Danıştay Kararı 7. Daire 2004/616 E. 2004/1749 K. 14.06.2004 T.

7. Daire         2004/616 E.  ,  2004/1749 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/616
Karar No : 2004/1749

Temyiz İsteminde Bulunan : … Gıda Sanayicileri Dış Ticaret Anonim Şirketi
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Öncüpınar Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli … gün ve … sayılı beyanname kapsamı eşya nedeniyle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, … Holding ve Holdinge bağlı şirketlerin işyerinde yapılan aramalarda, gümrük işlemlerinde kullanılmak üzere hazırlanan çok sayıda isim kaşesi, mühür, çeşitli firmalara ait boş fatura ile boş menşe şahadetnamesi, sağlık sertifikası, analiz rapor formu ve bu belgelerin Suriye Gümrük Müdürlüğü tarafından onaylanmasında kullanılan mühür ve kaşelerin ele geçirildiğinin anlaşılması ve Mahkemelerinin … esasına kayıtlı dosyada bulunan 19.8.2000 günlü tutanakta, Türkiye ve Suriye’nin gümrük müfettişlerinin katılımıyla oluşturulan heyetler tarafından, gümrük giriş ve çıkış beyannamelerinin karşılaştırıldığının belirtilmesi karşısında, davacı Şirket adına yapılan ek tahakkukta yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; beyan edilen kıymetin gerçeği yansıttığı, ayrıca, Mahkemece karar verilmeden önce davacı Şirketin yetkilileri hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın sonucunun beklenilmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : 1615 sayılı Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinde, kanuna göre alınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyadan, bu surette hiç alınmamış veya noksan alınmış olan vergilerin eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili gümrüğünce yazı ile bildirilerek mükelleflerinden isteneceği, 89’uncu maddesinde de, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olduğu ve suçun zaman aşımı daha uzun bulunduğu takdirde, bu alacakların Türk Ceza Kanununun dava ve ceza zaman aşımları hakkındaki süreler içerisinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere kanun koyucu, gümrük vergileri alacaklarının, eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren işleyen üç yıllık süre içerisinde istenmesini, kesinleştiği tarihten itibaren de beş yıl içerisinde takip ve tahsilini öngörmüş, ancak ortada aynı zamanda ceza uygulanmasını gerektiren bir fiilin bulunması halinde, vergi alacağının takip ve tahsilini, Türk Ceza Kanununun 102’nci maddesinde düzenlenen dava açma süreleri ile 112’nci maddesinde düzenlenen ceza zaman aşımı sürelerine bağlamak suretiyle, konusu suç teşkil eden eylem ve işlemlerle vergi kayıp ve kaçağının önlenmesini amaçlamıştır. Ancak, söz konusu hükmün uygulanabilmesi için, ek vergi alınmasını gerektiren fiilin aynı zamanda “suç” olduğunun mahkeme kararı ile sabit olması gerekir.
Olayda, 5.101998 tarihinde fiili ithali gerçekleştirilen eşyalara ilişkin olarak yapılan ek tahakkukun, 86’ncı maddede öngörülen üç yıllık süre geçirildikten sonra tebliğ edildiği açık olmakla birlikte, temyiz dilekçesinden davacı şirket yetkilileri hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında ceza davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirket yetkilileri hakkında açılan ceza davasında verilecek nihai karar, olaya uygulanması gereken kanun (86’ncı veya 89’uncu madde) hükmünün tespiti bakımından önem arz ettiğinden, Mahkemece, anılan davanın sonucunun beklenilmesi ve ona göre bir karar verilmesi gerektiğinden, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdari ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizce incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar; söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiç birisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; fiili ithal tarihinden itibaren, olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin geçmesinden sonra tebliğ edilen ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın; işin esasının incelenmesi suretiyle, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Her ne kadar, 1615 sayılı Gümrük Kanununun anılan 86’ncı maddesinde, kanuna göre alınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyadan, bu suretle hiç alınmamış veya noksan alınmış olan vergilerin, eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili gümrüğünce yazı ile bildirilerek mükellefinden isteneceği hükme bağlanmışsa da; aynı Kanunun 89’uncu maddesinde, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların da, Türk Ceza Kanununun dava ve ceza zaman aşımları hakkındaki süreler içerisinde kovuşturulup , tahsil edileceği öngörüldüğünden, davaya konu gümrük vergisinin dayanağını oluşturan ithalat dolayısıyla ilgililer hakkında ceza davası açılması ve bu dava sonucu mahkumiyet kararı verilmesi durumunda, gümrük idaresinin, söz konusu ithalattan doğan gümrük vergi ve resimlerini, suçun tabi olduğu zaman aşımı süresi içerisinde yapıp tebliğ edeceği ek tahakkukla isteyebileceği açık bulunmaktadır.
Olayda da; davacı Şirketin temyiz istemine ilişkin dilekçesinden, davacı şirket yetkilileri hakkında 1918 sayılı Kanuna muhalefet (toplu kaçakçılık) eyleminden dolayı, … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında ceza davası açıldığı anlaşıldığından; dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasının, ek tahakkuka dayanak alınan gümrük giriş beyannamesi ile ilgisinin araştırılması ve ilgili bulunması halinde, anılan davanın sonucunun beklenilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının, yukarıda sözü edilen araştırma yapılarak sonucuna göre yeniden verilmek üzere bozulmasına ve bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 14.6.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.