Danıştay Kararı 7. Daire 2005/4295 E. 2006/2881 K. 03.10.2006 T.

7. Daire         2005/4295 E.  ,  2006/2881 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/4295
Karar No : 2006/2881

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına … İhtisas Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Ev Tekstil Ürünleri Dış Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi
Vekilleri : Av. …
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli … gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle yapılan gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; olayda, eşyaya ait faturada gösterilen kıymetin gerçek olmadığı yolunda somut bir tespit yapılmadan, istenilen mahreç ülke çıkış beyannamesi ile satış sözleşmesinin ibraz edilmemesi nedeniyle aynı eşyanın satış bedeli yöntemi esas alınarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; istenilen mahreç ülke çıkış beyannamesi ile satış sözleşmesinin ibraz edilmemesi sebebiyle aynı eşyanın satış bedeli yönteminin uygulanması suretiyle tesis edilen işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: .Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına tescilli … gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile Çin’den ithal edilen 5208.22.96.92.19 tarife ve istatistik pozisyonunda yer alan “Pamuklu mensucat (ağırlık itibarıyla %85 veya daha fazla pamuk içerenler) (m² ağırlığı 200 gr.’ı geçmeyenler) ağartılmış bez ayağı M 165 cm.’yi geçenler; diğerleri; fasonesiz diğerleri” isimli eşyanın kıymetinin düşük beyan edilmiş olabileceğinden hareketle davacı Şirketten mahreç ülke çıkış beyannamesi ile satış sözleşmesi veya proforma faturanın tercümeleri ile birlikte istenildiği, söz konusu belgelerin ibraz edileceğine dair taahhütname de verilmesine karşın, ibraz edilmemesi üzerine, … gün ve … sayılı beyanname muhteviyatı 5208.33.00.92.19 tarife ve istatistik pozisyonunda tanımlanan “Pamuklu mensucat boyanmış 3’lü veya 4’lü dimi (kırık dimi dahil) diğerleri; fasonesiz diğerleri” isimli eşyanın aynı eşya olduğundan bahisle, kıymetinin esas alınması suretiyle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemin, Mahkemece, olayda satış bedeli yönteminin atlanılması sebebinin bulunmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 24’üncü maddesinde, ithal eşyanın kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu; satış bedelinin, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28’inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu; 25’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, 24’üncü madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymetinin, bu maddenin 2’inci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bendlerinin sıra halinde uygulanmasıyla belirleneceği; eşyanın gümrük kıymetinin bir üst bent hükümlerine göre belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümlerinin uygulanmayacağı; ancak, beyan sahibinin yazılı talebinin gümrük idaresince uygun bulunması şartıyla, (c) ve (d) bentlerinin uygulama sırasının değiştirilebileceği hükümlerine yer verilmiş; 25’inci maddesinin 2’inci fıkrasında da, bu madde hükümleri gereğince gümrük kıymetinin, (a) Türkiye’ye ihraç amacıyla satılarak, kıymeti belirlenecek eşya ile aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen eşyanın satış bedelinin, (b) Türkiye’ye ihraç amacıyla satılarak, kıymeti belirlenecek eşya ile aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen benzer eşyanın satış bedelinin, (c) ithal eşyasının veya aynı ya da benzer eşyanın Türkiye içinde satıcılardan müstakil kişilere yapılan en büyük miktardaki satışına ait birim kıymetinin, (d) ithal eşyasının üretiminde kullanılan malzeme ve imalat işlemlerinin bedel veya kıymetleri ile Türkiye’ye ihraç edilmek üzere ihraç ülkesindeki üreticiler tarafından üretilen, kıymeti belirlenecek eşya ile aynı sınıf veya cins eşyanın satışında mutad olan kâr ve genel giderlere eşit bir tutar ve 27’nci maddenin 1’inci fıkrasının (e) bendinde sayılan diğer bedel veya kıymetler toplamından oluşan hesaplanmış kıymet yöntemine göre belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; anılan 4458 sayılı Kanunun 26’ncı maddesiyle göndermede bulunulan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın 15’inci maddesinin 2’nci fıkrasının (a) bendinde, bu anlaşmada geçen “aynı eşya” deyiminin; fiziksel özellik, kalite ve tanındığı özellikleri dahil olmak üzere her hususta aynı olan eşya anlamına geleceği, görünüşteki küçük farklılıkların, diğer hususlarda tanıma uyan eşyanın aynı eşya sayılmasını önlemeyeceği; (b) bendinde de, Anlaşmada geçen “benzer eşya” deyiminin, her hususta aynı olmamakla birlikte, aynı işlevi görmelerini ve ticari olarak birbirlerini ikame edebilmelerini mümkün kılan, benzer özellik ve benzer unsurları bulunan eşya anlamına geleceği, eşyanın kalitesinin, tanındığı özelliklerinin, bir ticari markasının bulunmasının, eşyanın berzerliğinin belirlenmesinde göz önüne alınacak faktörler arasında yer alacağı düzenlemeleri yapılmıştır.
Yukarıda sözü edilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış bedelinin esas alınması; satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde de sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerektiği, diğer bir anlatımla, eşyanın gümrük kıymetinin bir üst yönteme göre belirlenmesi olanaklı iken, bir sonraki yönteme geçilmesinin olanaklı olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda; beyan edilen kıymetin, satış bedeline uygun olup olmadığının araştırılması amacıyla davacı Şirketten istenilen belgelerin ibraz edileceğinin taahhüt edilmesi ve tahakkuktan sonra dahi ibraz edilebilmesi için ek süre talebinde bulunulması, istenilen belgelerin mevcut olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, mevcudiyetlerine karşın, sözü edilen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle satış bedeli yöntemine göre eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin saptanmasına olanak bulunmadığından, bu yöntemin atlanılması koşulları oluşmuştur. Ancak, davalı idarece, her ne kadar, kıymeti ek tahakkuka esas alınan eşyanın aynı eşya olduğu ileri sürülmüş ise de; yukarıda sözü edilen düzenlemeler ile tespitlere göre benzer eşya olduğu anlaşıldığından, aynı eşyanın satış bedeli yöntemi uygulanmaksızın veya bu yöntemin uygulanmaması nedenleri ortaya konulmaksızın, benzer eşyanın satış bedeli yöntemine geçilerek kıymet belirlenmesi suretiyle ek tahakkuk yapılmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sonucu itibarıyla yerinde bulunan temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddine, 3.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.