verilen 193’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında belirtilen şartlar dahilinde gecikme faizi uygulanacağı hüküm altına alınmış olmasına rağmen, bu faizin tahakkukuna ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ancak, bir kamu alacağının ödeme emri düzenlenmek suretiyle tahsili yoluna gidilebilmesinin ön koşulu, ortada, tarh ve tahakkuk aşamalarından geçmiş bir kamu alacağının bulunması ve vadesinin geçmiş olmasına karşın ödenmemiş olması; ve ayrıca, ödeme emrinin konusunu oluşturan vergilere karşı dava açılmayarak veya açılan davanın olumsuz sonuçlanması suretiyle kesinleşerek, cebren tahsil aşamasına gelmiş olmasıdır.
Bu bakımdan, davacı adına ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanan gecikme faizinin, öncelikle, tesis edilecek bir idari işlemle davacıya duyurulması ve böylelikle, alacağın vadesinin belirlenmesi, ayrıca, davacının gerek idari, gerekse yargısal başvuru yollarını kullanma hakkının tanınması gerekirken, doğrudan ödeme emri düzenlenmesi suretiyle takibata geçilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sonucu itibarıyla yerinde olan mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle; mahkeme kararının, ihtilaf yaratılan tarih ile ek tahakkuka vaki itirazın reddi üzerine açılan davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihe kadar hesaplanan gecikme faizine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddine oyçokluğuyla; ek tahakkuka vaki itirazın reddi üzerine açılan davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten 31.12.2004 tarihine kadar hesaplanan gecikme faizine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddine ise oybirliğiyle, 16.2.2009 gününde karar verildi.
X – AYRIŞIK OY
4458 sayılı Gümrük Kanununun 193’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün doğmasından sonra, yükümlü tarafından, gümrük vergileri için ihtilaf yaratılarak idari yargı mercilerine başvurulması ve yargı kararlarının kısmen veya tamamen idare lehine kesinleşmesi durumunda, itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile amme alacağının kesinleştiği tarih arasındaki süre için kesinleşen kısma, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı hüküm altına alınmış; 6183 sayılı Kanunun 55’inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri tebliği ile bildirileceği; 58’inci maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddialarıyla, tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.
Her ne kadar matrahı ihtilaf yaratılan gümrük vergileri ise de, müstakilen miktarı belirlenecek bir fer’i Kamu alacağı söz konusudur. Gümrük Kanununda matrahın hesaplanacağı dönem ve gecikme zammı gibi hususlar belirlenmiş, ancak tahsil usulü ve kesinleşme hususlarında bir esas yer almamıştır.
Ancak, yasal düzenlemelerden, vergi tahakkuku üzerine ihtilaf yaratılması ve ihtilafın da mükellef aleyhine sonuçlandığı durumlarda, kamu alacağının, fer’ileri ile birlikte kesinleştiğinin kabulü ve ödeme emri ile takibinin de yapılması gerektiği sonucuna ulaşılır.
Bu durumda, temyiz isteminin kısmen kabulü ile, mahkemece de belirlenen, nihai yargı kararının tebliğ edildiği tarihe kadar hesaplanan gecikme faizi kısmı için mahkeme kararının bozulması, kalan kısmı için ise temyiz isteminin reddi görüşüyle, karara katılmıyorum.