Danıştay Kararı 7. Daire 2005/1954 E. 2005/2790 K. 17.11.2005 T.

7. Daire         2005/1954 E.  ,  2005/2790 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/1954
Karar No : 2005/2790

Temyiz İsteminde Bulunan:Merter Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf :… Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
(Eski unvanı; … İplik Sanayi Anonim Şirketi)
Vekili : Av. …
İstemin Özeti Davacı Şirket tarafından 1998 yılında kullanılan ihracat kredisine ilişkin olup, ihracatı teşvik mevzuatı uyarınca, kredinin kullandırıldığı tarihte alınmayan damga vergisinin, ihracat taahhüdünün süresi içerisinde usulünce kapatılmadığından bahisle, kesilen ağır kusur cezası ile birlikte istenilmesine ilişkin işlemi; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114’üncü maddesine göre, 1998 dönemine ait damga vergisinin en geç 2003 yılı sonuna kadar, tarh ve ilgilisine tebliğ edilmiş olmasının gerekmesine rağmen, olayda, 5.3.2004 tarihinde tebliğ edilen vergilerin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; taahhüt hesabının en geç 31.12.2003 tarihine kadar kapatılması gerektiğinden, bu tarihin vergi ödeme mükellefiyetinin başlangıç tarihi olduğu, bu nedenle zaman aşımına uğramış bir alacağın söz konusu olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yönündedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Damga vergisinde, vergiyi doğuran olay, 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçer bir işaret konulması anında meydana gelmekte ve sözü edilen Kanunda gösterilen zamanlarda ödenmesi gerekmekte ise de, olayda olduğu gibi ihracatı ( veya yatırımı yada döviz kazandırıcı faaliyetleri ) teşvik etmek amacıyla yapılan düzenlemelerle, söz konusu faaliyetlerle ilgili işlemler dolayısıyla tahakkuk ettirilerek tahsil edilmesi gereken damga vergisinin tahakkuk işleminin yapılması, Kanunda öngörülen zamanlar yerine, şarta bağlı olarak ileriki bir tarihe ertelenmesi öngörülmektedir.Bu şart ise, teşviklerden yararlanılabilmesi için uyulması zorunlu olan kuralların ihlali veya taahhüdün öngörülen şekilde ve sürede yerine getirilmemiş olmasıdır.
Olayda, ihracat taahhüdünün gerçekleştirilmesi için öngörülen sürenin son günü 31.12.2003 olduğuna ve izleyen yıl olan 2004 takvim yılı başından başlamak üzere, en son 2008 takvim yılı sonuna kadar tarh ve tebliği gereken damga vergisine ilişkin işlemin, 5.3.2004 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olması sebebiyle, tahakkuk zaman aşımından söz etmek mümkün olmadığından, aksi gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi:Yükümlü Şirketin, bankalardan kullandığı döviz kredilerine ilişkin ihracat taahhütlerini süresinde kapatmadığından, damga vergisi istisnasından yararlandırılamayacağından bahisle tarh olunan cezalı damga vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı, zaman aşımı nedeniyle kabul eden vergi mahkemesi kararının temyizen bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir. Olayda, ihracat ve yatırımlarda vergi, resim ve harç istisnasından yararlanan yükümlü şirketin kullanmış olduğu krediye ilişkin taahhütlerini 31.12.2003 tarihine kadar kapatmadığı anlaşılmaktadır. Sayılı Vergi Usul Kanununun 114′ üncü maddesine, 3239 sayılı kanunla eklenen ve dava konusu olaya kıyasen uygulanması gereken üçüncü fıkrasına göre, damga vergisinde zaman aşımı süresinin taahhüdün yerine getirilmediğinin saptandığı tarihi izleyen yıldan itibaren başlaması gerekeceğinden, olayda, zaman aşımının sözkonusu olmadığı anlaşılmakla, aksi yönde verilen vergi mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır. Açıklanan nedenle, davalı vergi dairesi temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu, davacı Şirket tarafından 1998 yılında kullanılan ihracat kredisine ilişkin olup, ihracatı teşvik mevzuatı uyarınca, kredinin kullandırılması anında alınmayan damga vergisinin, ihracat taahhüdünün süresi içerisinde, usulüne uygun olarak kapatılmadığından bahisle salınmasına ve ağır kusur cezası kesilmesine ilişkin işlemi, verginin tahakkuk zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirkete, gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ihracatın finansmanında kullanılmak üzere, ihracat kredisi verildiği, daha sonra krediyi kullandıran Bankaca davalı Vergi Dairesine gönderilen 30.1.2004 gün ve 50/22 sayılı yazıyla, en geç 31.12.2003 tarihine kadar kapatılması gereken taahhüt hesabının usulüne uygun olarak kapatılmadığının bildirilmesi üzerine, ihracatı teşvik mevzuatı uyarınca, başlangıçta alınmayan damga vergisinin salındığı ve ağır kusur cezası kesildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun zaman aşımına ilişkin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrası, “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrar.,” hükmü yer almış; 19’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında ise, vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı belirtilmiştir.
Bazı vergi kanunlarında değişiklik yapan 3505 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesinde, ihracat işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtların,(4369 sayılı Kanunun 81’inci maddesinin (K) bendi ile değiştirilen haliyle) 31.12.2003 tarihine kadar damga vergisinden istisna olduğu, kredilerin amaç dışı kullanılması, taahhüt edilen ihracatın gerçekleştirilmemesi veya teşvik belgesindeki şartların yerine getirilmemesi halinde, alınmayan damga vergilerinin, ihracatçı veya yatırımcı kişi ve kuruluşlardan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ceza ve gecikme faizi ile birlikte alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu duruma göre, vergiyi doğuran olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmül tarihinin tespiti, zaman aşımı süresinin başlangıcı, dolayısıyla, uyuşmazlığın çözümü bakımından önem taşımaktadır.
Bakılan davada, mükellef şirketin damga vergisi istisnasından yararlanmasının nedeni, ihracatı teşvik mevzuatı kapsamında taahhüt ettiği ihracatı yapacak olması; uyuşmazlığa konu vergilerin istenilmesinin nedeni de, taahhüdün öngörülen şekilde yerine getirilmediğinin tespit edilmesidir.
Damga vergisinde, vergiyi doğuran olay, 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçen bir işaret konulması anında meydana gelmekte ve sözü edilen Kanunda gösterilen zamanlarda ödenmesi gerekmekte ise de; olayda olduğu gibi ihracatı ( veya yatırımı ya da döviz kazandırıcı faaliyetleri ) teşvik etmek amacıyla yapılan düzenlemelerle, söz konusu faaliyetlerle ilgili işlemler dolayısıyla tahakkuk ettirilerek tahsil edilmesi gereken damga vergisinin tahakkuk işleminin yapılması, Kanunda öngörülen zamanlar yerine, şarta bağlı olarak ileri bir tarihe ertelenmesi öngörülmektedir.Bu şart ise, teşviklerden yararlanılabilmesi için uyulması zorunlu olan kuralların ihlali veya taahhüdün öngörülen şekilde ve sürede yerine getirilmemiş olmasıdır.
Yukarıda yer alan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, ihracatı teşvik mevzuatı hükümlerine göre verilen ihracat süresi sonunda, ihracatın gerçekleştirilmemesi veya bu süre içinde yapılan ihracatın gerçek olmaması hallerinde, Vergi Usul Kanununun 19’uncu maddesinde belirtilen vergiyi doğuran olayın, ihracat süresinin sona erdiği tarihte tekemmül etmiş olacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Buna göre de, zaman aşımı süresinin, ihracatı teşvik mevzuatı ile tanınan sürenin bitim tarihini takip eden takvim yılı başından başladığının kabulü gerekir.
Olayda; ihracat taahhüdünün gerçekleştirilmesi için öngörülen sürenin son günü 31.12.2003 olduğundan izleyen yıl olan 2004 takvim yılı başından başlamak üzere, en son 2008 takvim yılı sonuna kadar tarh ve tebliği gereken damga vergisine ilişkin işlemin, 5.3.2004 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olması sebebiyle, tahakkuk zaman aşımından söz etmek mümkün olmadığından, işin esasının incelenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekirken, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine, mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 17.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.