Danıştay Kararı 7. Daire 2006/1106 E. 2007/350 K. 07.02.2007 T.

7. Daire         2006/1106 E.  ,  2007/350 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/1106
Karar No : 2007/350

Temyiz İsteminde Bulunan: … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli 8.9.2003 gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle, idarece saptanan kıymet esas alınarak yapılan gümrük ve katma değer vergisi ek tahakkukuna vaki itirazın süre aşımı nedeniyle reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden; düzeltme talebinin reddi yolundaki kararın tebliğinden itibaren yedi günlük süre geçtikten sonra bu işlemin iptali istemiyle … Vergi Mahkemesinde açılan davada verilen merciine tevdi kararı üzerine itirazın süre aşımı nedeniyle reddedildiğinin anlaşıldığı; dilekçenin anılan Mahkemenin kayıtlarına girdiği tarihin itirazın yapıldığı tarih olarak kabulü gerektiği; bu tarih esas alındığında, itirazın, 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında öngörülen yedi günlük süre içerisinde yapılmadığının görülmesi karşısında, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddeden …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; dava konusu tahakkuka karşı kanuni süre içinde gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz talebinde bulunulmasına karşın, başmüdürlük tarafından bu talebin bilgileri dışında düzeltme başvurusu olarak kabulü suretiyle davalı Gümrük Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine tesis edilen işlemin, itiraz talebine verilen cevap olduğu düşünülerek dava açıldığı; bu husus göz önünde bulundurulmaksızın ve uyuşmazlığın esasına girilmeden davanın reddedilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Olayda, davacı Şirket tarafından, tebliğinden itibaren tahakkuka karşı süresi içerisinde, doğrudan İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunulduğundan, bu başvuru hakkında, Başmüdürlükçe işin esasının değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, dilekçenin düzeltme talebi olarak kabulü ile işlem tesis edilmek üzere Gümrük Müdürlüğüne gönderilmesinde ve Gümrük Müdürlüğünün istemi reddeden kararına vaki itirazın da anılan Başmüdürlükçe süresinde olmadığından bahisle reddedilmesinde isabet bulunmadığından, davaya konu Başmüdürlük kararının iptali gerekirken, davayı redddeden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49’uncu maddesinin1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirket adına tescilli 08.09.2003 gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle, davacı Şirkete 15.06.2004 tarihinde tebliğ edilen ek tahakkuka karşı, Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca, İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğüne hitaben yazılan ve 17.06.2004 tarihinde anılan Başmüdürlük kaydına giren dilekçe ile süresi içerisinde yapılan itiraz başvurunun düzeltme istemi olarak kabul edilerek, dilekçenin davalı Gümrük Müdürlüğüne gönderildiği; Gümrük Müdürlüğünün istemi reddeden kararının iptali istemiyle açılan davada merciine tevdi kararı verilmesi üzerine, yapılan itirazın yine aynı Başmüdürlükçe, düzeltme talebinin reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada dilekçenin mahkeme kaydına girdiği tarihin esas alınması suretiyle, süresinde olmadığından bahisle reddedildiği, bu işlemin istemiyle açılan davanın da, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle reddedildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunun 242’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresince verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 3’üncü fıkrasında; kişilerin düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz edilebilecekleri; 4’üncü fıkrasında, gümrük başmüdürlüğüne intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; 7’inci fıkrasında da, gümrük başmüdürlüklerinin kararlarına karşı işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercileri nezdinde dava açabilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Sözü edilen hükümlere göre; kişiler, kendilerine tebliğ edilen tahakkuklara karşı, on beş gün içinde gümrük müdürlüğüne düzeltme, ya da yedi gün içinde gümrük başmüdürlüğüne itiraz başvurusunda bulunma konusunda seçim yapabileceklerinden, itiraz yoluna gidilmeden önce düzeltme talebinde bulunulması zorunlu bir yol değildir. Dolayısıyla, kişilerin, tahakkuk ettirilen vergilere karşı doğrudan başmüdürlük nezdinde itirazda bulunması halinde, başmüdürlüğün otuz gün içinde itiraz hakkında bizzat karar vererek ilgilisine tebliği zorunlu bulunmaktadır.
Olayda, davacı Şirket tarafından, tahakkuka karşı süresi içinde, doğrudan İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunulduğundan, bu başvuru hakkında Başmüdürlükçe işin esasının değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, dilekçenin düzeltme talebi olarak kabulü ile işlem tesis edilmek üzere davalı Gümrük Müdürlüğüne gönderilmesinde ve davalı Gümrük Müdürlüğünün istemi reddeden kararına vaki itirazın da anılan Başmüdürlükçe süresinde olmadığından bahisle reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, Mahkemece, davaya konu Başmüdürlük kararının iptali gerekirken, davanın reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne, temyize konu mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine, Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 7.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.