Danıştay Kararı 7. Daire 2005/1018 E. 2005/1227 K. 14.06.2005 T.

7. Daire         2005/1018 E.  ,  2005/1227 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/1018
Karar No : 2005/1227

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Karşı Taraf : Ziyapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Tasfiye Halinde … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; aynı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan ve mahkemelerinde derdest olan dava sebebiyle, açılan işbu davanın mükerrer olduğu gerekçesiyle incelenmeksizin reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; önceki davanın şirket adına, bu davanın ise şahıs adına açıldığı, dolayısıyla, mükerrer davadan söz edilemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’inci maddesinin 1’inci fıkrasının 4577 sayılı Kanunun 5’inci maddesiyle değişik (a) bendinde; iptal davasının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı; aynı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği; 14’üncü maddesinin 6’ncı fıkrasında da, davanın her safhasında 15’inci madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükme göre; iptal davası açılabilmesi, açanın davaya taraf olma ehliyetine sahip bulunmasına bağlı bulunmaktadır.
Yargılama Hukuku kurallarına göre; dava ehliyetinin varlığı, öncelikle dava açanın taraf olma; yani, hak ehliyetinin bulunmasına bağlıdır. Şirketler için söz konusu ehliyet, tüzel kişiliğin kazanıldığı tarihten kaybedildiği tarihe kadar mevcut olan bir niteliktir. Başka anlatımla; bir şirketin hak sahibi olması veya borçlu kılınabilmesi, ancak tüzel kişilik kazandığı tarihle bu kişiliğinin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklı bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre de, şirketlerin tüzel kişiliği, fesihleri sonucu ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer.
Olayda, adına ödeme emri düzenlenen şirketin 17.12.1998 tarihinde fesh edilip ticaret sicilinden kaydı silinerek tüzel kişiliğinin sona ermiş olması sebebiyle, hukuken var olmayan Şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsili olanaklı değildir. Bunun sonucu olarak, tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, olmayan şirket adına tarh ve ceza kesme işlemleri tesis edilemez; tesis edilen işlemler de, herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan; başka deyişle, hukuk düzeninde varlık kazanmayan işlemlerin ise, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesi söz konusu olamaz.
Bu hukuki durum karşısında; feshedilmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin temsili de söz konusu olamayacağından, tasfiye memuru tarafından olmayan şirketi temsilen açılan ve ehliyetsizlik nedeniyle reddi gereken davanın, mükerrerlik bulunduğu gerekçesiyle incelenmeksizin reddi yolundaki mahkeme kararında hukuka uyarlık mevcut değilse de; temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, sonucu itibarıyla doğru olan anılan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 14.6.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.