Danıştay Kararı 7. Daire 2005/4522 E. 2006/983 K. 28.03.2006 T.

7. Daire         2005/4522 E.  ,  2006/983 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/4522
Karar No : 2006/983

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Ambarlı Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Ambarlı Gümrük Müdürlüğünde tescilli …gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle yapılan gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna vaki itirazın süre aşımı nedeniyle reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada; düzeltme talebinin reddine dair kararın tebliğine ilişkin evrak, adreste bulunmadığı şerhi ile mahalle muhtarlığına teslim edilmiş ise de; teslim tarihinin söz konusu kararın tebliğ tarihi olarak kabul edilemeyeceği; davacı Şirket tebligata 02.08.2004 tarihinde muttali olduğundan, 04.08.2004 tarihinde gümrük başmüdürlüğü kaydına giren dilekçeyle yapılan itirazın süresinde olduğu; bu bakımdan; yapılan itiraz üzerine işin esası incelenmeden tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu; öte yandan; itiraz hakkında işin esası incelenerek yeniden verilecek kararın öncelikle tesisini sağlamanın usul ekonomisi ilkesinin icabı olduğu gerekçesiyle merciine tevdi kararı veren … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; düzeltme ret kararının usulüne uygun olarak tebliği üzerine süresinde itiraz edilmediğinden, tesis edilen işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna vaki itirazın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece, işlemin hukuka aykırı olduğu belirtildikten sonra merciine tevdi kararı verildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Olayda, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edildiği görülen düzeltme ret kararına yedi günlük süreden sonra itiraz edildiğinden, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan; süresinde itiraz edilmediğinden bahisle idarece tesis edilen işleme karşı açılan davada; Mahkemece, itirazın süresinde yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve bu incelemenin sonucuna göre karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, merciine tevdi kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Davacı adına yapılan gümrük vergisi ve katma değer vergisi tarhiyatına karşı yapılan itirazı süre yönünden reddi yolundaki işleme karşı açılan davada verilen mevciine tevdi kararı temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğüne yapılan itirazın yedi günlük kanuni süre içinde yapılmadığından reddi yolundaki karar olduğundan, Mahkemece Baş müdürlüğe yapılan itirazın süre aşımından reddine dair kararının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerekirken, hatalı tebligattan söz edilerek dilekçenin dava konusu işlemi tesis eden merciine tevdi yolunda verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına tescilli beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle yapılan ek tahakkuka vaki düzeltme başvurusunun reddine ilişkin 24.6.2004 gün ve 447 sayılı kararın, davacı Şirketin düzeltme dilekçesinde yazılı, “… Mah. … Sok. No:… …” adresinde tebliğ edilmek istenildiği; anılan adreste tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması üzerine, tebliğ memuru tarafından “Muhatabın gösterilen adresine gidildi, adreste tebliğe haiz kimse bulunmadığından, (alıcısının işe gittiğinin, komşusu -isim yazılmamıştır- tarafından beyan edilmesi üzerine) evrak … mahallesi muhtarına bırakıldı, muhatabın kapısına 2 nolu formül yapıştırılarak muhataba haber vermesi için komşusu …’a haber verildi” şerhi düşülerek ilgili mahalle muhtarının (ismi okunamadı) imza ve mührünün tebliğ mazbatasına alındığı; tebliğ işleminin bu suretle 5.7.2004 tarihinde yapıldığı; yükümlü şirketin, bu tebligat üzerine 4.8.2004 tarihinde gümrük başmüdürlüğü kaydına giren dilekçeyle yaptığı itirazın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece, işlemin hukuka aykırı olduğu yargısına ulaşıldıktan sonra merciine tevdi kararı verildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, kişilerin düzeltme taleplerine ilişkin kararlara ve cezalara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; 7’nci fıkrasında da, gümrük başmüdürlükleri kararlarına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurabilecekleri hükme bağlandığından, düzeltme ret kararının tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde, işlemi tesis etmiş olan gümrük müdürlüğünün bağlı bulunduğu başmüdürlüğe itiraz yoluna gidilmesi zorunlu bulunmaktadır.
Yapılacak tebligatlara ilişkin düzenlemeleri içeren 7201 sayılı Tebligat Kanununun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21’inci maddesinin 1’inci fıkrasında ise, kendisine tebliğat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederlerse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azalarından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine varsa yönetici ve kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı belirtildikten sonra, aynı maddenin 2’inci fıkrasında, muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurlarının yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecbur oldukları öngörülmüştür. Anılan Kanunun nasıl uygulanacağını gösteren Tebligat Nizamnamesinin 28’inci maddesinin son fıkrasında da, muhatap ve onun yerine tebligat yapılacak kimseler o adreste bulundukları halde tebliğin yapılacağı sırada orada mevcut değillerse 30’uncu maddeye göre muamele yapılacağı belirtilmiş; atıf yapılan 30’uncu maddede de, Tebligat Kanununun yukarıda açıklanan 21’inci maddesindeki hükme paralel bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Olayda; tebliğ alındısında imza ve kaşesi bulunan mahalle muhtarının davacının adresini değiştirdiğine dair şerh düşmemesi; itiraz ve dava dilekçelerinde de davacı tarafından aynı adresin gösterilmiş olması karşısında, davacı Şirketin, düzeltme talebinin reddine dair kararın tebliğ edildiği adresten ayrılmadığı, yalnızca, tebliğin yapılacağı sırada gösterilen adreste, tebligatı alacak kimsenin bulunmadığı açıktır. Dolayısıyla, tebliğ evrakının mahalle muhtarına teslimi ve ihbarnamenin kapıya yapıştırılmasıyla birlikte komşusuna haber verilmesi suretiyle yapılan tebligatta yukarıda sözü edilen hukuki duruma aykırılık yoktur. Bu bakımdan; mahkeme kararının, yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı yolundaki yargısına katılmak mümkün olmadığından; 4458 sayılı Kanunun yukarıda anılan 242’nci maddesinde öngörülen süreden sonra yapılan itirazın süre aşımı nedeniyle reddinde hukuka aykırılık mevcut değildir.
Öte yandan; yapılan itirazların, sözü edilen hükümde öngörülen süre içerisinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi, itiraza konu ek tahakkuk kararının hukuka uygunluğunun dava yoluyla denetlenmesi olanağını ortadan kaldıran, kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem tesisidir. Olayda da; dava konusu olan nihai işlem, davalı idarece, bu yolda tesis edilen işlemdir. Bu bakımdan; Mahkemece, itirazın süre aşımı nedeniyle reddine dair olan dava konusu işlemin hukuka uygun olup olmadığı araştırılarak, itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı taktirde işlemin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, iptal kararı sonucunda davalı idare tarafından zaten gereğinin yapılması zorunlu olmasına karşın, usul ekonomisinden bahsedilerek merciine tevdi şeklinde hüküm kurulması, Yargılama Hukukuna aykırı olduğundan, temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 28.3.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.