Danıştay Kararı 7. Daire 2006/1090 E. 2008/1183 K. 25.02.2008 T.

7. Daire         2006/1090 E.  ,  2008/1183 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/1090
Karar No : 2008/1183

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : …İthalat İhracat Pazarlama Tekstil Nakliyat
Turizm İnşaat Yapı Malzemeleri Elektronik Gıda Tarım ve Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli 3.1.2002 tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri ile bu vergilerin üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; ödeme emrine konu gümrük ve katma değer vergisine vaki itirazın reddine dair işlemin, Mahkemelerinin …günlü, E:…; K:…sayılı kararı ile, cezalara vaki itirazın reddine dair işlemlerin ise, Mahkemelerinin aynı günlü, E:…; K:…sayılı kararı ile iptal edildiği anlaşıldığından, düzenlenen ödeme emrinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:… sayılı kararının; karara dayanak alınan mahkeme kararlarının temyiz edildiği, dolayısıyla kesinleşmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti:Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi … ‘in Düşüncesi : Olayda; dava hakkında, ek tahakkuka vaki düzeltme isteminin reddine dair kararla, para cezası kararının davacıya hangi tarihte tebliğ edildiği hususunun araştırılmasından sonra ve Anayasa Mahkemesi kararı ile oluşan hukuki durum da dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi:İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli gümrük giriş beyannamesi kapsamında ithal edilen eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergisi, katma değer vergisi ile bu vergilerin üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; ödeme emrine konu vergilerle cezaların Mahkemelerince iptal edildiği; bu nedenle, düzenlenen ödeme emrinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin 3 ve 7’nci fıkralarında; kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; gümrük başmüdürlüklerinin kararlarına karşı ise, işlemi yapan gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği; aynı maddenin 5622 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin (d) bendi ile eklenen 8’inci fıkrasında da, bu Kanuna göre yapılacak yazılı bildirimlerin posta ile taahhütlü olarak gönderilebileceği; bu takdirde, bildirimin postaya verildiği tarihin gümrük idaresine verilme tarihi yerine geçeceği; bu hükmün, derdest uyuşmazlıklara da uygulanacağı hükmüne yer verilmiş; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinde ise, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; anılan Kanunun 58’inci maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddialarıyla tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde idari dava açabileceği açıklanmış bulunmaktadır.
Bu hukuki duruma göre; düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara ve cezalara karşı yedi gün içerisinde, işlemi tesis etmiş olan gümrük müdürlüğünün bağlı bulunduğu başmüdürlüğe itiraz yoluna gidilmesi gerekli bulunmaktadır. Söz konusu itiraz başvurusu, yargı yerlerine başvurulmadan önce ilgililerce tüketilmesi gereken zorunlu idari başvuru yoludur. Bu başvuruya ait dilekçelerin, doğrudan itiraz merciine verilmeleri veya itiraz süresi içinde olması koşuluyla taahhütlü olarak postayla gönderilmeleri de olanaklı bulunmaktadır. İtiraz başvurusu için öngörülen ve kamu düzeniyle ilgili olan süreye uyulmamış olunması halinde; bu durumun, idari yargı yerlerince kendiliklerinden nazara alınması, İdari Yargılama Hukukunun gereklerindendir.
Dosyanın incelenmesinden; 23.2.2005 tarihli dava konusu ödeme emrine konu gümrük ve katma değer vergilerine vaki düzeltme isteminin reddine dair karara karşı 10.9.2004 tarihinde; para cezası kararlarına karşı 8.11.2004 tarihinde Başmüdürlük kaydına giren dilekçeler ile itiraz edildiği; tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle, …Vergi Mahkemesinin … esasında kayıtlı davanın; ceza kararlarına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle de, aynı Mahkemenin … esasında kayıtlı davanın açıldığı anlaşılmış olmakla birlikte; gerek tahakkuka vaki düzeltme isteminin reddine dair kararın, gerekse para cezası kararlarının davacıya tebliğ edildiği tarihler ile anılan kararlara doğrudan başmüdürlüğe verilen dilekçelerle mi yoksa posta yoluyla mı itiraz edildiği ve eğer posta yoluyla itiraz edilmiş ise, dilekçelerin postaya veriliş tarihleri ile taahhütlü olarak mı postaya verildiği hususları tespit edilememiştir.
4458 sayılı Yasanın 245’inci maddesinin dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan ve “Alınan kararlara karşı idari yargı merciine başvurulmasının, bu kararların idare tarafından uygulanmasına engel oluşturmayacağı” yolundaki 3’üncü fıkrası, benzer bir uyuşmazlık sebebiyle, …Vergi Mahkemesince Anayasa Mahkemesine gönderilmesi üzerine, Anayasa Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararıyla iptal olduğundan; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı ile oluşan bu hukuki durum karşısında; gerek ek tahakkuka, gerekse para cezalarına vaki itirazın reddi işleminin iptali istemiyle Vergi Mahkemesinde idari dava açılmış olması sebebiyle, İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılmasının, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durduracağı, yolunda yer alan hüküm uyarınca tahsilatın durduğundan söz edilebilmesi için, açılan davanın usulüne uygun olması zorunludur.
Bu bakımdan; dava hakkında, yukarıda belirtilen hususların araştırılmasından sonra, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı ile oluşan hukuki durum da dikkate alınmak suretiyle, karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 25.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.