Danıştay Kararı 7. Daire 2005/2517 E. 2005/2042 K. 21.09.2005 T.

7. Daire         2005/2517 E.  ,  2005/2042 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/2517
Karar No : 2005/2042

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına İstanbul Gıda Ürünleri İhtisas Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Gıda Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av. …- Av….
İstemin Özeti : Davacı adına tescilli … gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin aynı eşyanın kıymetinden düşük bulunması üzerine, Dünya Çay İhtisas Borsası fiyatları esas alınarak hesaplanan tutara karşılık olarak alınan teminatın iadesine dair istemin reddine ilişkin işlemi iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararını onayan Danıştay Yedinci Dairesinin 30.11.2004 gün ve E:2002/2503; K:2004/3211 sayılı kararının; davacının ithal ettiği eşyaya ilişkin olarak beyan edilen kıymetin düşük bulunması nedeniyle, aynı eşyanın birim kıymeti esas alınarak yapılan ek tahakkukun yerinde olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunma Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Dava konusu edilen teminat alınmasına ilişkin işlem hakkında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesi ile 15’inci maddesinin 1/b bendi uyarınca yapılacak inceleme sonucu bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hatalı nitelendirilmesi suretiyle hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen husular, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendine uygun bulunduğundan, karar düzeltme istemi kabul edilerek, Dairemizin 30.11.2004 gün ve E:2002/2503; K:2004/3211 sayılı kararının ortadan kaldırılmasından sonra işin gereği görüşüldü:
4458 sayılı Gümrük Kanununun 23’üncü maddesinde, eşyanın gümrük kıymetinin, bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymet olduğu belirtildikten sonra, 24 ve izleyen maddelerinde, gümrük kıymetinin nasıl belirleneceği açıklanmış; 202’ci maddesinin 1’inci fıkrasında, gümrük mevzuatı uyarınca, gümrük idarelerinin, gümrük vergilerinin ödenmesini sağlamak üzere teminat verilmesini gerekli görmeleri halinde, bu teminatın, yükümlü veya yükümlü olması muhtemel kişi tarafından verileceği; 204’üncü maddesinde de, teminat tutarının, teminata konu gümrük vergileri tutarının kesin olarak tespiti halinde bu miktara, diğer hallerde ise, tahakkuk eden veya edebilecek gümrük vergilerinin en yüksek tutarına eşit düzeyde saptanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Kanunun itirazlar başlıklı 242’nci maddesinin 3 ve 5’inci fıkralarında, kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; ilk kararın alındığı gümrük idaresinin gümrük başmüdürlüğü olması halinde, bu karara karşı onbeş gün içinde Gümrük Müsteşarlığına itiraz edilebileceği hüküm altına alınmıştır. İdari kararın tanımı ise, adı geçen Kanunun 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 5’inci bendinde, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak tasarrufları, olarak yapılmıştır.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; eşyanın ithali sırasında, idarece, beyan edilen kıymetin doğruluğundan şüpheye düşülmesi halinde, ileride doğması olası vergi farkının eldeki verilere göre hesaplanarak, bu tutarın güvenceye alınması amacıyla, Gümrük Kanununun 204’üncü maddesi uyarınca teminat istenilmesine karar verilebileceği; alınacak teminatın miktarının belirlenmesine yönelik bu hesaplama ile hesaplanan tutarın teminata bağlanması yolundaki işlemin ise; Gümrük Kanununun 24’üncü ve izleyen maddeleri uyarınca bir araştırmaya dayanmaması nedeniyle, tahakkuk olarak nitelendirilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketçe ithal edilmek istenilen eşyanın beyan edilen birim kıymeti ile Şirket adına tescilli … gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ait faturadaki aynı eşyanın birim kıymeti arasında gönderici firmanın da aynı olmasına rağmen fark bulunduğunun tespit edilmesi üzerine Dünya Çay İhtisas Borsası fiyatı dikkate alınarak, aradaki kıymet farkı için hesaplanan tutar 17.7.2001 tarihinde depozito olarak alınarak, eşyanın ithaline izin verildiği, davacı Şirketçe, gümrük müdürlüğüne yapılan düzeltme başvurusuna ait 18.7.2001 tarihli dilekçede, hem alınacak teminatın belirlenmesine yönelik hesaplamanın, hem de eşyanın ithali sırasında teminat alınmasının düzeltilmesinin istenildiği, İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğüne verilen 15.8.2001 tarihli itiraz dilekçesinde ise, Gümrük Müdürlüğünün düzeltme isteminin reddine ilişkin işlemine itiraz edildiği ve gelir eksikliğinin terkininin talep edildiği, bu talebin reddine dair başmüdürlük kararının iptali istemiyle açılan davada da, ek tahakkukun iptalinin istenildiği; Mahkemece ise; yazılı gerekçeyle işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, Mahkemece davanın konusu, davacı Şirket adına yapılan ek tahakkuk olarak kurulmuş ve bu konuda hüküm tesis edilmiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere, olayda, henüz Gümrük Kanununun 24’üncü ve izleyen maddeleri uyarınca tespit edilmiş bir kıymet farkı ve bu fark üzerinden yapılmış ek tahakkuk olmadığı gibi, dava konusu işlemin, ileride doğması olası vergi farkına esas olmak üzere alınacak teminatın miktarının belirlenmesi amacıyla yapılan bir hesaplamadan ibaret olduğu, bu haliyle de gerek düzeltmeye, gerek itiraza, gerekse söz konusu prosedürün işletilmesinden sonra olsa dahi, idari davaya konu edilebilecek, kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem niteliği taşımadığı görülmektedir.
Bu itibarla; Mahkemece, söz konusu işlem hakkında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesi ile 15’inci maddesinin 1/b bendi uyarınca yapılacak yargılama sonucu karar verilmesi gerekirken; dava konusu uyuşmazlığın hatalı nitelendirilmesi suretiyle hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkeme verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 21.9.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.