Danıştay Kararı 7. Daire 2005/3096 E. 2008/1303 K. 28.02.2008 T.

7. Daire         2005/3096 E.  ,  2008/1303 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/3096
Karar No : 2008/1303

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : …İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti :Davacı adına tescilli 27.1.2004 gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin noksan olduğundan bahisle, 2003/19 sayılı İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemlerine ilişkin Tebliğ uyarınca ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergisi ve katma değer vergisine vaki itirazın reddine dair işlemi; Gümrük Kanununun 24’üncü maddesini açıklayarak, eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin, satış bedeli olduğu, satış bedeli yönteminin uygulanmaması için gerekli koşulların oluşması halinde, sırasıyla diğer yöntemlere geçilerek, eşyanın gerçek kıymetinin belirlenmesinin icap ettiği; olayda, davacının beyan ettiği kıymetin noksan olduğu yolunda somut tespit ve inceleme bulunmadığı gibi, Yurt dışı fiyat araştırması da yapılmadığı anlaşıldığından, satış bedeli esası terk edilerek izleyen yönteme göre yapılan ek tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin …gün ve E….; K:…sayılı kararının; 2003/19 sayılı Tebliğe göre, ibrazı zorunlu olmasına rağmen gözetim belgesi olmadan ithalatın gerçekleştirilmesi sebebiyle tesis edilen işlemde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı hakkındaki ek tahakkukun, 27.1.2004 gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile 4202.22.10.00.00 tarife ve istatistik pozisyonunda beyan ve ithal edilen eşyanın kıymetinin, 2003/19 sayılı İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğde öngörülen birim kıymetinden düşüklüğünden bahisle, söz konusu Tebliğde belirtilen kıymet esas alınarak yapıldığı anlaşılmıştır.
Ek tahakkuka dayanak olarak alınan 2003/19 sayılı İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ, İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemleri Yönetmeliği, Belirli Ülkeler Menşeli Malların İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Yönetmeliği ve Çin Halk Cumhuriyeti Menşeli Malların İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Yönetmeliği hükümlerine; bu Yönetmelikler ise, 1.6.1995 gün ve 22300 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30.4.1995 gün ve 1995/6814 sayılı İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemleri, Kota İdaresi ve Tarife Kontenjanı Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı, 19.10.1995 gün ve 22438 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6.10.1995 gün ve 1995/7348 sayılı Belirli Ülkeler Menşeli Malların İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile 28.5.2003 gün ve 25121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2.5.2003 gün ve 2003/5567 sayılı Çin Halk Cumhuriyeti Menşeli Malların İthalatında Gözetim ve Korunma Önlemleri Hakkında Bakanlar Kurulu Kararına istinaden yayımlanmıştır.
İthalatta uygulanacak gözetim ve korunma önlemleri, Türk Mevzuatında, 29.1.1995 gün ve 22186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 26.1.1995 gün ve 4067 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 25.2.1995 gün ve 22213 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3.2.1995 gün ve 1995/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri Anlaşması ile yerini almıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 24’üncü maddesinde, ithal eşyasının kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu; satış bedelinin, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28’inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu; 25’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, 24’üncü madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymetinin, bu maddenin 2’nci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bendlerinin sıra halinde uygulanmasıyla belirleneceği; eşyanın gümrük kıymetinin bir üst bent hükümlerine göre belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümlerinin uygulanmayacağı hükümlerine yer verilmiş; anılan Kanunun 26’ncı maddesinde ise, 24 ve 25’inci madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin ve bu bölüm hükümlerinin prensip ve genel hükümlerine uygun yöntemlerle ve Türkiye’de mevcut veriler esas alınarak belirleneceği öngörülmüş; GATT’ın VII’nci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşmanın 17’nci maddesinde de, bu Anlaşmada yer alan hiçbir hükmün, gümrük idaresinin, gümrük kıymetinin belirlenmesi ile ilgili olarak ibraz edilen tutanak, belge veya beyannamenin gerçeklik veya doğruluğunu araştırma hakkını sınırlamayacağı ve bu hakkı tartışma konusu haline getirecek şekilde yorumlanamayacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış bedelinin esas alınması; satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde de sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerektiği; ayrıca gümrük idaresinin, beyanın doğruluğunu tespit amacıyla, her zaman, her türlü bilgi ve belgeyi inceleyerek değerlendirme hak ve yetkisine sahip bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere, Gümrük Kanununda, hangi hallerde ve hangi nedenlerle ek tahakkuk yapılabileceği belirlenmiştir.
Bakanlar Kurulu Kararlarıyla getirilen gözetim önlemlerinin amacı ise, bir malın, aynı veya ikame edilebilir malları üreten yerli üreticiler üzerinde, zarar tehdidi yaratan miktar ve/veya şartlarda ithal edilmesi halinde, söz konusu malın ithalatının, ithalattaki gelişmelerin gözlemlenmesidir. Gözetim önlemleri, bu amacın gerçekleştirilmesini sağlamanın ötesinde bir uygulama içermemektedir. Korunma önlemleri ise, bir malın aynı veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde, ciddi zarar veren veya ciddi zarar tehdidi oluşturan miktar ve/veya şartlarda ithal edildiği hallerde, ülke menfaatleri de göz önüne alınarak, yapılacak soruşturma sonucunda, başvurulması öngörülen; gümrük vergisinde artış yapılması, ek mali mükellefiyet getirilmesi, miktar/değer kısıtlaması getirilmesi (kota uygulaması), tarife kontenjanı uygulanması veya bu önlemlerin hepsinin bir arada uygulanması gibi önlemlerden ibarettir.
Gözetim uygulamasında; Dış Ticaret Müsteşarlığınca, yerli üreticilerin talebi üzerine veya re’sen, belli bir malın ithalatının, o malın yerli üreticileri ve ülke ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi amacıyla incelemeye başlatılması söz konusudur. Bu inceleme sonunda, gözetim uygulanmasına karar verilmesi durumunda, amaçlanan, bir malın ithalatında herhangi bir kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet belirlenmesi veya ek mali yükümlülük uygulaması değil; o malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesidir. Dolayısıyla; bir eşyanın belli kıymetin altında ithal edilmek istenilmesi durumu için öngörülen “gözetim belgesi” ibrazı zorunluluğuna uyulmaması halinin; kıymet ve kıymeti etkileyen diğer hususlar yönünden gümrük yükümlüsünün beyanının kabul edilmeyerek, 4458 sayılı Kanunun “Eşyanın Gümrük Kıymeti” başlıklı Üçüncü Bölümünde öngörülen satış bedeli yöntemini izleyen diğer yöntemlerin uygulanmasını gerektiren yasal ve hukuksal durum olarak kabulü olanaklı değildir.
Bu bakımdan; olayda; yalnızca, beyan edilen kıymetin, 2003/19 sayılı İthalatta Gözetim ve Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğde öngörülen 5 Amerikan doları birim kıymetin altında olması nedeniyle gözetim belgesi ibrazı zorunluluğunun bulunması hali, yöntem atlanmasını gerektirmediğinden, Tebliğde öngörülen birim kıymet esas alınarak yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemde hukuka uyarlık; bu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararında da, isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 28.2.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.