7. Daire 2006/1159 E. , 2008/4622 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/1159
Karar No : 2008/4622
Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Deri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili: Av. …
İstemin Özeti : Davacıya ait 22.8.2001 tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilerek AB üyesi ülkelere ihraç edilen ürünlerin imalinde üçüncü ülke menşeli girdilerin kullanıldığından bahisle, 38 adet gümrük çıkış beyannamesi ile ihraç edilen eşya için, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinden alınan listede gösterilen telafi edici vergi ile hesaplanacak gecikme faizlerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işlemi; olayda, telafi edici verginin, davacının beyanı esas alınarak tahakkuk ettirilmiş olması nedeniyle, idari itiraz yoluna başvurulmadan doğrudan dava açılmasında usule aykırılık görülmediği; işin esasına gelince: dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın, İthalat Rejimi Kararına ekli hem (II) sayılı listede hem de (IV) sayılı listede yer aldığının ve gümrük vergisi oranının (II) sayılı listeye göre %2; (IV) sayılı listeye göre %0 olduğunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu; İthalat Rejimi Kararının 9’uncu maddesinde, ortak listelerde yer alan mallar için düşük olan vergi oranının uygulanacağının kararlaştırılmış olması ve, bu hususun ithalat sırasında gümrük idarelerince resen gözetilmesinin zorunlu olması karşısında, tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; söz konusu eşyanın davacı tarafından (II) sayılı listeye dahil şekilde beyan edildiği; öte yandan, idari itiraz yolları tüketilmeden dava açıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; ihracatta alınması gereken telafi edici verginin, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinden alınan yazı ekindeki listede Amerikan doları cinsinden belirlendiği anlaşılmakla; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 200’üncü maddesi uyarınca, gümrük vergilerinin Türk lirası olarak ödeneceği yolundaki hüküm doğrultusunda, gümrük vergileri tahakkukunun da Milli para cinsinden yapılması gerektiğinden, Kanunun öngördüğü anlamda tahakkuk işlemi sayılmasına ve, bu nitelikte işlem dolayısıyla idari itiraz yolunun işletilmesi gerektiğinin kabulüne olanak bulunmadığından, incelenmeksizin reddi gereken dava hakkında, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi:Davacı şirketten faizi birlikte ödenmesi istenilen ihtilaf konusu telafi edici verginin kaldırılması istemiyle ilgili gümrük müdürlüğüne yapılan başvuruya cevap verilmesi beklenmeden ya da cevap süresi dolmadan sözkonusu vergiye karşı açılan davada; davanın kabulü yönünde verilen vergi mahkemesi kararının davalı idarece temyizen bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 5’inci bendinde; gümrük idaresinin gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak idari tasarruflarının idari karar niteliğinde olduğu belirtilmiş, anılan kanunun 242’inci maddesinin ilgili bendlerin de de, gümrük müdürlüğü ve gümrük başmüdürlüğüne intikal eden uyuşmazlıklarda bu müdürlüklerce 30 gün içinde, gümrük müsteşarlığına intikal eden uyuşmazlıklarda ise 45 gün içinde karar verilerek ilgililerine tebliğ edileceği ve idari prosedürü tamamlandıktan sonra idari yargıya başvurulabileceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri ile dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre; davacı şirketin bazı gümrük çıkış beyannamelerine ilişkin eşyalarının üretiminde kullanılan üçüncü ülke menşeli eşyalardan dolayı faizi ile birlikte ödenmesi istenilen telafi edici verginin kaldırılması istemiyle yapılan başvuruya ilgili gümrük müdürlüğünce bir cevap verilmeden, ya da cevap süresinin dolması beklenmeden, dolayısıyla 242’nci maddede öngörülen idari itiraz presedürü işletilmeden doğrudan vergi mahkemesinde dava açıldığı, zımni red işleminin oluştuğu 7.6.2005 tarihi dikkate alındığında, dava tarihine göre gümrük başmüdürlüğü için öngörülen yedi günlük itiraz süresinin dolmuş olması sebebiyle merciine tevdi kararı verilmesinin de davacı şirkete hukuki yarar sağlamayacağı anlaşıldığından, mahkemece, davanın belirtilen sebeple reddine karar verilmesi gerekirken esastan inceleme yapılarak davanın kabulü yönünde karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacıdan, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilerek AB üyesi ülkelere ihraç edilen ürünlerin imalinde üçüncü ülke menşeli girdilerin kullanıldığından bahisle, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinden alınan listede gösterilen telafi edici vergi ile hesaplanacak gecikme faizlerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; 22.8.2001 tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilip, 38 adet gümrük çıkış beyannamesi ile Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihraç edilen eşyaya ilişkin olarak, Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinin 1.2.2005 tarih ve 1466 sayılı yazısında; ihraç edilen eşyadan, üçüncü ülke menşeli olanlarına ait telafi edici verginin ihracat esnasında ödenmemiş olduğunun saptandığından bahisle, bu kısım eşya için yazı ekinde gönderilen liste dikkate alınmak suretiyle işlem yapılması gerektiğinin bildirilmesi üzerine tesis edilen ve işbu davada iptal istemine konu 12.5.2005 tarih ve 61729 sayılı gümrük müdürlüğü işleminde; “…Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinin mezkur yazıları ekinde alınan listede belirtilen beyannamelere ait telafi edici vergilerin ve hesaplanacak gecikme faizlerinin 6183 sayılı Kanun çerçevesinde ödenmesi…” gerektiği hususunun tebliğ edildiği; anılan işlemin ekinde davacıya tebliğ edilen Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğince düzenlenmiş bulunan “liste”de, ödenmesi gereken telafi edici verginin 8.600,54 Amerikan doları olarak gösterildiği, gecikme faizi yönünden ise herhangi bir tutara yer verilmediği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 200’üncü maddesinde, gümrük vergilerinin Türk lirası olarak ödeneceği hükme bağlanmış; Kanunun 3’üncü maddesinde de, bu Kanunda geçen “gümrük vergileri” deyiminin, yürürlükteki hükümler uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü ifade ettiği belirtilmiştir.
Bu hukuki durum karşısında, ihracatta alınması gereken telafi edici vergi için Türk lirası cinsinden tahakkuk yapılması zorunludur. Dolayısıyla, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinden alınan yazı ekindeki listede Amerikan doları cinsinden yapılan belirlemenin, Gümrük Kanununun öngördüğü anlamda tahakkuk işlemi sayılmasına ve, bu nitelikte işlem dolayısıyla idari itiraz yolunun işletilmesi gerektiğinin kabulüne olanak bulunmadığından, davacının hukuk aleminde herhangi bir etkiye sahip olmayan işleme karşı açılan davanın incelenmeksizin reddi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 18.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.