Danıştay Kararı 7. Daire 2005/3205 E. 2006/526 K. 09.02.2006 T.

7. Daire         2005/3205 E.  ,  2006/526 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/3205
Karar No : 2006/526

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf : Türkiye Ticaret ,Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Gürbulak Gümrük Müdürlüğünden Halkalı Gümrük Müdürlüğüne gitmek üzere yurda giriş yapan … nolu TIR karneli taşıtın Halkalı Gümrüğünde işlem görmediğinin tespiti üzerine, karne sahibince ödenmesi gereken vergi ve resimlerin kefil kurum olarak davacı kurumdan tahsil edilmesi amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; davalı İdarece verilen cevap dilekçesinde, davacı Kurum adına düzenlenen ödeme emrinin, Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğünün 25.3.2005 gün ve … sayılı emri ile iptal edilmiş olduğu belirtildiğinden, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığı yönünde verilen … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının yargılama gideri hükmedilmesine ve vekalet ücreti takdir edilmesine ilişkin hüküm fıkrasının; ödeme emrinin düzenlenmesine davacı Kurum sebep olduğundan, Mahkemece, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesinde ve davacı Kurumun vekiline vekalet ücreti takdir edilmesinde yasal isabet bulunmadığı ileri sürülerek, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz başvurusu; Gürbulak Gümrük Müdürlüğünden Halkalı Gümrük Müdürlüğüne gitmek üzere yurda giriş yapan TIR karneli taşıtın, Halkalı Gümrüğünde işlem görmediğinin tespit edildiğinden bahisle, gümrük vergi ve resimlerinin kefil kurum olan davacı Kurumdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulması istemine ilişkindir.
4458 Gümrük Kanunun 198’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, 69’uncu madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yapılan kontrol ve denetlemeler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen gümrük vergileri ile işlemleri daha sonra yapılmak üzere teslim edilen eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin, yükümlüye tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içinde ödenmesinin zorunlu olduğu belirtilmiş, aynı Kanunun 242’inci maddesinde de; yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için; idari itirazı yolları hakkında düzenlemeye yer verilmiş, 245’inci maddenin 3’üncü fıkrasında da, alınan kararlara karşı idari yargı mercilerine başvurulmasının, bu kararların idare tarafından uygulanmasına engel oluşturmayacağı hükmü yer almıştır.
6183 sayılı Kanunun 55’inci maddesinin 1’inci fıkrasında da, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde boçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, yukarıda sözü edilen yasa hükmü uyarınca idarece, gümrük vergilerinin on günlük ödeme süresi içerisinde ödenmemesi nedeniyle tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği anlaşıldığından; mahkemece dava açılmasına neden olmayan idareye vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin yüklenilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının vekalet ücreti ile yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 9.2.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 84’üncü maddesinin 2’inci fıkrasında, ithalat vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmayan serbest dolaşıma girmemiş eşya ile ihracatla ilgili gümrük işlemleri tamamlanmış eşyanın, gümrük gözetimi altında Türkiye Gümrük Bölgesi içinde bir noktadan diğerine taşınmasının, transit rejimi hükümlerine tabi olduğu, 2’nci fıkrasında, gümrük idarelerinin, transit rejimine tabi tutulan eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesi içinde; taşınmasına izin vereceği, 3’üncü fıkrasının (b) bendinde de, taşıma işleminin; bir TIR karnesi kapsamında yapılacağı hükme bağlanmış olup; aynı Kanunun 85’inci maddesinde ise, transit eşyası için tahakkuk edebilecek gümrük vergilerinin ödenmesini sağlamak üzere bir teminat verilmesinin zorunlu olduğu, belirtilmiş; eşyanın kabulü için TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesinin 11’inci maddesinin 2’nci fıkrasında da; 8’inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında sözü edilen para tutarlarının ödenmesi talebinin, karnenin ibra edilmediği, şartlı ibra edildiği veya ibra belgesinin usulsüz veya hile yolu ile temin edilmiş olduğunun, kefil kuruluşa bildirilmesinden itibaren en az üç ay sonra ve en geç iki yıl içinde bu kuruluşa yapılacağı hükmü yer almış; aynı Kanunun 245’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında ise, alınan kararlara karşı idari yargı mercilerine başvurulmasının, bu kararların idare tarafından uygulanmasına engel oluşturmayacağı hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinin birinci fıkrasında da, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı düzenlenmiştir.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine göre, transit rejime tabi olarak Yurda girişi yapılan eşyaların gümrük vergi ve resimlerinin giriş esnasında kefil kuruluş tarafından verilen global teminata bağlanması nedeniyle söz konusu vergilerin tahakkuku gerekmeyeceğinden, vergilerin, bildirim üzerine süresi içerisinde, yani, vadesinde ödenmemiş olması halinde, ödeme emri ile takip edilmesi mümkündür. Kanunda ödeme süresinin ayrıca gösterilmiş bulunması nedeniyle, ödeme emrine konu vergilerin tahakkukunun yargısal başvuru yollarının tüketilmesi suretiyle kesinleşip kesinleşmediği hususunun, alacağın ödeme emri ile takibine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, konusu olan vergilerin tahakkuku işleminin tebliği tarihinden itibaren on gün içerisinde ödenmemesi nedeniyle ödeme emri düzenlenmesi yasa gereğidir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31’inci maddesiyle yollamada bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 418’inci maddesinde, davanın esası hakkında lehine hüküm verilmiş olan tarafın, yedinde bulunup da hükme müessir olan vesikaları vakit ve zamanıyla hasmına bildirmemiş ise masarifi muhakemenin tamamı veya bir kısmıyla mahkum edilebileceği hükmü yer almıştır. Olayda, Gürbulak Gümrüğünden Halkalı Gümrüğüne gitmek üzere yurda giriş yapan … nolu TIR karneli taşıtın Halkalı Gümrüğünden çıkışının yapılmadığının tespiti üzerine, karne sahibince ödenmesi gereken vergi ve resimlerin kefil kurum olarak davacı kurumdan istenilmesine ilişkin işlemi davacı kefil kuruluşa 2.2.2005 gün ve 2255 sayılı işlemle duyurulan gümrük ve katma değer vergisini, işlemde belirtilen on günlük süre içinde ödemediği gibi, işlemin iptali istemiyle dava açtığını Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğüne bildirmeyerek, işbu davanın konusunu oluşturan ödeme emrinin düzenlenmesine sebebiyet verdiği açık olduğundan, Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte; dava açılmasına gümrük müdürlüğünce sebebiyet verilmediğinden, Mahkemece, davacı Kurum lehine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinde Yargılama Hukuku İlkelerine uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına,